USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur

Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur
28-11-2023

NELER ÇEKER BU GÖNÜL SÖYLESEM ŞİKÂYET OLUR

“Kendilerine hakaret ettirip, şikâyet davaları ile para kazanmaya çalışanlar adliyeyi ve emniyeti bıktırdı.”

Son dönemde şikâyeti meslek haline getirenlerin arttığına dair bu haber, “İndependent Türkçe” sitesinde bu başlık ile yer alıyor. Haberdeki ilginç ayrıntılar kısaca şöyle:

“Son yıllarda sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte özellikle hakaret davalarında gözle görülür bir artış var. Ancak bazı iddialara göre, aralarında kamuoyunun tanıdığı isimlerin de olduğu bazı kişiler, "hakaretleri" kendileri için bir ranta çevirmiş durumda. Kendilerine bilerek hakaret edilmesine yol açacak kışkırtıcı paylaşımlar yaptıkları ve sonrasında da bunlarla ilgili şikayet davaları açtırarak uzlaşma yolu ile karşı taraftan para aldıkları iddia ediliyor.”

Haberde ayrıca bir yetkili, konunun en önemli tarafını işaret ediyor:

10 bin hakaret dosyası olan kişiler var. Bu işi meslek haline getiren sosyal medya fenomenleri var. Bilerek garip ve tahkir edici hareketler yapıp, sözler söyleyerek kendilerine hakaret ettirip sonrasında şikayetçi oluyorlar. Bu durum, çok ciddi bir kamu kaynağı israfı.”

Şikâyet konusu başka açılardan da incelenmesi gereken önemli bir konu. Yazılarımda, utanmak, dürüstlük, yardımseverlik, saygı, ahde vefa, kanaat ve bunlar gibi daha birçok değerimizin yok olmaya yüz tuttuğuna sık sık değiniyorum. Bunlara şikâyet etmemek/ tahammül etmek konusunu da ekleyebiliriz.

Çevremizde her şeyden şikâyet eden, hiçbir şeyden memnun olmayan, içinde olduğu şartların kıymetini bilmeyen, suçu hep başkalarına atan, kendisinde hata görmeyen, ülkesini beğenmeyen, milletini beğenmeyen, ailesini beğenmeyen, hiçbir şeyde iyi bir taraf bulamayan fakat bütün bu şikayetlerine rağmen bir şeyler daha iyi olsun diye bir çaba da göstermeyen insan sayısında artış var.

Yukarıdaki haberi okuyunca eskiden istisnai durumlar dışında olur olmaz her şey için şikâyet etmenin yakışıksız bir davranış olarak görüldüğü aklıma geldi.

Bundan 30-40 yıl öncesinden bahsediyorum…

Çok daha eskilere gidersek bunun yakışıksız bir davranış olarak değil, direk edepsizlik olarak algılandığını görebiliriz. Halinden şikâyet etmeyi edepsizlik saymaya örnek olarak 17. yüzyılın en önemli divan şairlerinden Şeyhülislam Yahya Efendinin şu mısrası geliyor aklıma:

“Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur.”

Günümüz Türkçesinin, kısaltmalar, argolar, küfürler ve emojilerle maruz bırakıldığı kirlenmeyi düşünürsek nerede ise beş asır önce yazılmış bu mısradaki “Temiz Türkçe” dikkat çekiyor.

Günümüzün yaşayan en önemli hikayecilerinden Mustafa Kutlu, bu mısra ile ilgili bir anekdotu şöyle anlatıyor:

“Rivayete göre Yahya Kemal’in de bulunduğu bir mecliste, ki bu mecliste bulunanların çoğu belli bir şiir zevkine, birikimine sahiptir; Divan Edebiyatımızdan binlerce gazel, binlerce beyit ezberlemişlerdir, şöyle bir karara varılıyor:

-Meclistekilere bir hafta izin. Bu zaman zarfında her fert edebiyatımızdan en güzel, en manalı, en derin, en ahenkli mısrayı seçip getirecekler. Böylece koca divan edebiyatımızın Şah Mısrası bulunacak.-

Bir hafta sonra meclis toplanıyor ve bulunan mısralar okunuyor. Gariptir; meclisin çoğunluğu şu mısrayı tercih etmiş: “Neler çeker bu gönül söylesem şikayet olur”.

Üstad Yahya Kemal dahi bu neticeye katılıyor. Serapa Türkçe, saflık ve sadelik ile adeta kristal hale gelmiş bir mısra. Doğrusu ben de bu mısraya vurgunum.”

Not: Mustafa Kutlu, Şeyhülislam Yahya Efendi ile aynı dönemde yaşamış olan Aziz Mahmut Hüdai’nin Günler gelip geçmekteler, Kuşlar gibi uçmaktalar mısrasına da değiniyor.

Temiz Türkçesi, derinliği ve manası nedeniyle ona da hayranlığını ifade ediyor. Benim de vurgun olduğum bu mısraya yazılarımda sık sık yer verdiğimi hatırlayanlarınız olacaktır.

Kültürümüzde ve inancımızda şikayet etmek doğru bir davranış olarak görülmez ve sakıncalı olduğu belirtilir. Çünkü biz inanırız ki; şikâyet, nimetleri azaltır. Şükretmek ise arttırır. Üstelik kula şikâyet, Gayretullaha dokunur.

Bu nedenle Yusuf Suresinde, Hz. Yusuf’un Ben kederimi ve hüznümü sadece Allah’a arz ederimdediği yer alır. Ayrıca hikmet ehli, bizi “sürekli şikâyet eden insanlardan uzak durmamız” konusunda uyarıyor.

İş dünyasına yönelik olarak da uzmanlar özellikle çalışma hayatında -dedikoduyu arttıran ve sürekli” yakınan- bu insanlardan uzak durmakta fayda olduğunu belirtiyorlar. Bu insanlar genel olarak çözümün bir parçasını oluşturmaktan yana değildirler, bilakis sorunun bir parçasıdırlar. Üstelik sadece yakınmakla hiçbir sorun çözülemez.

Konunun bir de toplumsal boyutu var.

Asırlardır, bilimde, teknolojide ve sanatta dünyaya mal olmuş eserler üretmekte yetersiz kalan, ekonomisi dışa bağımlı olan, hiç gelişememiş ya da bizim gibi az gelişmiş toplumlarda tam tersine şikayet ve yakınma kültürü çok gelişmiştir. Bu durum Ekonomik büyümeyi de olumsuz etkilemektedir. Örneğin, Borsa İstanbul’da işlem gören ilk 400 firmamızın toplam değeri bir Apple etmemektedir.

Tembelliklerine ilginç kılıflar bulmakta pek mahir olan bireyler için suçlu, kendisi gibi düşünmeyenlerdir, hep diğer insanlardır, idarecilerdir, yönetimlerdir.

İdareciler ve yönetimler için ise suçlu hep başka ülkelerdir, batıdır, dış mihraklardır, emperyalizmdir ve sorun onların oynadığı oyunlar ve çevirdiği dolaplardır.

Sonuçlarda bütün bu saptamaların da payı olduğunu kabul ediyorum… Fakat asıl payı, üzerine oyun oynanırken kendisi, üzerine düşeni yapmayanlar oluşturmaktadır.

Prof. Dr. Sinan Canan bir sohbetinde şikâyet etmenin sakıncasını farklı bir açıdan ele alıyor. “Şikayet eden cesaret edemez, çünkü şikayet bir zehirdir, içerseniz cesareti öldürürsünüz. Bu ikisi aynı bedende bulunamaz, şikayet gitmeden cesaret gelmezdiyerek, şikayet edenlerin cesaretlerinin de kırıldığını ve bunun harekete geçmelerine engel olduğunu belirtiyor.

Genellikle başarısız insanların başarısızlıklarının temelinde bu anlayışın yattığı tespitinde bulunuyor.

Yazımızın başında yer verdiğimiz haberdekiler gibi şikayeti meslek haline getirenlerin kazandıklarını zannederken aslında “kaybettiklerine” şüphe yok. Ayrıca her şeyden şikâyet ettiği için bir türlü cesaret etmeyi başaramayarak hem kendi hayatlarını heba eden, hem çevrelerine umutsuzluk saçanların topluma da zarar verdiklerini söylemek yanlış olmayacaktır.

Sabır ve Tahammülün hiçbir şey yapmamak değil, zorluklara ve olumsuzluklara katlanmak ve pes etmeden mücadeleye devam etmek anlamına geldiğini belirtelim ve yazımızı Hz. Mevlana’nın konuyu çok güzel tamamlayan şu sözü ile bitirelim:

Şikâyetçi kötü huyludur. İyi huylu, şikâyet etmez tahammül eder.”

.

Hüseyin Burak Uçar, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Eyüp Özcan
Eyüp Özcan 1 yıl önce
Hüseyin Bey, elinize sağlık..
İnsanlar fırsatların gelmesini bekler, fırsatlar da insanların.. Fırsatlar bekler, insanlar bekler..Kazanan hep mazaret olur.
Kadiryuksel
Kadiryuksel 1 yıl önce
Değerlerimize kıymet vermeyen insanların hizipleştiği, göz göre göre akıl dışı eylem ve söylemlerin ortaya döküldüğü şu günlerden geçerken naif insanlara selam niteliğindeki bu kıymetli yazı için yazarımıza teşekkür ediyorum.
Elinize emeğinize sağlık..
Nuh
Nuh 1 yıl önce
Yazınızda 17.yüzyılda söylenilen bşr sözden bahsetmişsiniz. Rakam olarak belki 21. yüzyılda olabiliriz ama 17. yüzyılın çok çok gerisindeyiz.
Nigar Özel
Nigar Özel 1 yıl önce
Şikayet kolay memnuniyet şükür zordur tamda günümuz insanını iyi analiz eden güncel bir yazı olmuş tebrikler
Mehmet Şakir
Mehmet Şakir 1 yıl önce
İnsan kalitemiz gün geçtikce düşmektedir malesef,Rabbim şikayet etmeyen harekete geçen nesiller nasip eylesin inşallah
Feridun
Feridun 1 yıl önce
Hüseyin bey çok değerli bir konuyu kaleminize almışsınız . Maalesef şikayet etmek memnuniyetsizlik en kolay olanı . Belirli anlarda herkesin bir şikayeti olsada yazınızda bahsettiğiniz gibi bazıları her şeyden şikayet eder olmuş. Doğru olanı ise sahip olduğumuz değerlerin kıymetini bilerek gayret ve şükür etmektir. Gayret içinde şükür edenlerden olabilmemiz dileğiyle, değerli hatırlatmanız sebebiyle tekrar teşekkür ederim...
Haleti Ruhiye
Haleti Ruhiye 1 yıl önce
Sosyal medyada ağzına geleni söyleyip insanları tahrik ediyorsan, karşılığında gelecek yorumları kabullenmiş olman gerekir. Bunların dava konusu bile olmaması gerekiyor. Hukuki düzenleme şart.
Rahmi
Rahmi 1 yıl önce
Şikayet acziyettir.
Yaşar KIYAN
Yaşar KIYAN 1 yıl önce
Günümüz şikayetçileri yarım saate hükmet kurup yenisini kuruyor. Birde memur ve emekli ise beş dakika.
Aydın
Aydın 1 yıl önce
Tebrikler, çok doğru tesbitler
Mesut isen
Mesut isen 1 yıl önce
Rabbim sabredenlerden eylesin.buyuklerden biri doktora gitmiş doktor şikayetiniz demiş Allah dostu da estağfurullah şikayetiniz yok ağrımiz var demiş.kimi kime şikayet edeceğiz.
aycan
aycan 1 yıl önce
“Şikâyetçi kötü huyludur. İyi huylu, şikâyet etmez tahammül eder.”

bir çırpıda okuyup istifade ediyorum, var ol hocam
Murat
Murat 1 yıl önce
Gerçekten güzel bir yazı olmuş. Evren'e olumlu cümleler göndermenin başarı için şart olduğu, hedefi olan ve disiplinli olan insanların başarısız olma ihtimalinin sıfır olduğu kesindir diye düşünüyorum.
Yıldıray Yıldız
Yıldıray Yıldız 1 yıl önce
Yazdıklarınıza sonuna kadar katılıyorum Allah sonumuzu akıbetimizi hayır eylesin
Mehmet
Mehmet 1 yıl önce
Kaleminize sağlık
CUMHUR KARASU
CUMHUR KARASU 1 yıl önce
Günümüzde pes etmeyenler şikayet edenler ve makam sahipleri kifayetsiz muhterisler olduğu sürece de bu böyle devam edecek gibi. Kaleminize sağlık Hüseyin Bey.
Selda
Selda 1 yıl önce
Yine çok güzel bir yazı olmuş Şikayet etmediğimiz şükrettttiğimiz günlerimiz olsun kaleminize sağlık Hüseyin bey
Ahmet Reşat SAKARYA
Ahmet Reşat SAKARYA 1 yıl önce
Merhabalar Hüseyin bey, yine çok sürükleyici bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık.
Fikret  Güneş
Fikret Güneş 1 yıl önce
Yine çok güzel konulara değinmişsiniz kaleminize sağlık
Bülent
Bülent 1 yıl önce
Tahammülünde bir sınırı var. :)
Lütfü
Lütfü 1 yıl önce
Bülent Abiye Katılıyorum. :)
Halil İbrahim Yay
Halil İbrahim Yay 1 yıl önce
Kaleminize sağlık...