Bismillah Aşk için
Bismillahirrahmanirrahim
Bugün yazmak, her gün yazmaktan daha zor. Bugün yaşamak, her günkü yaşamaktan da… Betül “Mayalar haklıydı, kıyamet 2012’de koptu” demişti.
Koptu.
İnsanlar, yerlerini biz çelişki yumağı dünyalık beden tapınıcılarına bırakıp gittiler.
Şamiller, Aliyalar öldü. Haliller öldü.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurlar ki:
"Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar."
Bilenler, anlayanlar için bu hadiste çok şey vardır.
Herhangi bir insan, bir çocuğun acı çekmesinden rahatsız olabilme normalliğine sahiptir.
Normal budur.
Zombilerse, kendilerinden başka bir canlının zarar görmesine aldırmazlar.
Bu, bir zehirlenmedir.
Kısacık bir yazı olacak bu.
Bu zehirlenmeye dair.
İçinde bulunduğumuz kafese dair.
İlkesel sapmaya, kendine karşı dürüst olamamaya, şerefi hazzından sonra gelme basitliğinden kurtulmaya dair.
Herkes önce kalbindeki, ruhundaki işgale son versin.
Derin ve samimi bir tövbeyle tövbe edelim.
Nasuh tövbe edelim.
İşlediklerimizin günahlığını inkâr edip, ayet-hadis getirip dilimizi kıra kıra uydurduğumuz bahaneleri tükürerek, itiraf edip Allah’a, tövbe edelim.
Sesi güzel, kaşı-gözü güzel diye dinleyip, nefsimizi homini gırtlak doyurduğumuz şarkıları, “ben ben” diyen psikolog sözlerini, astrolog yorumlarını, şiirlerini, haysiyet sahibi sözlerle takas edelim.
Hiç kimsenin bizi görmediği yerde gören, kimsenin işitmediği günahlarımızı örten Allah’tan hakkıyla korkalım.
Damarlarımızda ne kadar zehir varsa, nefse dair ne kadar…
Kem-küm etmeden atalım.
Şerefli bir hayat yaşamayan, şerefli bir ölümü hak etmez.
Şehadet, dünyanın bütün mülklerinden kıymetli bir cennet anahtarıdır ki, ancak günahsız, temiz olana nasip olur.
“Şüphesiz bu dünya bir oyun ve oyalanma yeridir.”
Her şeyi başkasından beklemeden, “o niye öyle yapmadı, bu niye böyle demedi” demeden, biz ne yapacağız ona bakalım.
Sonunu düşün!
Yine bencil ol.
Hesap gününde dünyalık nimetler için paraladığın canının Allah’ın karşısında ne halde duracağını düşün.
Üç kuruşluk keyifler, acılar uğrunda heba olan hayatınla takas ettiğin şeyin sefaletine bir bak.
Karşı koymadığın her zulüm, ölümü evladının beşiğine çağırıyor.
Biz o savaşların hiçbirine gitmedik.
Durdurmadığımız her zulüm, büyüdü büyüdü, artık kapımızı çalıyor.
Savaş bize geliyor.
Hiçbir hayat, yüz üstü sürüne sürüne, çocuk cesedlerine gülümseyerek süremez.
O kahve bardaklarını hemen bırakın, çocuk eti satan zincir restoranlardan çıkın, o keyfi bebek kanına bağlı rezillerin şarkılarını dinlemekten, filmlerini izlemekten vazgeçin.
Ruhunuzu işgalden arıtın.
Arıtın ki sonra sıra dünyaya gelsin.
Bugün bunu yapacağız.
Samimi bir niyetle Allah’a, insan olmaya doğru bir adım atıp, naftalinleyip dolaplara kaldırdığımız, haz ile takas ettiğimiz şerefimizi geri alacağız!
Yapacağız!
Başka yolumuz yok!
Çocukların biner biner öldüğü bir dünyada, kimin bize ne dediği ve bir gün fazla yaşayıp yaşamamak umurumuzda olmayacak işte o gün gerçekten.
Sözde değil, gerçekten.
Allah, kendisinden hakikatiyle korkanları muzaffer kılsın.
.
Ülkü Menşure Solak, dikGAZETE.com