MUHALEFETİN MİTİNG MEYDANLARI
Dünkü yazıda;
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın mitinglerinde kalabalıkların ruh halini, bir annenin çocuğunu kaybetme endişesi
Veya…
Bir babanın “evladıma dokunanın ciğerini sökerim!” kararlılığında olduğunu…
Binaenaleyh;
20 yıldır AK Parti iktidarı tarafından yapılan hizmetlerin…
Bilhassa savunma sanayi ve Ayasofya’nın zarar görmemesi için halkın; miting meydanlarında adeta çırpındığını yazmıştım.
Peki,
Muhalefetin miting meydanlarında durum nasıl ona bakalım.
DEVR-İ SABIK…
Muhalefetin miting meydanlarındaki dilini;
Kısaca söylemek gerekirse,
Bir ‘devr-i sabık’ hayali peşinde olduğunu tespit etmek kolayca mümkün.
Yani;
“Geleceğiz!.. Kapıları kıracağız!.. Teröre bulaşanları serbest bırakacağız!.. Projeleri parçalayıp atacağız!.. Yatırımları durduracağız!.. İHA-SİHA’lara dokunacağız!.. Mütahitlerin parasını ödemeyeceğiz!.. Bu projelere imza atanların burnundan fitil fitil getireceğiz!.. Bütün bürokratlara el çektireceğiz!..” vs. gibi tehdit, nefret ve sorumsuzca sorgulayıcı bir ruh hali içindeler.
Bunları söylerken de;
Nobran, üstenci ve buyurgan bir dil kullandıkları görülmektedir.
Peki;
İcraat olarak ne vadediyorlar?
BORÇ-FAİZ VE AĞIR İŞLEYEN BİR BÜROKRASİ…
İcraat olarak da;
İngiltere tefecilerinden alacakları 300 milyar dolara bel bağlamışlar.
Sanki;
Bu para (o da alabilirlerse) faizi ile birlikte geri ödenmeyecekmiş gibi konuşuyorlar.
Ha bir de;
“Güçlendirilmiş parlamenter sistem” getireceklermiş.
NASIL BİR ŞEY O?..
Mesela;
Başbakan bir karar alıp uygulayacak.
Bir karar için;
Bakan önce başbakana teklif edecek!..
O teklifi;
Başbakan, Cumhurbaşkanına sunacak!..
Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcılarının onayını almak üzere gönderecek.
CB yardımcılarından birinin işine gelmeyip, şerh koyacak olursa eğer!.. (ki; koyma ihtimali çok yüksek. Her biri başka telden çalan 7 CB yardımcısı olacak ve bunları Kılıçdaroğlu seçmedi. Bilhassa son ikisi -E.İmamoğlu ve M.Yavaş- adeta ittirilerek zorla kabul ettirildi. E haliyle bu kadar horozun olduğu bir köyde sabah olur mu? Neyse…)
Mezkûr karar cumhurbaşkanına geri dönecek. Oradan da başbakana...
Başbakan, itiraz edilen kısmın düzeltilmesi için ilgili bakana…
Bakan, bürokratlarını toplayıp…
Vs. vs. vs.
Bir kararın nasıl çıkacağını yazarken bile bu kadar uzun sürüyorsa
Varın icraatın nasıl olacağını!.. Daha doğrusu nasıl olmayacağını siz düşünün.
Yani muhalefet;
Aslında iş yapmak için değil,
İş yapmamak için göreve talip olduğunu “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”i istemesinden belli.
İspatı mı?
İşte; İstanbul Büyükşehir Belediyesi!
İşte; Ankara Büyükşehir Belediyesi…
4 yıldır CHP, bu belediyeleri yönetiyor. Bu kadar büyük bütçeleri olan bu iki büyükşehrimizin hali ortada…
Üstelik bu iki başkan…
Belediye başkanlığı yanında bir de cumhurbaşkanı yardımcısı olmak için halktan oy talep ediyorlar.
Bu durum ve böyle vaatlerle Meydanlar dalgalanıp coşar mı?
Halk, bunlara güvenip de bir daha yetki verir mi?
AK PARTİLİ DOSTLARIMA!..
… Şimdiden tahminimi söyleyeyim.
Bu tahminimi yaparken;
Saha araştırması yaptığım için bunu bir müjde olarak da görebilirsiniz.
AK Parti ve Cumhurbaşkanımızın oyları…
Bilhassa;
CHP belediyelerinin olduğu İstanbul... Ankara... Mersin... Adana... İzmir... Edirne... Tekirdağ vb. gibi illerde patlama yapacak.
CHP ise;
2019’da kazandığı tüm illerde de oyları ile birlikte eriyecek.
Onlar sanıyor ki;
“Kimse bir şey görmüyor!.. Halk nasıl olsa anlamaz! İcraat hizmet falan bunlar boş işler!.. Fırsat ele geçmişken hele şu deveyi hamuduyla bir götürelim!.. Seçim zamanında bizim medya trol ordumuz nasıl olsa işi mugalataya getirip yaptıklarımızın üstünü örter…” diyenlere!..
Bu “Anlamaz!” dedikleri halk var ya…
14 Mayıs’ta bunlara öyle bir tokat vuracak ki,
2024 Belediye seçimlerine kadar kendilerine gelemeyecekler.
Ha bir de bunların HDP/PKK - Yeşil Sol gibi bir birliktelikleri de var ki; orasının ne olduğu da Kandilli teröristlerin ne havada oldukları da herkesin malûmu.
.
Emin Batur, dikGAZETE.com
ali cengiz 2 yıl önce