Türkiye’nin resmi istihbarat ve haber alma örgütü olan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT); Türkiye Cumhuriyeti’nin iç ve dış güvenliği için hizmet veriyor.
Böylesine önemli bir kurumun faaliyetleri de zaman zaman medyada yer alıyor. Her okuryazar gibi ben de ilgiyle takip ediyorum.
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın, 2009’dan bu güne, 390 stratejik kurumda görev yapan 18 bin 268 personele 'İstihbarata Karşı Koyma' ve 'Stratejik İş Birliği' (İKK) brifingi vermesi dikkatimi çekti.
Haberi ilk okuduğumda sevinmedim desem yalan söylemiş olurum. Ancak daha sonra içimden bir ses “hoppala paşam malkara keşan” deyince sevincim kursağımda kaldı.
Milli İstihbarat Teşkilatı neden ne zaman kimin emriyle kuruldu?
Gelişmiş devletlerle baş edebilecek bir istihbarat teşkilatı oluşturulmasına yönelik talimat bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından verildi.
Bu talimatın sonucunda 1926’da Milli Emniyet Hizmeti Riyasesi dönemin Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ın öncülüğünde oluşturuldu.
Kurulduğu andan itibaren iç ve dış güvenlik, istihbarat ve haber alma servisleri gibi alanlarda faaliyet gösteren Milli Emniyet; sonunda 1965’te bir düzenleme geçirdi. İsmi Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) olarak değiştirildi.
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın görev tanımı nedir?
Resmî Gazete’nin 3/11/1983 – 18210 Tertip: 5 Cilt: 22 Sayfa: 830’da yer alan, 2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilâtı Kanunu Madde 4’e göre; Milli İstihbarat Teşkilatının görevleri şunlardır;
a) Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına, güvenligine, Anayasal düzenine ve milli gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında milli güvenlik istihbaratını Devlet çapında oluşturmak ve bu istihbaratı Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile gerekli kuruluşlara ulaştırmak.
b) Devletin milli güvenlik siyasetiyle ilgili planların hazırlanması ve yürütülmesinde; Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile ilgili bakanlıkların istihbarat istek ve ihtiyaçlarını karşılamak.
c) Kamu kurum ve kuruluşlarının istihbarat faaliyetlerinin yönlendirilmesi için Milli Güvenlik Kurulu ve Başbakana tekliflerde bulunmak.
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının istihbarat ve istihbarata karşı koyma faaliyetlerine teknik konularda müşavirlik yapmak ve koordinasyonun sağlanmasında yardımcı olmak.
e) Genelkurmay Başkanlığınca Silahlı Kuvvetler için lüzum görülecek haber ve istihbaratı, yapılacak protokole göre Genelkurmay Başkanlığına ulaştırmak.
f) Milli Güvenlik Kurulunda belirlenecek diğer görevleri yapmak.
g) İstihbarata karşı koymak.
MİT, istihbarata karşı koyma faaliyetlerinde başarılı mı?
Paralel devlet yapılanması terör örgütü FETÖ’nün, her kuruma sızdığı ve her kurumda yapılandığı gibi, MİT’in içine de çöreklendiği çok sonra ortaya çıktı.
Bu arada eskilerin deyimiyle “atı alan çoktan Üsküdar’ı çoktan geçmişti.”
FETÖ’nün MİT yapılanmasına dair soruşturmada yargılanan FETÖ’cü MİT mensuplarının, KPSS sınav soruları ile teşkilata sızdıkları anlaşılmıştı.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası 27 Eylül 2016’da; FETÖ ile ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle açığa alınan 141 Milli İstihbarat Teşkilatı personelinden 100'ü hakkındaki soruşturma tamamlanmış, bunlardan 87'si memuriyetten ihraç edilmiş, ihraç edilen personelden 52'si hakkında hazırlanan dosya savcılığa gönderilerek suç duyurusunda bulunulmuştu.
Bu verilerden anlaşıldığı gibi MİT, istihbarata karşı koyma konusunda başarılı değil.
Sedat Ergin, Hakan Fidan’ın MİT açıklamasına ne dedi?
Sedat Ergin, 4 Temmuz 2017’de Hürriyet’teki köşesinde “15 Temmuz ve istihbarat (6): Gülenciler MİT’e ne kadar sızdı” sorusunu gündeme taşımıştı.
FETÖ’cü MİT personelinin kötü niyetle Gülen karşıtı subayları Gülenci gibi raporlanmasının mümkün olup olmadığını, 2010 yılından bu yana MİT Müsteşarı olarak görev yapmakta olan Hakan Fidan'ın TBMM Darbe Araştırma Komisyonu'na teşkilattaki FETÖ/PDY bağlantılı personel hakkında yaptığı bilgilendirmeden yola çıkarak araştırmıştı.
Sedat Ergin diyor ki; “Fidan, komisyonunun 'yedinci sorusu'na verdiği yanıtta, 17 Aralık 2013'ten 15 Temmuz 2016 tarihine kadar olan iki buçuk yıllık dönem içinde 181 personel, 15 Temmuz sonrasında ise 377 personel hakkında işlem yapıldığını bildiriyor.
Toplam sayı 558'dir. Müsteşarın bilgilendirmesine göre, her iki dönemde bu personelden 167'si kamu görevinden çıkarılmış, 70'i çeşitli nedenlerle kurumla (sözleşme feshi, istifa gibi) ilişiği kesilmiş, 272 TSK/Emniyet personelinin geçici görevlendirilmesi sonlandırılmıştır.
Teşkilatla ilişiği kesilen toplam personel sayısı 509'dur. Bunların dışında kalan 49 personel hakkında muhtelif işlemler sürüyor. Sadece 5 kişi görevine iade edilmiştir."
FETÖ operasyonları devam ediyor mu?
Çok değil, daha yakın zamanda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, MİT Sinyal İstihbarat Dairesi bünyesinde görevli askerlere yönelik yürütülen FETÖ soruşturmasında aktif görevde olan 15 astsubay hakkında gözaltı kararı verildiğini, haklarında gözaltı kararı verilen 15 muvazzaf astsubaydan 14'ünün gözaltına alındığını açıklamıştı.
MİT 390 stratejik kurumda görev yapan 18 bin 268 personele 'İstihbarata Karşı Koyma' ve 'Stratejik İş Birliği' (İKK) brifingi verdi.
Türkiye'nin jeopolitik konumu, yabancı gizli servislerin ilgi alanında olması ve son yıllarda savunma sanayi alanında gösterdiği atılımlar nedeniyle istihbarata karşı koyma alanında önlemlerini artıran Milli İstihbarat Teşkilatı, 2009 yılında hayata geçirilen projeyle, stratejik kurum ve kuruluşlar ile aynı alanda görev yapan özel firmalarda görevli kritik personelin bilinçlendirilmesi ve farkındalıklarının artırılması amacıyla "İstihbarata Karşı Koyma" ve "Stratejik İş Birliği" brifingleri düzenlediği bilgisini paylaştı.
Teşkilat bünyesindeki İKK Başkanlığı koordinesinde, 2009'dan bugüne kadar 390 stratejik kurumda görev yapan 18 bin 268 personele brifing verildi.
Brifing kapsamında katılımcılara, MİT'in görev, yetki ve sorumlulukları ile kamu kuruluşlarının istihbarat alanındaki sorumluluk ve görevleri, İKK'nin tanımı ve stratejik iş birliği perspektifinin esasları, bireysel ve koruyucu güvenlik alanında dikkatli olunması anlatıldı.
Daha önce bu tip kurumlara yönelik gerçekleştirilen casusluk olaylarından örnekler, yurt dışına görevli çıkan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının İKK konusunda dikkat etmesi gereken hususlar, siber casusluğa karşı alınması gereken önlemler ile elektronik teknik istihbarata karşı koyma ve ulusal güvenlik bilgilerinin korunması gibi alanlarda bilgi aktarıldı.
"İstihbarata Karşı Koyma" konusunun taşıdığı önem ve Türkiye'nin son yıllarda savunma sanayi alanında gösterdiği atılım nedeniyle önceliğin savunma sanayisine verildiği eğitimlerde katılımcılara, Türkiye'nin milli menfaatleri ve vatandaşlarının güvenliği kapsamında, istihbarat toplama ve İKK çalışmalarının sadece MİT'in gayretine bırakılamayacağı, bunun ülkenin bütün milli varlıkları ile katıldığı topyekun bir mücadele gerektirdiğinin unutulmaması vurgulandı.
MİT 'İstihbarata Karşı Koyma' ve 'Stratejik İş Birliği' (İKK) brifinglerinde Fetöcüleri eğitti mi?
390 stratejik kurumda görev yapan 18 bin 268 personele 'İstihbarata Karşı Koyma' ve 'Stratejik İş Birliği' (İKK) brifingi veren Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT); acaba 2009’da başlatılan bu program çerçevesinde diğer kurumlarda çalışan FETÖ’cü devlet personelini eğitmiş olabilir mi?
Eğer bu hain paralel devlet yapılanması FETÖ terör örgütü; MİT gibi devletin beynine sızma gerçekleştirebildiyse, bu projede görev alan MİT personeli ve KHK ile ihraç edilen devlet memurları arasında bu programa kaç kişi katılmıştır?
Bunlar tespit edilmiş midir?
Güvenlik soruşturmaları güncellenmiş midir?
Aklıma ne geliyor biliyor musunuz?
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın 'İstihbarata Karşı Koyma' eğitimi verdiği personel arasında eğer FETÖ’cüler varsa, aldıkları eğitim gereği kendilerini gizlemeyi başarabildiler mi?
Eğer başardılarsa bu kripto Fetöcüler iş başında demektir.
Desenize yandı gülüm keten helva!
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter: @oc32oc39