Türkiye…
Dört alanda merkez olma yolunda hızla ilerliyor.
Orta vadede buna bir 4 sektör daha eklenecek…
Ve Türkiye;
Dünyaya nizam verme konusunda söz sahibi olacak inşallah…
İLK DÖRT…
Türkiye…
Siyaset, Lojistik, silahlanma ve Finans konusunda Merkez olma avantajlarını yakalamış durumda.
İleride bunun meyveleri göreceğiz
Ama…
Acele ediyoruz.
İKİNCİ DÖRT…
Enerji, madencilik, yazılım ve orta ölçekli otomotiv – silah yan sanayi.
ÜÇÜNCÜ DÖRT…
Tekstil, turizm, tarım ve dünya ulaşım akslarının merkezinde olacağız. (Bu konuda olduk bile)
Bu başlıkları daha da uzatmak mümkün
Ancak bu başlıklarda görüldüğü üzere ülkemizin önünde ne kadar büyük avantajlar olduğu ve bu avantajların elimizi uzatacağımız kadar yakın bir mesafeye geldiği görülmektedir.
Ancak…
SİYASETTE DOĞRU BİR TERCİHTE BULUNMADIĞIMIZ TAKDİRDE!..
Ancak…
Ülke gemisinin kaptan köşküne oturacak kaptanı doğru seçmediğimiz takdirde!..
Bütün bu saydığımız avantajların bir serapa dönüşmesi kaçınılmazdır.
Açıkça söyleyeyim!
2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı koltuğuna Kılıçdaroğlu…
Veya…
Onun tensip ettiği bir adayın kaptan köşküne çıkması durumunda…
Her şeyin berbat olacağından adım gibi eminim.
NEDEN?
- E, çünkü bunu bizzat CHP lideri Kılıçdaroğlu söylüyor.
- Ne diyor?
- Gelirse eğer;
Hiçbir şey yapmayacağı, yapılanları durduracağını, ülkemizi kalkındıracak bu projelere imza atan bürokratların burnundan fitil fitil getireceğini söyleyen bizzat Kılıçdaroğlu’nun kendisidir.
Zaten…
Hiçbir şey yapmayacakları…
Kazandıkları Ankara ve İstanbul belediyelerinden belli değil mi? Bugüne kadar yaptıkları ciddi tek bir projeleri var mı?
- Peki, neymiş o ülkemizi uçuracak alan, sektör ve projeler?
BİRİNCİSİ SİYASET…
Dikkat ederseniz uzun süredir dünya siyaseti, Türkiye’siz konuşulmuyor.
Çok gerilere gitmeden en yakın iki olayda bile bizim ne kadar mühim bir rol oynadığımız görülmektedir.
RUSYA - UKRAYNA SAVAŞI…
Gerek savaş öncesi ve gerekse savaş sürecinde ülkemizin duruşu tüm dünya tarafında nefesler tutularak izlendi.
Eğer…
Başımızda Kılıçdaroğlu, Meral Akşener vb. gibi bir lider olsaydı ne olacaktı?
- Ne olacaktı?
- Amerika ve Avrupa’nın isteği doğrultusunda, Ukrayna’nın yanında duracak Rusya’ya cephe alacaktık.
Hatta…
İyi Parti Genel Başkanı Akşener, “Rusya’ya nispet yapalım!” dercesine Rusya’dan aldığımız S-400’lerin Ukrayna’ya verilmesini tavsiye etmişti.
- Peki, Akşener bunun ülkemize olan maliyetini hiç hesap etmiyor mu? Amerika ve Avrupa, hava savunma sistemini vermedikleri gibi olanı da söküp götürdüklerini bilmiyor mu?
Batı dünyası…
Zaten Nükleer enerji üretmemize karşı oldukları için o konuda zırnık yardımı olmaz!
Ama Rusya’nın, Akkuyu nükleer enerji santraline verdiği desteği geri çekeceğini.. Rusya’da nükleer enerji eğitimi gören öğrencilerimizi de geri göndereceğini hesap etmiyor mu?
- Etmez!
- Neden?
- Çünkü Sayın Akşener, Türkiye’nin iç siyasetini dizayn etmek için kurgulanmış bir siyasi liderdir.
Mesela;
Rusya’ya karşı cephe almamızın başta Türk Cumhuriyetlerinde olmak üzere Suriye, Ermenistan, Azerbaycan Karabağ ve Rusya ile yollarımızın kesiştiği diğer bölgelerde başımıza neler açılacağını da hesap etmemiştir.
Bu tür siyasetçiler, Mecliste grubu bulunan siyasetçiler gibidir. Grup başkanı el kaldırır, diğerleri de peşinden…
Sayın Akşener ve Kılıçdaroğlu da ABD ve Avrupa’ya bakıyor… Onlar nereyi işaret ediyorsa oraya koşuyorlar.
Netice olarak,
Rusya - Ukrayna savaşında…
Biz kendi işimize gelecek şekilde bir duruş sergiledik…
Ve…
Dünyanın siyaset merkezi olma noktasında önemli bir mevzi elde ettik.
Avrupa liderleri, Barış görüşmelerinin kendi ülkelerinde olması için Putin’in ayağına koştular…
Ama…
Hiç birisi olumlu cevap alamadı.
Ve ilk görüşmeler Türkiye’de başladı
Ki,
O sırada tüm dünyanın gözleri ülkemizin üstünde; çıkacak kararı bekliyordu.
Cumhurbaşkanımız…
Salona girerken hem Rusya hem Ukrayna delegeleri ayağa kalkarak alkışladı.
Böyle bir tanıtım ve prestij için Dünya devletleri milyar dolarlar harcıyor.
Ama biz bunu, Cumhurbaşkanımızın dirayetli duruşu ile elde ettik.
İSVEÇ VE FİNLANDİYA’NIN NATO ÜYELİĞİ…
Yakın zamanda gördüğümüz ikinci önemli olay da İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğidir.
Şu anda da…
Tüm dünyanın gözleri yine bizim üstümüzde olup, vereceğimiz kararı bekliyor.
KILIÇDAROĞLU, İSVEÇ VE FİNLANDİYA İÇİN ‘HAYIR!’ DİYEBİLİR MİYDİ?
Nasıl desin!
Kılıçdaroğlu, bir yandan HDP ile ittifak halinde iken…
Diğer yandan İsveç’e:
“Siz PKK’lılara yardım ve yataklık ettiğiniz için NATO’ya girmenize karşıyız!” diyebilir miydi?
Zaten ABD, ona fikrini bile sormazdı.
- Neden?
- E, siz bir yandan yardımcınızı ayaklarına gönderip “Bize yardım edin Tayyip’i indirelim” diye ricada bulunacaksınız, diğer yandan ABD’nin arzu ve isteklerine “Hayır!” diyeceksiniz.
Bu mümkün mü?
Yazı uzadığı için
Diğer başlıklara daha sonra değineceğim inşallah.
.
Emin Batur, dikGAZETE.com