Bazı insanlarda ne yaparsanız yapın memnun olmama hastalığı var...
Bunlara ne yaparsanız yapın; “asla memnun” edemezsiniz ve hiç bir şeye de "teşekkür etme" nezaketinde dahi bulunmazlar...
Vatan, millet yararına da olsa pek fark etmez, onları da görürler; fakat bakmazlar...
Allah böyle hastalıkların bulaşmasından bizleri muhafaza eylesin(!)... (Amin!...)
Bu türlerin nesli de pek fazla değil zaten(!)...
İki elimizin sayısını pek geçmezler; lâkin tavuk gibi, bir yumurta yapar, dokuz mahalleye duyurmaya çalışırlar misali; bunlarınki de o hesaptan...
Ortada büyük bir yanlışlık varmış gibi sözde "gazetecilik" yaptıklarını zannederek vatandaşları yanlış bilgilendirirler, ortalığı vaveylaya vererek galeyana getirmeye, kaos çıkarmaya çalışırlar...
İşte ne yapacaksın huylu huyundan vazgeçmiyor...
Daha öncelerde de bu gazetelerin yaptıklarını bir kaç defa nazarlara sunmuştum. Lâkin bunlar dur-durak bilmiyorlar...
Nerede Müslümanları ilgilendiren bir durum görseler "kırmızı görmüş boğalar" gibi karşı saldırıya geçerek dinimiz İslâm'a ve Müslümanlara atışlara başlarlar...
işte öyle bir vak'a Antalya'nın Finike ilçesinde gerçekleşti...
Efendim, olayı şöyle bir kısaca anlatalım: Antalya'nın Finike ilçesinde, dört adet köy okulunda daha önce taşımalı eğitim yapılırken; buralarda okulların açılmasına ve salgın virüs (pandemi) döneminde yüz yüze öğretime karar veriliyor.
İlçe Millî Eğitim Müdürü, branş öğretmenleri ve derse girecek öğretmenleri görevlendiriyor. Bu öğretmenler, bir kaç gün sonra "uzaklık" sebebiyle istifa ediyorlar.
Öğrencilerin mağdur olmasını istemeyen İlçe Millî Eğitim Müdürü, bu meseleyi çözmek için arayışlara giriyor, kimseyi bulamayınca; İlahiyat mezunu, eşi de imam olan bir hanım kardeşimizi bir köy okuluna görevlendiriyor ve müfredat kapsamında öğrencilere ders vermesini belirtiyor...
Buraya kadar her şey normal...
Bu bizim istemezükçülerin derdi şu: Bu hanım kardeşimiz; bir imam eşi, ikincisi kapalı, kendini yabancı erkeklere karşı koruyucu tesettür şekli olarak çarşafı tercih etmesi ve üçüncü olarak da ilahiyat mezunu olması...
İşte cayırtı burada başlıyor(!)...
"Vay efendim, onca öğretmen adayı atanmayı beklerken niye çarşaflı imam eşi, üstelik de ilahiyat mezunu nasıl tayin edilir? Laiklik ilkesine aykırı“ gibi safsatalarla insanları rencide ederek, küçük düşürme peşindeler...
Burada biraz durun yaa...
Bu hanım kardeşimiz tayin edilmiyor, o anki meseleyi gidermek için, İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından geçici süreyle görevlendiriliyor. Kimsenin hakkı- hukuku gasp edilmiyor...
Yahu arkadaş, bir kere okullarda kılık-kıyafet serbestliği var. İsteyen istediği giysilerle okullara gidiyor, derslere girip öğrencilerle muhatap oluyor.
Kot pantolonlu, tişörtlü başı açık öğretmenler “laiklik” ilkesine aykırı hareket etmiyor da sırf inancından dolayı çarşaf giyen hanım mı aykırı hareket ediyor acaba(!)?...
Üstelik bu hanım kardeşimiz, ders süresince çarşafını çıkarıyormuş. Sadece, sosyal medyada yayınlanan fotoğrafın çekildiği gün, yabancı erkekler var diye giyiniyor.
İşte dananın kuyruğunu koparma operasyonu hemencecik başlatılıyor bu bizim istemezükçüler taifesi tarafından...
El insaf be!...
Biraz vicdan sahibi olmak gerekiyor.
Ortada masum çocukların öğrenimlerinden mağdur olmamaları düşüncesiyle iyi niyetle yapılan güzel bir iş var...
Bu güzel olay; bazı art niyetlilerin, vicdansızların, dinimiz İslâm'a ve Müslümanlara karşı hakareti kendilerine bir "hak" zannederek saldırıya geçmeleriyle perdelenmeye çalışılıyor...
Bunlar bir de bakar kör... Kendi yaptıkları haberden bihaberler(!)...
Herhalde bu zevatların yabancı dilleri "Türkçe" önlerine gelen metni dahi okumuyorlar(!)...
"İmam eşi çarşafla derse giriyor" başlığıyla sayfalarında “saldırarak" verdikleri haberin devamında, İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü'nün açıklamasını görmüş olup, alfabeyi yeni öğrenenler gibi "a-b-c" diye heceleyerek okumaya çabalasalardı meseleyi de öğrenmiş olurlardı(!)...
İşte, İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünün açıklamasının yer aldığı, görmeden haber yapılan metinde ve haberin devamındaki olan bölüm şöyle:
(…) "Konuya ilişkin Finike İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden şu bilgiler verildi: 'İlçe milli eğitim müdürümüzün iyi niyetli kullandığı bir tasarruf var. Branş öğretmenleri, derse girecek öğretmenler de görevlendirildi bu mahallelerde. Öğretmenler gittiler bir iki gün çalıştılar. Daha sonra gidemeyiz uzak dediler ve görevden ayrıldılar. Görevlendirilen imam eşi ilahiyat fakültesi mezunu. Formasyon aldığında atanacak bir kişi. Özellikle imam eşi görevlendirilmiş diye bir şey yok. Bir ya da iki kişi görevlendirildiği halde istifa etti. Kimse bulunamayınca imamın eşi ilahiyat mezunu, üniversite mezunu denilerek görevlendirildi.'
İnternet olmamasına rağmen EBA Destek Noktası açılmasına ilişkin ise, “Bu açılan yerlere biz daha sonra halk eğitim kursları açacağız. Taleplere göre. Buralar yıkıktı, harabelikti. Tamir ettirdik. Öğretmen arkadaşları, İŞKUR personelini görevlendirdik” dendi.” (Birgün gaz. 12.03.2021)
Her şey ortada, mesele "üzüm" yemek değil dostlar...
Bu azınlık güruh, güya ellerine geçirdikleri bir olayla, kendilerine “pay" koparacaklarını zannederek yine bütün hışımlarıyla kora haline gelerek “mesele”yi iki gün dillerine doladılar…
"Çamur at izi kalır" misali, yapılan güzelliklere engel olmaya kalkarak, bir de "laiklik" arkasına sığınmaya çalışıyorlar. Onun da ne olduğunu bilmiyorlar ya...
Her önlerine gelen şeyi buna göre "ters" olarak bakıyorlar...
Tıpkı, "trene bakanlar (...)" gibi…
.
Osman Ovacıklı, dikGAZETE.com
halit kocaoğlu 4 yıl önce
halit kocaoğlu 4 yıl önce
halit kocaoğlu 4 yıl önce
elif u 4 yıl önce
Osman Ovacıklı 4 yıl önce
Btl.. 4 yıl önce