“MAGRİ MAGRİ”DEN “KENT UZLAŞISI”NA...
Bir zamanlar…
Kürt meselesi gündeme geldiğinde…
Nasırına basılmış gibi ciyak ciyak bağıran bir CHP vardı.
Neden?
NEDEN PKK İLE GÖRÜŞÜYORSUNUZ?
Nedeni şuydu:
Hükumet,
Neden PKK ile görüşüyormuş? (Aslında devlet!.. Bu bir devlet kararı idi ve hükumet de bunu uygulamıştı)
Meseleyi biraz daha açarsak;
Terör olaylarının çok arttığı ve bölge halkının çok zarar gördüğü bir dönemde, ülke ekonomisine de büyük bir yük getiren…
Ve…
Yılda kalkınma hızımızı 3-4 puan eksilten terör belasından kurtulmak için hükumet makul bir adım attı.
Bu adıma göre;
Dağa çıkmış Kürt gençleri, eğer herhangi bir öldürme yaralama vs. gibi suçlara karışmamışlarsa,
Bu gençler…
Silahlarını bırakıp devlete teslim olduklarında affedilecek... Evine çoluk çocuğuna işine dönebilecekti.
Siyaset yapmak istiyorsa!
Buyursun siyaset yapsındı…
MAGRİ MAGRİ…
Özet olarak mevzu buydu.
Bunu da pekiştirmek için Cumhurbaşkanımız (o zaman Başbakan) Diyarbakır’a giderek, acıları gömmek ve ülkeye barışı getirecek bir şenlik havası yapmak istedi.
Bu sırada;
Meydanda toplanan halka, cumhurbaşkanımız hitap ettikten sonra sahneye İ. Tatlıses ve Kürt ozan Şiwan Perver çağrıldı…
Ve hep beraber
“Magri magri daye…” (ağlama ağlama anne…) türküsünü söylediler.
AT KAÇTI, TORBA DÜŞTÜ!..
Vay sen misin Kürtçe “Ağlama ağlama anne…” diyen!
CHP çılgına döndü!..
Bu türküden PKK’ya teslim olma hükmünü çıkararak, ortalığı yıktı.
Bunu slogan haline getirerek şehir şehir dolaştı!.. Meydanlarda hükumete acımasızca yüklendi.
Peki;
Şimdi bundan ne anlaşılır?
Yani;
Bunun mefhumu muhalifi nedir?
“ZİNHAR PKK VE ONUN MECLİSTEKİ UZANTISI PARTİ İLE GÖRÜŞMEYECEKSİN!..”
Evet, bunun mefhumu muhalifi budur!
Peki,
Aynı CHP şimdi ne yapıyor?
KENT UZLAŞISI…
Aynı CHP…
Şimdi PKK’nın meclisteki partisi ile “Kent Uzlaşısı” adı altında seçim ittifakı yapıyor.
Bu normal bir şey mi?
Bu arada;
CHP şunu diyebilir:
“SİZ PKK İLE GÖRÜŞTÜNÜZ BİZ DE ONUN MECLİSTEKİ UZANTISI İLE GÖRÜŞÜYORUZ NE FARK VAR?”
Farkı şu;
AK Parti, PKK ile görüşürken, silahları bırakma ve devlete teslim olmayı şart koşmuştu.
Buna rağmen;
CHP, bunun için çok celallenmişti (hiddetlenmişti)
Ama…
CHP, DEM Parti ile anlaşma yaparken ortada öyle bir şart yok.
Tek şart DEM Partinin batıda CHP’ye destek vermesi…
Buna karşılık;
CHP de DEM Parti’ye Diyarbakır’da destek verecek mi bilmiyoruz.
TEHLİKELİ YAKINLAŞMA!..
Daha doğrusu DEM’in Diyarbakır, Van, Hakkâri vb. gibi illerde CHP’nin desteğine ihtiyacı yok.
Peki, o halde yapılan anlaşma nedir?
Ben bunun basit bir meclis üyeliği anlaşması olduğunu sanmıyorum.
Zaten;
CHP’nin yıllarca “magri magri...” deyip, ortalıkta dolaşması insanın aklına başka şeyler de getiriyor.
SORULAR…
Şöyle ki;
Yani CHP;
1- Dağa çıkmış Kürt gençlerinin, devlete gelip teslim olmalarını istemiyor mu?
2- Bu gençlerin teslim olmasını istemiyorsa!.. Tümünün dağda öldürülmesini mi istiyor?
3- Veya yakalanıp hapse tıkılmalarını daha mı faydalı görüyor?
4- Yoksa “DEM Parti beni iktidara getirsin de!.. Sonra ne haliniz varsa görün!” mü demek istiyor?
Bu sorulara her aklı başındaki CHP’li ve DEM Partili seçmenin sağlıklı bir şekilde cevap vermesi gerekir.
Yoksa;
Ülke olarak hepimiz zarar görürüz.
.
Emin Batur, dikGAZETE.com
demedi deme ibrahim 8 ay önce
Mehmet Yıldırım 8 ay önce
asacan mı kesecen mi 8 ay önce
hacı canbaz 8 ay önce