Endülüs’ün düşmesi ile Müslüman halkın katliama uğraması ve Endülüs’ü tanımlayan medeniyetin tarumar edilmesi; bilinçaltımızda derin yara bıraktı kuşkusuz.
Müslümanların durakladığı bu dönemde bayrağı, Osmanlı devraldı.
Akdeniz, Barbaros Hayreddin Paşa komutasında Müslüman/ Türk Gölü haline geldi.
Libya ile olan ilişkimiz böylelikle sağlamlaştı, kök salmaya başladı.
Libya; artık vatan toprağı idi. Libya halkı bizi bilir, biz de onları biliriz.
Kökü yüzyıllara dayanan dostluk, kardeşlik ilişkisidir.
Halen Kuzey Afrika ve özellikle Libya’da o dönemin bakiyesi Türk soylu bir hayli yaşamaktadır.
17 Şubat 2011 devrimini müteakiben (Arap Baharı ile birlikte Kaddafi’nin Devrilmesi), Türkiye; Ulusal Geçiş Konseyi’ni Libya’nın tek temsilcisi olarak tanıdı.
Türkiye; 2014 yılı sonundan itibaren Libya’da ortaya çıkan diyalog sürecini desteklemiştir. Bu sürecin sonunda nihai hale getirilen “Libya Siyasi Anlaşması” 2015 yılının Aralık ayında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun katılımı ile imzalandı.
İki yıllık bir geçiş dönemi öngören Anlaşma uyarınca kurulan Başkanlık Konseyi (BK) 2016 Mart ayında görevine başlamıştır.
Başkanlık Konseyi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2259 sayılı kararıyla ülkenin tek meşru icra organı olarak tanınmıştır.
Başkanlık Konseyi’ni karargahında ziyaret eden ilk ülke Türkiye olmuştur.
Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Türkiye arasında 27 Kasım 2019 tarihinde “Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması” ile “Güvenlik ve Askeri İşbirliği” Mutabakat Muhtıraları imzalanmıştır.
Bu anlaşma, Türkiye için ciddi bir başarıdır.
Türkiye, kıta sahanlığını güvence altına almış, denizde doğal gaz/ petrol arama çalışmalarını hızlandırmış ve Mavi Vatan kavramını da güncellemiştir.
Türkiye, Libya’daki soruna BM öncülüğünde ve Libyalılar arasında diyalog yoluyla siyasi bir çözüm bulunması amacıyla uluslararası çabalara da aktif destek sağlamaktadır.
Bu çerçevede 19 Ocak 2020 tarihinde, Libya krizine siyasi bir çözüm bulmak amacıyla düzenlenen ve birçok ülkenin katıldığı Berlin Konferansı’na Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılmıştı.
General Halife Hafter öncülüğünde “İsyancı Güçler”in Libya’daki devletleşme ve barış sürecini baltalamak için başkenti kuşatması üzerine Türkiye; siyasi ve askeri olarak Libya’ya müdahil oldu.
Libya’daki iç savaş ve sonrasındaki geçiş süreci/ günümüzde en önemli aktör/ Oyun Kurucu olan Türkiye’nin konumundan hem Rusya hem de Avrupa ve Amerika rahatsız olmaktadır.
Kardeş Libya halkının güvenliği ve geleceği için Türkiye’nin Libya’da bulunması hem Libya’nın hem de Türkiye’nin çıkarlarını pekiştirecektir.
Bu süreçte Türkiye, elbette Akdeniz’de kendi ekonomik ve jeopolitik çıkarlarını gözetiyor.
Türkiye; Libya’da barış ortamının tesis edilmesi ve huzurun devamı için Libya ordusunu profesyonel bir orduya dönüştürmek için yoğun çaba sarf ediyor.
Bu çerçevede, Libya’nın Bütünsel Güvenlik Politikaları gözden geçirilerek “Hibrid” güvenlik sistemine geçiş süreci devam ediyor.
Halen Libya’da Organize Suç Çeteleri; insan, uyuşturucu ve silah kaçakçılığına devam ediyor. Bu durum, Libya’nın iç güvenliğini ve Türkiye’nin farklı sektörlerde yatırım çalışmalarını tehdit ediyor.
Türkiye, Libya’daki gelişmeleri an be an takip ediyor.
Eğit/ Donat Programı ile Libya’nın askeri kapasitesi geliştirilmekte.
Libya ve Türkiye’de Libyalı asker ve Hava Savunma Sistemleri mühendislerine hızlandırılmış kurslar veriliyor.
Baykar tarafından geliştirilerek kullanıma sunulan Bayraktar TB2 Taktik S/İHA Sistemi, Libya’da Hava güvenliği için kullanılmaya başlanıldı.
Türkiye, S/İHA desteği ile Libya Savunma Ekonomisinin maliyetlerini azalttı.
Beş binden fazla insanın ölümüyle sonuçlanan “Uluslararasılaştırılmış Libya İç Savaşının” etkilerinin bir an önce silinmesi şart.
Libya Siyasi Diyalog Forumu'nun Kasım 2020'deki toplantılarında, ülkede devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinin 24 Aralık 2021'de yapılmasına karar verilmişti ancak seçimler, planlanan tarihte yapılamamıştı
Libya'da bir süredir Abdulhamid Dibeybe ve Fethi Başağa'nın liderlik ettiği iki ayrı hükümet bulunuyor. Bu durum, ülkenin yeniden şiddet sarmalına sürüklenmesi endişelerini artırıyor.
Her iki lider de Türkiye ile temas halinde.
Türkiye ise taraflara sağduyu ve itidal çağrısı yaparak, seçimlerin bir an önce yapılmasını seçim güvenliği ve lojistiğinin sağlanmasını istiyor.
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Petrol Bakanı Muhammed Avn’nın yaptığı açıklamaya göre; “Türkiye ile Libya arasında deniz yetki alanıyla ilgili anlaşma, Libya’nın jeostratejik ve jeoekonomik konumunu güçlendirdi. Libya, deniz alnını genişletti.”
Libya, şu anda 29 petrol ve 12 doğalgaz lokasyonu keşfetti.
Libya Hükümeti; 3-4 Ekim 2022 tarihinde İstanbul'da “Urban Expo Forum” adında bir forum düzenleyecek. Bu foruma, Libya’dan bir hayli işadamının katılması planlanıyor. Forumda Libya’nın altyapısı ve şehirlerin inşa süreci ele alınacak.
İki ülke arasındaki işbirliğinin devamı açısından hu forum, Libya’nın sürdürülebilir kalkınma politikalarını da gündeme taşıyacak.
Yunan medyasında; Türkiye’nin Libya’daki faaliyetleri ile ilgili kışkırtıcı bir analiz yayınlandı.
Makale, diğer medya organlarında da yer aldı. Yunan Hükümeti, Libya’ya pasif kalmakla; uzaktan seyretmekle suçlandı. Hatta Abdülhamid Han Sondaj Gemisinin Libya’da Doğal Gaz arayacağı iddia edildi.
Anlayacağımız; Yunanistan, son gelişmelerden bir hayli tedirgin.
Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Halid Ammar el- Mişri; Milli Savunma Bakanı Hulisi Akar ile üst düzey görüşme gerçekleştirdi.
Türkiye’nin Libya Güvenlik Güçlerine verdiği eğitimin devam edeceği vurgulandı.
Türkiye başından beri Libya’nın Libyalılar tarafından yönetilmesi gerektiğini söylüyor.
Türkiye, Libya’da önümüzdeki dönemde olası çatışmaların engellenmesi ve kardeş kanının akmasının önüne geçilmesi için her türlü tedbiri alacak.
Halid Ammar, daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de basına kapalı görüştü.
Bu görüşmede muhtemelen Libya’daki seçimlerde güvenliğin temini ve huzurun sağlanması için iki ülkenin alacağı tedbirler dile getirildi.
Türkiye, Libya’da başarılı olmak zorundadır.
Çatışmadan arındırılmış Libya, bölgesel bir güç olarak Türkiye’nin Kuzey Afrika/ Akdeniz’de sağlam bir müttefiki olacak.
Türkiye ve Libya, Kuzey Afrika ile Sahel ve Sahraaltı Afrika’da beraber hareket edebilme kapasitesine sahip olacaktır.
Yazımızı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleri ile bitirelim;
“Biz, Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de macera peşinde değiliz. Hele hele emperyal heveslerimiz hiç yoktur.
Gözümüz, petrol ve para hırsıyla kör olmuş da değildir. Bizim tek amacımız, kendimizin ve kardeşlerimizin hakkını, hukukunu, geleceğini korumaktır.”
Kıymeti okuyucular, afiyette kalın.
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com
https://www.savunmatr.com/gundem/akar-libya-yuksek-devlet-konseyi-baskani-ni-kabul-etti-h18352.html
https://www.mfa.gov.tr/turkiye-libya-siyasi-iliskileri.tr.mfa
https://www.libyaobserver.ly/inbrief/turkey-reiterates-its-continued-support-libya-overcome-political-crisis
https://www.libyaobserver.ly/economy/oil-and-gas-minister-border-demarcation-turkey-gave-libya-vast-maritime-territory
https://www.pentapostagma.gr/kosmos/7110028_diplo-htypima-ton-toyrkon-sta-ellinika-symferonta-meso-libyis