USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Küresel hesaplar ve kavgalar içinde etkin olmak… Nasıl? Kiminle? Büyük devlete büyük devlet adamları gerek…

Küresel hesaplar ve kavgalar içinde etkin olmak… Nasıl? Kiminle? Büyük devlete büyük devlet adamları gerek…
29-03-2025

KÜRESEL HESAPLAR VE KAVGALAR İÇİNDE ETKİN OLMAK… NASIL? KİMİNLE? BÜYÜK DEVLETE BÜYÜK DEVLET ADAMLARI GEREK

Dünyanın merkezinde bir ülke.

Güçlü bir tarih, güçlü bir millet…

Adriyatik’ten Japon Denizi’ne, Afrika ortalarından Sibirya steplerine kadar kocaman bir medeniyet…

Avustralya dışında bütün kıtalarda akrabalar…

Türk Milleti’nden başka böyle bir avantajı olan bir millet biliyor musunuz?

Şu görülüyor artık, ekonominiz ne kadar güçlü olursa olsun küresel pazarlık yapabilecek etkinliğiniz yoksa ekonomi tek başına çok şey ifade etmiyor.

Küresel etkinlik ne peki?

Abdülhamit Han Cennet mekânın Ertuğrul firkateynini hatırlıyor musunuz? Hani Japonya'ya gitmişti. Peki neden adı Ertuğrul hiç düşündünüz mü? esasında Osmanlı Devleti’ni gerçek manada kuran Bilecik'e taşıyan Ertuğrul Gazi değil miydi?

Bu gemi Hindistan'a uğradığında Hindistan'da Müslümanlar halifenin toprağı Özgür Toprak deyip burada namaz kılıyorlar ve Rusya'nın Bombay Büyükelçisi Moskova'ya bir mektup yazıyor. “Bu geminin amacı dostluk falan değil çıkacak Büyük Savaş öncesi halife Uzak Doğu’daki İslâm beldelerinde sancağını gezdiriyor, yani küresel etkinliğini artırmaya çalışıyor…

Peki neden Japonya'ya kadar gidip bir müttefiklik arayışına giriyoruz. Çünkü İngilizler bizimle müttefik olmadılar, Ruslar olmadılar, Almanlar bizimle müttefik olmak zorunda kaldılar. Neden dolayı böyle? Çünkü 1. Dünya Savaşı'nın hedefinde Büyük Türk Milleti vardı. Dolayısıyla cennetmekân ikinci Abdülhamit Han, Japonya'ya gidip Japonya ile dostluk kurmaya çalıştı. Bunun bir defa en büyük faydası nedir? İngiltere ve Rusya'nın bizim cephemizden Japonya cephesine Birlik kaydırmasını sağlamak, yani doğuda da onları meşgul edecek özellikle Çin topraklarında ve Rusya topraklarında hatta Afganistan, Pakistan ve Hindistan topraklarında onları meşgul edecek cephe oluşturmaktı maksat…

Hep söylüyorum biliyorsunuz 3 tane büyük gücümüz var.

Bunlardan bir tanesi tarihimiz ve hep Afrika örneği veriyorum. Biliyorsunuz Afrikalılar bize Türk Milleti’ne ne diyordu; “Beyaz Afrikalı.”

İkinci büyük gücümüz dinimiz. Düşünün Bosna Savaşı'nda taaa tepenin ucuna bizim bir yüzbaşımız sırtında oradaki bir babaanneye nineye yemek götürüyor. Nine diyor ki; “Evladım geleceğinizi biliyordum”. İşte bu hem İslam Dünyası’nda hem de genel olarak da insanlık içinde Türk Milleti’nin nasıl görüldüğünün ispatı…

Üçüncü büyük gücümüz Türklük

Tıpkı Müslümanlar tek millet olmadığı gibi Türkler de tek bir dine mensup değiller. Türkiye'de bu konuda çok gereksiz gündemler oluşturuluyor. “Türklerin tamamı Müslümandır.” “Müslümansa Türk’tür.” Bunların ne tarihi gerçekliği var ne de şu anda kabul görür bir gerçekliği var.

Burada esas olan şey şu…

Biz, Türkiye kartalın gövdesini oluşturduk bir kanadı Türk Devletleri Teşkilatı diğer kanadı Osmanlı Milletler Topluluğu olmalı. Bunun için neye ihtiyacınız var? Hem İslam Birliğine ve Müslümanlara ihtiyacınız var hem de Türk Birliğine ve Müslüman ya da gayrimüslim Türklere ihtiyacınız var…

Türkiye'de İttihâd-ı İslam'la ilgili herkes çok şey söyledi Turan’la ilgili de bir şeyler söyleniyor. Ancak bütün bunlar söylenirken gayrimüslim Türkler dikkate alınmıyor. Ben özellikle buna da vurgu yapmak istiyorum;

Kimler var gayrimüslim Türk?

Bakın Hristiyanlar var. Bunlar sadece Macarlar ve Gagavuzlar mı peki? Urum TürkleriYunanistan'da Başbakanlık yaptı Karamanlis… Düşünebiliyor musunuz? Karaman Türkü. Peki Urum Türkleri sadece bunlardan mı ibaret? Ukrayna'nın Mayrapol şehrindeki Urumlara ne demeli? Peki PontuslarKaradeniz'e hiçbir Grek+Helen göçü yokken Pontuslar acaba Grek mi ya da bizim Rum dediklerimiz Grek ya da Helen mi?

Yine aynı şekilde Ermeni kilisesine bağlı olan Kıpçak Türkleri diğer Türk halkları… Bunlar Ermeni mi? Fransa'ya gidiyor bir arkadaşımız Fransa'da bir Ermeni misafir ediyor evinde… Herkes Türkçe konuşuyor… Soruyor; “Siz Türkçeyi nereden biliyorsunuz?” Cevap çok ilginç; “Türkçe bilmeyen Ermeni olur mu?

Buyurun bakın dikkat edin bütün bu düşmanlıklar son 250-300 yılda çıkartıldı. Yani Yunanistan son 250 yılda ayaklandırıldı, Ermeniler son 200 yılda ayaklandırıldı. Aynı şekilde Bulgarlar, aynı şekilde Müslüman Araplar düşünün…

İlk doğudaki büyük güneşimiz Babür son 200 yılda yıkıldı, sonra Osmanlı büyük güneşi yıkıldı, sonra İran'da Türk Kaçar Hanedanlığı İngiltere ve ABD tarafından yıkılıp Fars Pehleviler getirildi ve şu anda Ayetullahlar onlardan daha Fars Irkçısı olarak İran’da Türk Milleti’ni tüketmeye devam ediyorlar. Tabii mezhepçilikleri ise apayrı bir fitne…

Demek ki bizim büyük bir Türk Birliğine de İslam Birliği kadar ihtiyacımız var.

Peki başka kim vardır Hristiyan Türklerden başka?

Musevi Türkler ya da artık ben de Yahudi Türkler diyeyim, Yahudi Türkler var. Şu ana kadar Yahudilerin kurduğu en büyük devlet Hazar Türk İmparatorluğu. Peki bunların bakiyesi kimler? Açın internete bakın, Hz. Nuh'un oğlu Yafes'in çocuklarına en büyük Yahudi grubu Aşkenazlar’ı Türk olan bu grupta saymışlar. İsrailoğulları saymıyorlar, düşünebiliyor musunuz? Bu kendi kaynaklarında böyle…

Şimdi düşünün, üzülerek ifade ediyorum siyonizmi kuranların tamamı bu Türk soylu Hazarlar. Zaten İsrailoğulları’nın bu Hazarlar Musevi olmadan önce öyle devlet kurmak, bir devletin içinde etkinleşmek gibi bir iddiaları yok. Sadece çok para kazanmak işte para ile güç elde etmek gibi amaçları vardı. Ama biliyorsunuz Türklerde bir CİHAN HAKİMİYETİ MEFKÛRESİ var. Bu hala Yahudi Türklerde -Musevi Türklerde- de maalesef devam ediyor.

Kafa yormamız gereken, çözüm üretmemiz gereken şey şu.

Dünyayı ekonomik olarak kontrol eden bu küresel çetenin en büyük unsuru Hazar Türkleri. Bunlarla nasıl bir zeminde işbirliği yapabiliriz, nasıl bir zeminde Güç Birliği yapabiliriz, nasıl bir zeminde bunları Müslüman halklarla barış içinde bir arada tutabiliriz?

Düşünün Yahudileri tarihi içinde himaye eden sadece Müslümanlar. Peki kime karşı himaye ettiler?

Hıristiyanlara karşı değil mi?

Özellikle Katoliklere karşı en son Protestanlara karşı himaye etmediler mi?

Hitler Protestan. Şu anda da Evanjelikler yani Protestan Hristiyanlar hala İsrail'i ve Yahudileri kullanmaya devam ediyorlar. Bakın en son olaylarda İsrail’i Gazze Katliamı’nda desteklemek için Amerika'da Hristiyan Diplomat ne dedi? “Bizim mızrağımızın Keskin ucu İsrail, bu ucu güçlü tutmalıyız…” Bugün demek ki bizim Yahudilere de söyleyecek çok şey var…

Bugünün sorunu şu. Bu küresel dünyada küresel güçlere karşı siz Millî ekonominizi ne kadar güçlü tutarsanız tutun, onlarla kim pazarlık yapacak? Dünyayı ülkemizden kimler okuyabiliyor, dünyayı kimler değerlendirebiliyor? Küresel Çete ile gerçekten karşılıklı oturup, kim küresel meseleleri konuşup küresel zemin içinde büyük Türk Milleti’ne güçlü bir yer oluşturacak? Bunu nasıl bir devlet adamı yapacak? İdeoloji bataklığından ve tutsaklığından çıkmış hangi Millî kadrolar küresel çete ile muhatap olacak?

İşte Türkiye'nin bence en temel problemi bu…

Kimse alınganlık göstermesin, Türkiye'de temel problem Türkiye ideoloji hapishanesine dönmüş. Bakın Gülümüz SAV ne diyor; “Bir sistem küfürle devam eder, küfürle yürür ama asla zulümle yürümez…İmam Ali KV. Ne diyor; “Devletin dini adalettir…”

Bugün bakıyorsunuz şeriatla yönetildiğini iddia eden İslam Ülkeleri’nin halkı memnun değil, ekonomileri kötü ve bilimsel anlamda da geri kalmış durumda değil mi? Bunun sebebi İslam dini değil, ama bunun sebebi gerçekten Ortaçağ’dan kalan zihniyet. Bunu söylerken orta çağdaki zihniyet Müslümanların geri kalmışlığı mı? Hayır! Hristiyanlar taassubun içinde değiller miydi? Sonrasında mı? Düşünün yine, Necip Fazıl ne diyor gençliğe hitabesinde, gerilememizi ne ile başlatıyor? HAM YOBAZ KABA SOFTA” ile… Demek ki en büyük problemimiz bizim hala HAM YOBAZ KABA SOFTA ile…

Biliyorsunuz Suriye'de olaylar oldu. Esat Rejimi, 60 yıl katliam yaptı değil mi? İki buçuk milyona yakın insanı işkencelerle tecavüzcülerle katlettiler. Şimdi mi? Gelenler de bir günde 1200 tane kadın ve çocuğu Alevi diye katlettiler. İslam Dini… Soruyorum sizlere bunun neresinde ya da bu adamlar İslam dininin neresinde?

Türkiye'de insanlar hala şunu tartışıyor. Suriye'de bir İslam Devleti mi kurulsun, Seküler bir devlet mi kurulsun? Her iki tarafa da bunu tartışanlara sadece yazıklar olsun. Başka hiçbir şey söylemiyorum. Yahu bir sorun bakalım o insanlara, o insanlar ne istiyor? Nasıl bir sistemde yönetilmek istiyorlar? Siz orada adaleti nasıl tesis edeceksiniz, ekonomiyi nasıl oluşturacaksınız, insanların nasıl mutlu edeceksiniz? Önce bunun bir kaygısına düşer misiniz lütfen!..

Sonda hangi İslam? DEAŞ İslamı mı, İran'ın İslam'ı, Suudi Arabistan'ın İslam’ı mı, Milli Görüşün İslam’ı mı, İHVAN’ın İslam’ı mı? Hangi İslam?..

Sekülerlik deyince hangi sekülerlik? Fransa'nın sekülerliği mi İngiltere'nin sekülerliği mi 28 Şubat sürecinin sekülerliği mi Hangi sekülerlik?..

Siz ne dininizi ne de sekülerliğinizi milli zeminde tanımlayamamışsınız. Önce kendi milli zemininizi teşekkül ettirmeniz gerekmez mi? Bu millî zeminde hangi İslam’la yaşatırız, nasıl güçlü ve mutlu Türkiye’yi ihyâ ederiz? Bununla ilgili kafa yormanız gerekmez mi? Tabii seküler taraf içinde bu soru aynı…

Benim şahsen geldiğim nokta şu;

Geçmişte İslam Dünyası’nı da Asya'yı da bir şekilde Müslüman Türk Milleti korudu, kolladı. Yarın yine en büyük güç, en büyük potansiyelin Türk Milleti’nde olduğunu görüyorum…

Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti, gelinen noktada dünyanın bir ucunda bir adam kendisine “Ey Türkiye Ben Müslümanım, tut elimden…” dediğinde Türkiye, ona milliyetini sormamalı. Dünyanın bir ucunda bir adam “Ey Türkiye Ben Türk'üm, tut elimden…” dediğinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti ona da dinini sormamalı… Her ikisi de İslam da Türklük de bizim köklerimiz… Bir tarafta dinimiz var öbür tarafta töremiz var. Kutlu Atalarımız, -ceddimiz- dinimizi, töremizi birbiriyle uyumlu hale getirmiş birbiriyle çatışan bir alan bırakmamış…

Değerli dostlar Küreselleşme ve bugünün küreselliği Türk Milleti için büyük bir kozdur. Çünkü Türk Milleti’nin dünyanın her yerinde karşılığı var…

Bu büyük milleti yereldeki yok İmamoğlu'ydu, yok işte laiklikti, yok efendime söyleyeyim şeriattı, yok efendim bölücüler vesaireler… Bu küçük kısır gündemlerle geleceğimizi karartmayalım… Hesabımızı büyük yapalım. Biz büyük bir milletiz, güçlü bir milletiz...

Büyük Türk Milleti, etnik bir millet değil. Bunu özellikle bölücülük yapanlara söylüyorum, bunu özellikle sözde İslamcılık kisvesi ile “Ne mutlu Türküm diyene!” cümlesine bile düşman olanlara söylüyorum. “Türk'üm diyenler mutlu olsun.” demiyor, “Ne mutlu Türküm diyene.” diyor. Bu bir dilek ve temenni… Yok efendim karşısında da derlermiş ki “Ne mutlu Kürdüm diyene, Ne mutlu Arabım diyene...” desinler ama nihayetinde “Ne mutlu Kürdüm diyene.” diyen adam o Büyük Türk Milleti’nin bir parçası olduğunun bilincinde ve şuurunda olsun yeter ki.

Esas olan Büyük Türk Milleti’nin milli birlik ve beraberliği içinde “Ne mutlu Kürdüm diyene” desin “Ne mutlu Kazağım diyene.” desin, “Ne mutlu Azerbaycan Türküyüm diyene.” desin, “Ne mutlu Türkmenim diyene.” desin… Ama nihayetinde “Ben Büyük Türk Milleti’nin bir parçasıyım” diyebilsin…

Marjinalliği, bölücülük ve fitneyi, ideoloji bataklığını yeneceğiz. Güçlü ve Büyük Türkiye, Güçlü ve Büyük Türk Dünyası olarak önlenemeyen yükselişimizi görüp, mücadelemizi Küresel Zemine yükselteceğiz.

Yufka yüreklilerle, eyyamcı, gevşek, sünepe adamlarla çetin yollar aşılmaz. Bu tipleri idare etmenin gereği yok. Türk Gençliği, ferasetsiz liderliklerle meçhûle sürüklenemez. İngiltere’nin, ABD’nin kuklası olmuş hırsızları kurtarıcı olarak göremez. Türk Milleti, yüce dinimizi kalkan yapanları da demokrasi çığırtkanlığı yapanları da Atatürk’ü kullanan alçalmış kişilikleri de görür. Zifiri karanlıkta ak sütün içindeki ak kılı görüp tedbir almak ferasetine ulaşmaktan başka çaremiz yoktur.

Tarihten ders ve güç alarak büyük geleceğimize omuz omuza yürüyecekler en başta şunu bilmeli!.. Büyük Türk Milleti, küresel bir güçtür. Ortadoğulu değildir. Ortadoğu, Türk’ün hayat coğrafyalarından, medeniyet ve tarih coğrafyalarından sadece biridir. Bu idrâk ile büyük hesap yapacak, en iyi savunmanın TAARRUZ olduğunu bilen, TEMAS sağlayarak inisiyatifin elde tutulacağının bilincinde yeni bir mücadele yöntemi ile geleceğe yürüyecek büyük kafalarla el ele olmayı tüm siyasi kesimleri ve aziz milletimi davet ediyorum.

Mübarek Ramazan Bayramı’mızı kutlarım.

Kalın sağlıcakla…

.

Emekli Yarbay Halil Mert, dikGAZETE.com

-Strateji ve Yönetim Uzmanı, Elektrik-Elektronik Mühendisi

Yazıyı açıklamaları ile buradan izleyebilirsiniz:

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?