"Türkiye’nin Balkanlar’daki rolü çok büyük” diye başlık attığı yazısında Osman Atalay, kısa bir girizgâhın ardından sözü, "Kosova siyasi hareketinin ve muhalefetinin önemli isimlerinden” diyerek, Avrupa ve Amerika siyasetinin yakından takip ettiğini belirttiği Albin Kurti ile gerçekleştirdiği söyleşi notlarına bıraktı. İşte Kurti’nin söylediklerinden aktarılanlar
:
Kosova, 2008 yılında kurulan ve bağımsızlığını kazanan genç bir ülkedir.
Özelde Almanya genelde Avrupa ve Amerika’nın yoğun etkisi altında olan Kosova ile Türkiye arasında, arzu edilen siyasi ve ticari ilişkiler maalesef istenilen noktaya gelmemiştir.
Kosova siyasi hareketinin ve muhalefetinin önemli isimlerinden, Avrupa ve Amerika siyasetinin yakından takip ettiği Albin Kurti ile bir röportaj gerçekleştirdik ve ülkenin geleceğini ve Türkiye ile ilişkileri konuştuk.
Şimdi sözü Albin Kurti’ye veriyorum:
“Ben Vetevendosje (Kendin Karar Al) partisinin başkanıyım.
Vetevendosje, Kosova’da kurulan siyasi bir partidir.
Kosova, milli egemenliğini sağlaması ve ekonomik kalkınma modelinin geliştirilmesi Vetevendosje’nin ana amaçları arasında yer alır.
Aynı zamanda Kosova’nın Arnavutluk ile birleşmesi için çabalıyoruz.
Ancak Kosova Anayasası resmi olarak buna izin vermiyor.
Biz de yeni bir yasa tasarısının çıkması için çabalıyoruz.
Partimiz yalnız klasik parlamenter sisteme katkı yapmıyor.
Toplantılar ve etkinlikler sayesinde halkla sürekli irtibat halinde olan dinamik yapımız var.
Son olarak gerçekleştirilen Haziran 2017 seçimlerinde oylarımızın sayısı ikiye katlandı (12 parti yüzde 41 oy alırken, Albin Kurti’nin partisi tek başına yüzde 35 oy aldı) ve umuyorum ki bir sonraki seçimlerde iktidara geleceğiz.
HEDEFİMİZ NATO'YA GİRMEK!..
Türkiye, bize çok yardım etti.
Bence Kosova ile Türkiye arasındaki ilişkiler iyi olmalı.
Bizim hedefimiz NATO’ya girmek, Türkiye zaten NATO’da ve müttefikiz.
Müttefik olarak kalmamız gerekir.
Aynı zamanda Türkiye ve Kosova ekonomik alanda da endüstride de iş birliği içinde olmalı.
Zira Türkiye’nin üretim tecrübesi çok fazla.
Türkiye artık borç alan bir ülke değil; aksine uluslararası kurumlara ekonomik katkı yapan bir ülke.
Türkiye’nin bölgedeki (Balkanlar’daki) rolü çok büyük.
İSTANBUL'DAKİ ARŞİV, SIRBİSTAN'IN İDDİALARINI ÇÜRÜTÜYOR!..
1908 yılında Osmanlı İmparatorluğu döneminde Balkanlar’da yapılan son nüfus sayımı, Kosova’daki Arnavutlar için oldukça önemli.
Çünkü bu sayım Kosova’daki yerli nüfusun aslında kim olduğunu da gösteriyor.
İstanbul’daki arşiv Sırbistan’ın, Kosova ile ilgili iddialarını da çürütüyor.
Ben inanıyorum ki Türkiye, iyi ilişkiler geliştirmemiz gereken bir ülke.
ÖZELLEŞTİRME İLE FABRİKALAR ÜRETİM YERİ OLMAKTAN ÇIKTI...
Kosova bir kriz içinde.
Ekonomik ve sosyal politikalar eksik.
Kosova’da sağlık sigortası yok.
Aynı şekilde eşit ve ileri bir vergi sistemi de yok.
Bu da eşit bir dağılım sağlamaktan uzak.
Özelleştirme sayesinde bütün fabrikalar satılarak üretim yeri olmaktan çıktı.
Sosyoekonomik krizi iyileştirecek yeni bir hükümete ihtiyaç var.
Ne kadar hızlı seçim olursa o kadar hızlı bir dönüşüm sağlamak mümkün.
BİZ, BİR MİLLETİZ VE...
Vetevendosje yeni kurulacak hükümeti yönetmek için hazır.
Benim için Kosova-Arnavutluk arasındaki sınır, Sırbistan ve Yugoslavya’nın sınırıdır.
Biz bağımsızlığımızı ilan ettik ve Yugoslavya artık devlet olarak yok.
Adaletsiz bir şekilde ayrıştırılmış Arnavutların, bu sınıra tabi olmaları hiç mantıklı değil.
Biz bir milletiz ve entegrasyonun olması gerek.
Bunu yaparken de birisine inat olsun diye değil, daha büyük bir ticari piyasanın oluşmasına katkı sağlamak için yapmalıyız.
ESAS SUÇLU BİZİM HÜKÜMETLERİMİZ...
ABD’nin, Kosova ve genel olarak Arnavutlara çok fazla yardımları oldu ama biz bu ilişkiyi hem ekonomik olarak hem de askeri olarak daha da derinleştirmek istiyoruz.
Şunu belirtmem gerek, uluslararası aktörler önder değil, yardımcı.
Onlar üstümüzde ama önümüzde değiller.
Biz yürüdüğümüzde onlar bizi takip edecektir.
Durursak bizi ezerler.
Uluslararası toplum her zaman adil davranmadı.
Çünkü onların esas ilgilendiği ve önceledikleri mesele, gelişim, adalet ve demokrasiden ziyade ‘istikrar’. Kosova, Arnavutluk ve Karadağ gibi ülkeleri küçük görüyorlar.
Onları suçlu bulmam.
Esas suçlu bizim hükümetlerimiz.
KOSOVA VE AB İLE BM ENTEGRASYONU...
Zira AB’nin İspanya, Romanya, Slovakya, Güney Kıbrıs ve Yunanistan, 5 AB ülkesi Kosova’yı tanımıyor.
Bu konuda da AB’de bir konsensüs yok.
Bu anlamda Kosova’nın AB kurumlarına entegrasyonundan ziyade AB’nin Kosova’ya entegrasyonunu gördük.
Aynı zamanda Kosova’nın BM kurumlarına entegrasyonundan ziyade BM’nin Kosova’ya olan entegrasyonunu daha fazlasını gördük.
Batı Balkanlar’da, AB entegrasyonu gerçekleştirilemeyen 6 ülke var.
Bosna Hersek, Karadağ, Kosova, Arnavutluk, Makedonya ve Sırbistan.
Bu 6 ülke bazen iç meselelerden bazen de dışarıdaki dinamiklerden kaynaklanan çeşitli problemlerle karşı karşıya kalıyor.
HALKIN EZİCİ ÇOĞUNLUĞU İŞSİZ...
Kosova’nın karşılaştığı iç problemlerin en büyüğü ise işsizlik.
Kosova halkının ezici çoğunluğu işsiz.
Çalışanlar da kendi mesleğini yapmıyor.
Kadınların yalnız 8/1’i çalışıyor.
Genç çalışanların yüzde 40’ının iş sözleşmeleri yok.
Diğer yandan önemli bir problem de ‘bölünmüş Mitroviça kenti’.
Biz Kosova’nın özgürleşmesine yardım eden ve onu tanıyan -ki bu yıl bağımsızlığın 10’uncu yılını kutladı- tüm ülkelerle iyi ilişkiler kurmaya çabalıyoruz.
Komşu ülkelerle ilişkilere gelince barış, istikrar, özgürlük, uzun vadede güvenlik garanti eden iyi komşuluk esası üzerine inşa edilmiş iyi ilişkiler kurmak istiyoruz.
AB, NATO ve ABD ile iyi ilişkilere sahip olmak istiyoruz.
Aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti ile de.”
Osman Atalay, Yeni Akit -1 Mayıs 2018, Salı-
:
Yazıda siyahlaştırma ve bazı paragraf ayırmalarla ara başlıklar bize aittir.
dikGAZETE.com