Biz tarih okuyucuların uğraşı, tarih yazıcıların neleri planladığını doğru analiz etmektir. Bu minvalde Korona Virüsü'nün birden çok planı olduğu realitesi ortaya çıkmaktadır.
Bu planın çeşitli versiyonlarını farklı senaryolar eşliğinde sizlere aktarmak ana görevimizdir.
Bu bağlamda Erdem Karagöl Hocam'la birlikte sizlere yeni bir bakış açısı sunmak istiyoruz.
19. yüzyıl itibari ile dünya yeni bir Çağ'a adım atmıştı.
Sanayi devriminin hemen akabine denk gelen bu tarih, içine iki dünya savaşı sığdırmasının yanı sıra, teknoloji çağının da büyülü girdaplarına hayatın her alanını çekmeyi başarmıştır.
Her yeni icat, hayatı tekrar dizayn etmektedir ve teknoloji günümüze kadar sürekli ivme kazanarak müthiş bir hızla ilerler.
Teknolojinin öncüsü olan tabii ki ABD...
ABD, 19. yüzyıl itibari ile dünya ve insana dair her alanda çok kapsamlı çalışmalar yürütmekte ve öncülük etmektedir.
Zaten Tesla, Einstein, Edison vs... gibi dünyanın seyrini değiştiren bilim adamları hep ABD’de yürütmüştür çalışmalarını.
Teknolojinin alt yapısını hep "SAVAŞ" dizayn eder.
Savaş ise "Hile ve Egemenlik" demektir.
Küresel ölçekte bir hayaliniz "idea"nız varsa, atacağınız adımların tüm etkilerini santim santim hesap etmelisiniz.
Her yeni icatta hayatın tekrar tekrar kurulması, herşeyin İcat'a senkronize olarak angaje edilmesi sanırım bunun en büyük kanıtıdır.
Ütopya ve distopya teorisyenleri, hemen hemen her çağda fikirlerini halk ile paylaşarak ikaz niteliğinde takdir edilesi lakin beyhude bir çaba içerisine girmişlerdir (George Orwel, 1984 -Aldous Huxley, Cesur yeni dünya- Ray Bradbury, Fahrenheit 451, Yuval Noah Harari, Sapiens vs…).
Sıradan insanlar, magasinsel spekülasyonlar ile uğraşırken, küresel idealleri olanların gündemi ise bambaşka...
Sonik silahlar, lazer silahları, robot askerler vs...
Tüm bunlar, Hollywood'dan fırlamış gibi görünse de takip edenler hakikât olduğunu bilir.
Benim Nörobilim'e özel ilgim vardır ve sizlere birkaç bilgi aktarmak isterim.
İlk olarak insan beyninin haritasını çıkarma çalışmaları yapılmaktadır.
Mikro ölçekte insan beyni parçasını yine mikro olarak ayırırlar ve haritasını çıkarmaya başlarlar; bu mikro ölçekli çalışma 10 yıl sürer.
Bir yandan holografik evren fikirleri ortaya çoktan çıkmıştır.
Bunun üzerine fareler üzerinde şöyle bir deney yapılır.
Önce farenin beyninin yarısını alırlar ve bakarlar ki fare yaşıyor ve yaşamakla kalmayıp beyninin tamamı varmış gibi işlevsel davranıyor.
Akabinde farenin beyninin tamamını alıp püre haline getiriyorlar ve fare hala aynı işlevsellikte hayatına devam ediyor (İlgilileri için önerim: David Eagleman, Beyin ve Mıchael Talbot, Holografik evren ve Brian Greene, Evrenin Zerafeti).
Bu üstünkörü girizgâhı yapmaktaki amacım, avam ile havas arasındaki uçurumun takdir, tahmin ve tahayyüllerin çok ötesinde olduğunu vurgulamak istediğim içindir.
Dediğim gibi üstünkörü yazdım.
Zira yazmaya kalksak çok ama çok uzun bir yazı olurdu; ayrıca “Arif'e tarif gerekmez".
Şimdi yukarıda yazdıklarım bağlamında devam ederek günümüze ve konumuza gelelim...
Tarihi anlara şahitlik etmekteyiz.
Sergilenen küresel oyun, mesajlar ve dersler ile doludur.
Aralık ayında dünya gündemine gelen corona virüsü, kapalı bir devlet olan Çin'de baş göstermiş ve inanılmaz bir hızla yayılmıştır.
Başta Çin olamak üzere İran, İtalya, ABD, İspanya vs...
Dünyayı kasıp kavuran bu virüs...
Çin'in sınır komşusu olan Kazakistan, Moğolistan, Kırgısiztan - Kazakistan’a sınır olan- Özbekistan, İran'a sınır olan Türkmenistan ve “Çinli turistlerin en çok ziyaret ettiği 8. Ülke” olan Türkiye’deki son açıklanan toplam vaka sayısı 191’dir. Ölüm haberi ise ilki 89 yaşındaki biri, ikincisi ise 61 yaşında bir vatandaşımız olarak gelmiştir.
Coğrafi ve matematiksel olarak açıklanamaz bu durum için nasıl düşünmek gerekmektedir?
Düşüncelerimi mümkün olduğunca yalın ve kısa tutmaya çalışacağım.
Eldeki verilere göre, çizdiğimiz bu çerçevede virüs, Türk milletini atlayarak İran, Avrupa ve ABD’yi kasıp kavurmaktadır.
Gün geçtikçe laboratuvar ürünü olduğu ortaya çıkmaya başlayan bu virüsün, belli bir hedef doğrultusunda icat edildiği ve güncellendiği sanırım artık aşikardır.
Türk milletini adeta teğet geçen ve böyle de devam edeceğini düşündüğüm bu virüs neyi hedeflemektedir?
Ekonomiden, sosyal yaşantıya kadar her alanın etkilendiği bu noktada ben, dünyanın yeniden dizayn edilme arefesinde olduğunu düşünmekteyim.
Laboratuvar sahipleri ‘mesaj'ı, Türk milleti üzerinden veriyor düşüncesindeyim.
Beklenilenin aksine “3. Dünya Savaşı” bu şekilde vücut bulmuş olabilir.
Ekonomik dengelerin ve üretim zincirinin alt-üst olması durumunda, küresel egemenlerin raflarındaki teknolojiler gün yüzüne çıkabilir.
İster digital, ister kuantik çağ deyin, adının önemi yok.
Yeni bir çağın ayak sesleri duyuluyor.
Bu Çağ'a çabuk ayak uyduran, egemenler sınıfına dahil olur.
Bu Çağ ise bugün yaşanan Korona Virüsü sayesinde "5G"ye geçişin sancılarını yaşamaktadır.
Bu sancı, bugün var olan devletlerin yeni Çağ için uyumlu hale gelmesini sağlama amaçlı gerçekleşmektedir.
Bu bağlamda Türk milletine tarihi bir fırsat doğmuştur.
Bizler bu Laboratuvar'ın sahiplerinin ABD'de oldukça etkin olan Hazarlı Türkler olduğu kanaatindeyiz.
Meraklıları için makalemiz devam edecek..
.
Talha Aytekin, dikGAZETE.com