KENDİNİZİ SINAYIN…
Her insanın kendince saklı bir dinlenişi, dinleyişi vardır. Zaman öğretir ki fiziksel ve ruhsal olarak kendince yaşamdaki yerini ve etkisini anlayacaktır.
Farklı değerlendirmelere tabi olarak bireylerin toplum içindeki faydalı hallerinin gün yüzüne çıkması, yine kişinin benliğini kabullenmesiyle doğar.
“Hangi alanlara ne şekilde faydalı olmalıyım” muhakemesine erken yaşta başlanarak, mücadele yolunu hedeflemek gerekmektedir.
Her canlının başkalarına, çevreye, tabiata, topluma karşı sorumlulukları vardır.
Eğer ki bizler bunun farkına erken vararak, çevremizdekilerin de bilinçli yönlendirmesiyle hayat boyu kendimiz de faydalanırız başkalarının da istifa etmesini sağlayabiliriz.
Elbet kendi irademizin yanı sıra etkilenmemiz tercihimizde anne ve babamızın biyolojiksel kromozomlarının da etkisi olacaktır. Soya çekimsel, kuşaktan kuşağa aktarılan beceri ve yeteneklerin de tercihte önemi olacaktır.
Duygulanım bozukluklarında da özellikle kalıtım yer almaktadır ki hissiyatifsel düzeyde olağandışı davranışların da kişinin hayat boyu tercihlerinde önemli rol oynar.
O kişide en başta eş seçiminde, arkadaş seçiminde, ekip seçiminde ciddi bakış açısı taşır. Kalıtsal duygulanımda çevrenin etkisi her ne kadar baskısı olsa da yine de kendi iradi karakteriksel bakış açısı ağır olur.
Başkalarının irade dışı, dışsal etki ve baskılarına maruz kalarak hayatında önemli kararlar alarak, kendine yön verenlerin, bir zaman aşımı sonrası kendini sınayarak, istençdışı yaptırımların farkına vararak depresyona girmesi olağandır.
En makulü kendini okuma alışkanlığı, araştırma alışkanlığıyla geliştirerek özgün kararlarını alabilme erdemliliğidir. Subliminal sizi yönlendirenlere karşı teyakkuzda olunması elzemdir.
Kendisini hayatta her alanda sınamaya tutarak bilhassa baskı altında olunmadan, daha verimli, doğru kararlara ulaşması sağlanır.
Ruhen ve düşünsel ne kadar rahatsanız o kadar hedefe yakınlaşmışsınızdır.
Kişilik yapısını kendisini sınayarak her insan oluşturmaya ancak başlamış olacaktır.
Her insanın kişilik yapısı, birbirine benziyor olsa da farkındalık gösterecektir ki yine birbirini tamamlayacak yüksek materyallerle donatılabilinilsin.
Bilinmelidir ki; vazgeçmek, hikâyenin sonudur, hayatın değil…
Bilinçli yapılan her realitenin, zaman sonrası verimli geri dönüşü olur.
Kişilik bozukluklarına bağımlı birçok sebebi kendisini sınama iradesi gösteremeyerek, başkalarının baskılarıyla hayatını idame ettirmekten yoksunluğa bağlıdır.
İnsan, hayat boyu yaşamsal değerlerine sahip çıkarak ancak kendini bulabilir.
Kimselere bağımlı kalmama temennisiyle…
.
Volkan Yaşar Berber, dikGAZETE.com