Gündemde ne var, ne yok diye; dikgazete'yi incelerken dikkatimi çeken ve beni biraz da maziye götüren haber şöyle:
"Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi Kulübü üyeleriyle görüştü.
Video konferansla gerçekleştirilen toplantıda Kılıçdaroğlu, üniversite öğrencilerinin sorularını cevaplandırdı.
Kılıçdaroğlu, bir öğrencinin; 'Türkiye'de tam anlamıyla bir hukuk devletini gerçekleştirmek, özümsemek ve bunun uygulamalarını göstermek için neler yapılabilir, siyaset ve gençlere düşen görevler nelerdir?' sorusuna şu cevabı verdi:
'Hukuk devletinin bütün kurallarıyla geçerli olduğu bir devlet yapısını oluşturmak için önce topluma iyi bir eğitim vermek gerekiyor. Ahlâkî temelleri güçlü olan bir toplum inşa etmemiz gerekiyor.
Siyaset kurumunun ahlâklı olması ve 'Siyasi Ahlâk Yasası' dediğimiz ve bugüne kadar Türkiye'de olmayan ahlâkî çerçevede belli kuralların olması gereken bir düzenlemeye ihtiyacımız var." (dikgazete.com- 14 Haziran 2020)
Evet buraya kadar, CHP Genel Başkanı Kemal Bey'in ifadelerinde, anormallik yok gibi...
Toplumun ahlâklı olması gerekiyor, bunun oluşturulması için de çalışmaların yapılması lazım, Kemal Bey de bizler de bunu arzuluyoruz...
İçinde yaşadığımız toplumda; huzur, güven, refah, sevgi, saygı, hoşgörü, yardımlaşma ve dayanışma vs. gibi bu güzel hasletlerin olmasına kimse itiraz etmez, herkes kabul eder, hep iyilikler olsun, kötülükler hiç olmasın...
Haksızlık-hukuksuzluk, adaletsizlik hiç olmasın isteriz...
Bunun için okullarımızda, eğitim kurumlarımızda, camilerimizde; ahlâkî değerleri öğretmek için dersler yapılıyor, programlar düzenleniyor, aileler de bu hizmetlerden istifade ederek; hem kendilerini hem de çocuklarını eğitiyor.
Devletin bazı kurumları bu doğrultuda vazifeler ifa ediyor...
İşte bunlardan birisi de Diyanet İşleri Başkanlığı, toplumun ahlâklı olması, terbiyeli olması, insanların can ve mal güvenliği, yardımlaşma- dayanışma gibi güzel hasletlerin yerleşmesi için eğitici-öğretici çalışmalar yaparak insanları bilgilendiriyor...
İnsanların ahlâklı olması, toplumda huzur ve güven içinde olması hususunda bilgi vermek, aydınlatmak için Ankara Hacı Bayram Camii'nde 24 Nisan 2020 Cuma Namazı'nda hutbede; Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Allah'ın emirlerini Kur'an'ın hükümlerini hatırlatarak; “İslâm, zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtiliği, eşcinselliği lânetliyor” diye anlattı.
Erbaş, vazifesini yaptığı için bazı ahlâksızlık severler(!) tarafından linç kampanyasına tutuldu...
Hemen harekete geçen şer odakları, sözde İnsan Hakları Derneği'nin(!) Diyanet İşleri Başkanı'nın hutbede okuduğu âyetler hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından Ankara ve İzmir Barosu da “LGBTİ” sapkınlara sahip çıktı, Erbaş'ı hedef alarak saldırıya geçtiler… İslâm'a karşı kin ve öfkelerini kustular...
Aynı gruplara CHP'nin desteği hiç gecikmeden geldi:
“CHP, LGBTİ gruplara sahip çıkan Ankara ve İzmir Barosu'nun yanında durdu.CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantının ardından bir basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztırak, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları cevapladı. Öztırak, 'CHP Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın hutbesi ve Ankara Barosu hakkında açılan soruşturmayı nasıl değerlendiriyor?' sorusuna Ali Erbaş'ı kınayarak cevap verdi: ‘
İnanç sahiplerinin, inançlarını dile getirme hakkı vardır. Ancak bunu dile getirirken, birilerinin yaşam tarzı üzerinden nefret dilini kullanarak, düşman yaratarak bunu yapmamaları gerekiyor. Bu birilerini düşmanlaştırmak ve toplumu bölmektir.” (Ensonhaber-27 Nisan 2020)
Sayın Erbaş'ın hutbesinde, ahlâklı toplumun nasıl olması gerektiği, insanların hayatlarında Allah'ın emirleri doğrultusunda hareket etmeleriyle güzelliklere erişileceği belirtiliyor; lâkin bu konu, CHP tarafından böyle görülmüyor...
Çünkü bazılarının bakış açısı, ahlâksız ve namussuzların bakışıyla aynı!..
İşte bir örnek daha...
Seçildiğinden beri doğru- dürüst bir hizmetle adı anılmayan, (aaa… az kalsın unutuyordum Genel Başkanıyla birlikte musluk açtılar(!) suyun gelip-gelmediğini kontrol ettiler, burada hakkını vermek gerekiyor...) devamlı İstanbulluları mağdur etmeleriyle öne çıkan ve Haliç'i 26 yıl öncesine döndürerek çamurlaştıran, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nin yollarını yapmayarak vatandaşın ulaşımını engelleyen; CHP'li İBB Başkanı Ekrem Bey’in de bakın kimlerden sorumlu(!) olduğu; Diriliş Postası gazetesinin 23 Mayıs 2020 tarihli nüshasında şöyle yer alıyor: "CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, canlı yayında eşcinsellerin yaşam kalitesini korumakla sorumlu olduğunu belirterek,'eşcinsel vatandaşlarımızın haklarını korumakla yükümlüyüm' şeklindeki skandal ifadeleri kullandı."
Evet demek ki, biz ahlâklı İstanbullar, Ekrem Bey'in sorumluluğu altında olmadığımız için hizmetlere layık değiliz(!)...
CHP'nin Genel Başkanı Kemal Bey de, iki tane ağacı bahane ederek; ortalığı yakıp-yıkan, devletin araçlarına taş atan, insanların iş yerlerini tahrip eden ve ekonomiyi milyarca dolar zarara uğratan “gezi eylemleri”ni; "Gezi olayları bu ülkenin demokrasi ve özgürlük sesidir" (20 Kasım 2018- Evrensel.net) diye savunuyor...
Eğer CHP Genel Başkanı Kemal Bey'in ahlâkdan(!) anladığı bunlarsa, vay gençliğin haline!...
Hiç terbiyeli, edebli insanlar, yukarıda bahsettiğim şekildeki taşkınlıklarda bulunmaz, namussuzların hareketlerine de olumlu yaklaşmaz...
Çünkü ahlâklı insan iman sahibidir; kul hakkı bilir, devlete ve millete zarar vermez...
Bizim ahlâkımız bize, onlarınki kendilerine(!)…
.
Osman Ovacıklı, dikGAZETE.com