Muhalefet partilerinden isimlerin beyanatları, söylemleri ile ziyaretleri ve toplantıları gibi gelişmeler, hepimizin bildiği gibi görsel ve yazılı medyanın ezici çoğunluğu tarafından finansal baskılar gibi sebeplerin dayattığı mecburiyetten ötürü yer bulamıyor.
Siyasi gündemi takip eden birçok kişi gibi ben de dijital haber mecralarını ve sosyal medya araçlarını özellikle ‘Twitter’ı bu süreçte daha fazla takip ediyorum. Bu yazımda, siyasi muhalefetin önemli isimlerinin 27-28-29 Mayıs günlerinde paylaştığı kimi “tweet”lere yer vermek istiyorum.
Bu isimler İYİ Parti lideri ve Post-modern Darbe Süreci’nde İçişleri Bakanlığı da yapmış olan Meral Akşener, DEVA Partisi lideri eski ekonomi bakanlarından Ali Babacan, Gelecek Partisi lideri ve eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu, Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekili Ahmet Şık, Halkların Demokratik Partisi milletvekili Hüda Kaya ve ana muhalefet partisi CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu.
İYİ Parti lideri Meral Akşener, 28-29 Mayıs tarihlerinde paylaştığı “tweet”lerden bir kısmında ülkenin yönetim sistemine yönelik planlarına dair şunları ifade etmişti:
“Birinci ilkemiz; Tarafsız Cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanlığı makamı tarafsız ve partiler üstü bir şekilde devleti ve milletin birliğini temsil edecek. Keyfi uygulamalarla elinden alınan yasama gücü yeniden Milletin Evi’ne yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne devredilecek.
İkinci ilkemiz; Çoğulcu Demokrasi, Katılımcı Yönetim, Güçlü Meclis. İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çoğulculuğa dayanarak; Çatışmacı, dışlayıcı siyasetin aksine uzlaşmacı ve kapsayıcı siyasetin yapılmasını sağlayarak demokrasimizi güçlendirecek. Üçüncü ilkemiz; Kuvvetler Ayrılığı ve Güçlü Denetim. Kuvvetler ayrılığı her türlü vesayetin önüne geçebilecek en büyük bariyerdir. Devletin veya siyasetin hiçbir kurumu anayasa ve yasalardan aldığı yetkiyi aşarak başka bir kurum üzerinde vesayet kuramayacak.”
DEVA Partisi lideri Ali Babacan ise 27 Mayıs tarihli “tweet”inde, iktidara yönelik olduğu anlaşılan şu ifadelere yer vermişti:
“Siz, herkesi kendiniz gibi şahsi ikbal peşinde koşanlardan görüyor olabilirsiniz. Ben her an, bu millet için hizmet ettiğim her dönem, önce milletimi düşündüm ve düşünmeye de devam edeceğim.”
Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ise 27 Mayıs tarihinde attığı “tweet”te şu ifadelere yer vermişti:
“Bu milletin kaynaklarını 3-5 rantçıya teslim etmeyeceğiz! Hiçbir şaibeli işe göz yummayacağız! Hiç merak etmeyin #TemizSiyasetGelecek!”
Davutoğlu, İstanbul’un Fetih yıldönümü olan 29 Mayıs günü ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sözleri içeren şu “tweet”i atmıştı:
“Sayın Erdoğan, ortaya dökülen rezaletleri örtmek için hepimizi birleştirmesi gereken bir fetih gününde Kanal İstanbul üzerinden yeni gerilim alanları oluşturuyorsunuz. Yapmayın! Fatih’in emaneti Aziz İstanbul'umuza yazık etmeyin!”
HDP’li vekil Hüda Kaya’nın, Kaz Dağları İstanbul Dayanışması Platformu’ndan alıntılayarak attığı 29 Mayıs tarihli “tweet” ise şöyle:
“Doğamız ölüyor! İnsanlarımız ölüyor! Kendi bekâ, rant ve saltanatları için her türlü kötülüğü yapabilecek bir zihniyete karşı insanla barışa doğayla barışa tüm canlarla barışa var mısınız? #DüşünSorgula #İtirazet”
TİP İstanbul milletvekili Ahmet Şık ise 28 Mayıs tarihinde “T24” Haber Sitesi’nden bir haber paylaşarak şunları söylemişti:
“Venezuelalı gazeteci Roberto Deniz: ‘Petrol Bakanı olan Tareck El Aissami bu hükümetin en güçlü bakanlarından. Kendisi ABD tarafından uyuşturucu kaçakçılığı suçuyla aranıyor. Tareck El Aissami, Venezuela-Türkiye ittifakının kilit isimlerinden.’”
Ana muhalefet partisi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise 26 Mayıs tarihinde attığı “tweet” ile seçim çağrısını dile getirmişti:
“Erdoğan binlerce trolünden umudunu kaybetmiş olacak ki, kendi de trol gibi konuşmaya başlamış. Mafya ağzı ile “bunlar daha iyi günler” demiş. Geç bunları kardeşim geç. Er meydanına gel, milletten korkulmaz. Sandığı getir sandığı! #HemenSeçim”
Muhalefet partilerinden yükselen bazı sesler bu yönde… Bir de sessiz yığınların sesi var. Bu ses seçimlerde duyulacak…
.
Dr. Begüm Burak, dikGAZETE.com
Mahir 3 yıl önce