"Sosyal Medya"da HDP'nin attığı bir “Tweet"in altına kısacık bir yorum yazdığım için HDP’liler mahkemeye koşup hakkımda dava açtılar.
Sebebi ise HDP Genel Merkezi tarafından haklarında verilen bir mahkeme kararı için “Hukuku tanımıyoruz..” diyerek atılan “Tweet”in altına yazılmış yüzlerce yorumdan bir yorum sadece.
Aynı “Tweet” altına, hem kendi yandaşlarından hem kendilerine karşı olanlar tarafından eklenmiş aralarında çok ağır hakaretler içerenlerin de olduğu yorumlardan bir yorum, cevaplardan bir cevap işte...
Nerdeyse 1 sene oldu…
“Git ifade ver, gel... Sonra tekrar git…” Sürgit işleyen bir mahkeme süreci...
Ve sonunda kesinleşen ceza…
Ne o gidip-gelmeler, ne bunların “Tanımıyoruz…” dedikleri mahkemelerden medet ummaları…
Hiç biri o kadar dert olmadı da asıl dert, “Bizimkiler”in hali ve tavrıydı açıkçası...
O aşamada ister istemez, mücadelesini verdiğiniz, gönül bağınız olan “AK Partili” bazı yetkililere dönüp ("Yetkili” derken, İlçe Teşkilatlarını kast ediyorum) “Bu konuda ne yapabilirim; yardımcı olacak herhangi bir avukatla ya da bu konularda bilgili birileri ile görüşmeme yardımcı olur musunuz" diye sorma gereğini de duyuyorsunuz!..
Ve genelde verilen cevap; “Hanımefendi; burası hukuk bürosu değil...” şeklinde oluyor.
"Elbette hukuk bürosu değil; bunu bilmeyecek kadar cahil miyim!.. Lakin, bu kavga da benim kişisel kavgam değil… Artı, ben avukat talep etmiyorum sadece bu konuda ne yapabilirim nasıl ifade vermem gerekiyor? Hukuki açıdan bilgi istiyorum sadece!.." diyebiliyorsunuz...
Ben ve benim gibi, hiç bir çıkar gözetmeksizin davaya gönül vermiş milyonlar var.
Muhalefetin ya da tescilli Erdoğan düşmanlarının, “Maaşlı-paralı troller" dediği, canla-başla mücadele eden biziler de başkaları gibi, ayaklarını uzatıp TV karşısına geçerek, patlamış mısır yiyip; “Amaaan... Ülkeyi biz mi kurtaracağız!.." diyerek keyfimize bakmasını bilmiyor muyuz!..
Ama işte, içimizde bayrak sevgisi, vatan sevgisi yatıyor; kayıtsız kalmamız imkansız, fıtratımız buna müsaade etmiyor.
Başta bahsettiğim dava konusuna gelince; 1 sene 2 ay hapis cezası verildi; daha sonra bu, “İyi hal ve sabıka kaydı olmaması nedeniyle…” denilerek "11 ay"a indirildi.
Verdiğim ifade doğrultusunda, kişilik özelliği, sosyal statü baz alınarak hapis cezası, 2 bin 750 TL para cezasına çevrildi..
Artısı da var; beş yıl bütün sosyal medya hesaplarım denetim süresine tabi tutuldu ve yapacağım en basit bir yorumda, cezai yaptırım uygulanması, bunun da sicilime işlenecek olması da cabası…
Geçen gün, para cezasını ödedim; hiiiç sorun değil!.. Lakin, yalnız bırakılmak kalbimi kırdı.
Emin olun, bir HDP'linin davasına, gönüllü olarak avukatlar ordusu katılıyor; suçu ne olursa olsun, ne mahkemede ne mahkeme giriş-çıkışında asla yalnız bırakılmıyor ve üstüne üstlük, "mağduriyet” vs. söylemleriyle her türlü sosyal-siyasal şovdan da geri kalınmıyor. Öldürülen terörist bir kadının peşinden bile neler yaptıklarını, nasıl bir “insanlık öldü” havasına girdiklerini gördünüz.
Biz bu davayı, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın sırtına yükleyen ve Erdoğan’ı en olmadık zamanlarda yalnız bırakan rantçı, şakşakçı bazı AK Parti teşkilat mensupları ya da gazete köşelerinden “Reis.. Reis.." diye cıvık cıvık yazılar döktürüp, aldıkları bol sıfırlı maaşları yetmezmiş gibi bir de orda-burda iş kovalayan sinsi yazarlar için mi destekliyor, bu uğurda maddi-manevi her türlü cefaya katlanıyoruz!
Kale içeriden çökertiliyor farkında değil miyiz!..
AK Parti'nin artık bağırsaklarını temizlemesi gerekiyor; yoksa arkasındaki gönüllü ordusu, teşkilatlarda bile yuvalanmış ne yaptıkları, kime hizmet ettikleri belirsiz birileri eliyle yapılan yanlışlar yüzünden yok edilecek…
.
Yasemin Bağoğlu, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @yaseminbagoglu, @dikgazete
Selçuk Atagün 5 yıl önce
Eva. Baby 5 yıl önce
İFFET ÖZGÜNAY 5 yıl önce
Hayrettin ACAR 5 yıl önce
Meltem gündüz 5 yıl önce
Mehmet mehmet 5 yıl önce