KATABATARA
Hikmet Tuhan Dağlıoğlu, Teksiyer’in (Texier), Eğirdir Gölü’nde yeraltından giden sulara, Türkler’in Düden, Rumların ise Katabatara dediklerini söyler (Isparta Ün Dergisi, 1941-42: 1291).
16. Asırda Hamid Sancağının Vakıfları konusunu çalışırken, katabatara gündeme gelmiş ve Ahmet H. Cebeci Hoca, Ramazan Bey “Katabatara” Türkçe demişti.
Ben de neresi Türkçe Hocam deyince?
-“Batara”, yâni batıyor ya, demişti.
Ben, birilerinin “baskı neticesinde Türkçe konuşan Rumlar” dediği; Eğirdir Gölü civarındaki Hıristiyanların aslında Hıristiyanlaşmış Türkler (Kuman, Peçenek, Oğuz, Sarmat) olduğunu iddia ettim ve hâlâ ediyorum. Çünkü bu hususta elimde Anna Komnena (1083-1153) ve Niketas Honiyates (1155-1217) gibi iki mühim kaynağım vardı ve “katabatara” ile de üçüncü bir delile kavuşuyordum:
29 Nisan 1091 tarihinde Eski Eğirdir Gölü kuzeyinde yapılan Lebounion (Küçük Aslan) savaşında Peçenekler tam bir yenilgiye uğradılar ve ancak Ozolimne'ye (Eski Eğirdir Gölü) güçlükle kaçanlar kurtulabildi; bunlar, orada, bir zaman, kımıldamaya bile cesaret edemeden Kumanlarla kuşatılmış olarak kaldılar (Anna, 1996: 224-225, 252).
1142 yılında İmparator Ioannes, Pusguse Gölü’ndeki (Eski Eğirdir Gölü) ada halkına saldırdı. Bu ada halkı, Hıristiyan olmalarına rağmen hudut komşuları Türklerin tarafını tutuyor ve imparatora küfürler savuruyorlardı. Çünkü bunlar âdet ve gelenekleriyle hemen hemen Türkleşmişlerdi (Honiyates, 1195: 24).
Eski Eğirdir Gölü’ndeki işbu ada halkı, 50 yıl önce adalara sığınan Peçeneklerdi. Bu halk esasen Türk olmamış olsaydı 40-50 yıl gibi kısa bir sürede Türkleşmezdi. Erkekleri Türkleşse kadınları Türkleşmezdi.
Lebounion savaşı için Edirne-Enez civarında olmuştur diyenler de büyük bir hataya düşmüşlerdi.
Peçenekler, Lebounion’a, Kötürnek (Hadrianopolis, Androple) ve Gelendost tarafından gelmişlerdi ve adalara gitmek için gemileri yoktu.
Bunlar, Oğuz Gölü’ne (Ozolimne, Eski Eğirdir Gölü) nasıl kaçmışlardı?
Yine ben burada yeni bir iddiada bulunuyorum: -Peçenekleri, Eski Eğirdir Gölü’ndeki adaya Çaka Bey taşımıştı. Ve Anna’nın zikrettiği Eğirdir Gölü civarındaki, 40 bin Kuman ile onlardan daha kalabalık olan Peçeneklere ne olmuştu?
Prof. Bahri Ata, geçenlerde vatsaptan Kipert (Kiepert) haritalarını gönderdi. Bende Kipert’ten daha iyi olan ve 1940-1950’lerde isim ve yol güncellemesi yapılan 200 bin ölçekli haritalar vardı, ama yine de bir bakayım dedim.
Açıklamalarda Kipert’in, Düden = Katavothre yazdığını görünce Katabatara hakkında şüpheye düştüm. Çünkü Grekçe Beta (β), (v) veya (f) olarak telâffuz ediliyordu ve Teksiyer’in aslına bakmam gerekti. Nihayet 07 Kasım günü TTK’na gittim ve Mehmet Esgin Beyin yardımıyla Teksiyer’e ulaştım. Fransızca asıl metin şöyledir:
Le grand lac d’Egdir occupe le centre du plateau supérieur de la Pisidie. Les eaux s’écoulent vers le sud, et forment des courants qui, au dire des indigènes, passent sous le sol. Les turcs appellent ces fleuves soutarrains des Douden, et les Grecs Katabatahra (Teksiyer, 1882: 717). Terc. Yusuf Kurtoğlu:
Büyük Eğirdir Gölü Pisidya’nın yukarı platosunun merkezini kaplar. Suları güneye doğru akar; yerlilere göre yeraltından geçen akıntılar oluşturur. Türkler bu yeraltı nehirlerine Düden, Yunanlılar da Katabatahra diyorlar.
Les eaux se sont ouvert une issue soutarraine, connue en Grèce, où ce phénomène est très-multiplie, sous le nom de Katavathron (Teksiyer, 1882: 522). Sular yeraltında kendilerine bir çıkış yolu açmışlardır. Yunanistan’da çok yaygın olan bu hadise Katavathron adıyla bilinir. Terc. Yusuf Kurtoğlu (GÜ. Fr. Hocası).
Yunanlılar yer altına giden bu suları halen “Καταβοθρα = Katavothra” şeklinde yazıyorlar.
Görüldüğü gibi Teksiyer, Türkler’i küçük harfle ve turcs şeklinde yazarken, Türkçe konuşan Ortodokslar’ı, büyük harfle ve Grecs şeklinde yazar. Bu bir yazım hatası değil, kasıt olmalıdır.
Yine bu Fransızlar, 1914 yılında Anadolu’daki Nüfusu verirken Türkler’i Müslüman, Hıristiyanlar’ı ise Grecs yazarlar. Bu, bilerek yapılan ve geleceğe matuf projeleri için bir arşiv hazırlama işidir.
Bugün de aynı proje için Yunanistan’daki Türkler’e, Türk demiyorlar ve Müslüman dayatması yapıyorlar.
Sonuç
Fransızca metinde görüldüğü gibi Dağlıoğlu’nun Katabatara yazımı doğrudur. Muhtemelen (r) harfi önündeki (h) okunmayan harftir. Teksiyer’in Yunanistan’da Katavathron denilen bir olayı, Eğirdir’deki Yunanlıların (Ortodoks Türkler) Katabatara (Katabatahra) olarak farklı söylemeleri dikkate şayandır. Ve Cebeci Hocanın dediği gibi bu kelime Ortodoks Türklerin ağzında “batara” olmuştur.
Hülâsa Eğirdir Gölü civarında; Eğirdir, Barla, Atabey, Uluborlu ve Isparta’da yaşayan Ortodoks Hıristiyanlar, Peçenek, Kuman, Oğuz veya Sarmat Türkleri olmalıydı.
.
Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com
Kaynaklar
Anna Komnena (1996): Alexiad, Malazgirt’in Sonrası, Çeviren: Umar Bilge, İnkılâp Kitabevi-İstanbul.
Dağlıoğlu, H. Turhan (1941-1942): “Eğirdir Gölü”, Ün Isparta Halkevi Mecmuası, Cilt 8, Sayı 91-96, s.1290-1299.
Honiyates (Khoniates), Niketas (1995): Historia, Çeviren: Fikret Işıltan, Türk Tarih Kurumu-Ankara.
Kipert (Kiepert) Haritaları: https://www.loc.gov/resource/g7430m.gct00325/?st=gallery
Teksiyer (Texier), Charles (1882: M DCCC LXXXII): Asie Mineure, Paris.
Bilal Sürgeç 2 yıl önce