Sn. İsmail Kahraman’la muhabbetimiz ilk günkü gibidir.
Önce Birlik Vakfı’nın başındayken gittiğim Bayramlaşmalarda özel ücretsiz “standup” meddahlıklarıma hakkını veren, hakbilir kahkahalarla karşılardı.
90’ların öncesi olmalı…
Başkan yakınıyor:
- Ya hu Namık Kemal Zeybek bu ocaktan yetişmedir, Kültür Bakanı, ancak bizden sanatçılara filmlere destek vermiyor!..
“Veremez” dedim.
- Nasıl veremez Ulvi Bey, koskoca bakan…
- Size genel bir durumu anlatayım… Dünyada iki çeşit muhalefet vardır; Devrimci ve Evrimci.
Devrimciler; “Bu düzen kokuşmuştur artık ayar tutmaz. Yıkacağız, yerine yeni bir düzen inşa edeceğiz.”
Evrimciler o kadar gürültü-patırtı, kan-revan, per-perişan “Eylem’e gerek yok! Biz, ‘Düzen’e nüfuz edeceğiz yavaş yavaş tüm kavşakları tutacağız, yumuşak bir geçişle özlediğimiz ‘Düzen’i kuracağız” derler.
Bunlardan biri, “hele bir şef olayım mücadeleyi başlatacağım Müdür olunca daha etkili olmaz mıyım hatta Genel Müdür olsam…”
… …
Erteleye erteleye sonunda Bakan yaparlar; onu yaparlar çünkü artık başlangıçtaki niyet ve bacağındaki kıspet yok olmuştur.
Sn. Kahraman itiraz etti:
- Ulvi Bey siz de çok kötümsersiniz.
- Peki sn. Başkan siz istediniz… Birkaç ay önce “AJANS 1400”ün üç ortağı Yücel Çakmaklı, Ahmet Beyazıt, Şenol Demiröz (üçü de rahmetli) Sn. Bakan Zeybek’e gittiler…
“Abi” dediler, dostluklarına güvenerek… “Hep solcu yarı çıplak filmlere devlet yardımı veriyorsunuz. Bize de verin demiyoruz!.. Hani milliyetçi geleneklerimize bağlı bir iki filme yardım veremez misiniz?”...
“Vallahi çocuklar, benim elimden bişey gelmiyor” dedi.
Bayram savuştu, sessizlik kuruldu başköşeye…
Belli ki Sn. Bakan bekleniyor, ben beklemeden cızlamı çektim.
Sonra ne oldu?
Refahyol hükümeti kuruldu…
Sn. İsmail Kahraman Kültür Bakanı oldu.
Devlet yardımına başvurdum ilk kez… Her yerde de “Bana veremezler!
Dikkat edin “vermezler” demiyorum “VEREMEZLER”!..
Haklı çıktım yine maalesef.
Ve küçük kıyametimi kopardım.
Bir telefon!
- Efendim ben Güzel sanatlar md m,ziclzncilzczcibz (dedi ya kim olduğunu anlamadım.) Size yardım çıkmadı. Siz, bize formalite icabı bir proje hazırlayıverin biz size bir yerden yardım çıkartacağız.
- Bu parlak fikir bakanlıkta kimin aklına geldi?.. Ben şimdi telefonu kapatıp ‘Medya’ya açıklama yapıyorum!..
Kapattım; yarım saat geçmedi zırladı sabit telefon.
- Ulvi bey selamünaleyküm, bir yanlış anlama olmuş… Yasal olmayan bir şey yok süreçte.
Bir “Sabit Fonlar” var, oradan size destek verilemedi bir de “seyyal fonlar” var sn. bakanımın uhdesinde… Size o fondan ödeme yapılacak.
Bağcılar’da üç oyun oynadık, olağan fiyatımızın yarısına.
Ben de oyun duyurularının en üstüne “KÜLTÜR BAKANLIĞININ SIFIR DESTEĞİNDE” yazdım.
Müsteşar bey, Kültür Müdürlüğünün Sultanahmet Camii'nin dibindeki eski bölge müdürlüğüne çağırdı beni.
- Ulvi bey, bakanlığımız size destek olmadı mı ki?
- Hayır, siz sadece oyun satın aldınız hem de düşük fiyata.
Sn. İsmail Kahraman, beni nerede görse “Büyük Sanatkar” diye karşılar iltifat eder; bu mevzu daha sürer gider nasipse devamı icap eder.
-“Garip ama Türkiye” kitabımdan-
.
Ulvi Alacakaptan, dikGAZETE.com