
İSRAİL’İN VAHŞİ SALDIRILARI VE ANTALYA DİPLOMASİ FORUMU
İsrail’in Gazze’de yaptığı vahşeti anlatacak kelime bulamıyoruz.
Hiçbir kural tanımadan saldırıyor, bombalıyor, taş üstünde taş bırakmamacasına yıkıyor, hiçbir canlı kalmamacasına öldürüyor.
Tüm dünya da bu olup bitenleri
Normal bir şeymiş gibi seyrediyor.
HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK!..
Hâlbuki;
Olabilecek bu tür saldırılar için BM gibi zamanında kurulmuş olan güvenlik kurum ve kuruluşlar var.
Bu tür kuruluşlar;
Ya bir savaşın çıkmasını önleyecek veya çıkmış olan savaşın ‘savaş hukuku’na göre olmasını sağlamaktı görevleri…
Meselâ;
Hastane, okul, cami gibi ibadet yerleri, gazeteci ve masum çocuklar hedef alınamaz.
Ama bu vahşeti İsrail yapınca mezkûr kurum ve kuruluşlardan ses seda çıkmıyor.
Dünyanın çivisi çıkıp, İsrail için tüm kurallar çiğnenince, dünyaya nizam verecek yeni oluşumların hayata geçirilmesi kaçınılmaz oldu.
Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde toplanan ADF, bunun için atılmış ilk adımdır.
Bu böyle…
Peki,
İsrail nasıl oldu da böyle pervasız davranabileceği bu günlere gelebildi?
İSRAİL’İN ETRAFINDA ‘TAYYİP’LER OLSAYDI!..
İsrail’in etrafındaki ülkelerin başında Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan gibi liderler olsaydı, İsrail böyle bir vahşeti yapabilir miydi?
Hayır! Kesinlikle hayır…
Çünkü İsrail…
Arap-İslam coğrafyasının ortasında kalmış küçük bir ada mesabesindedir.
Binaenaleyh;
Eğer İsrail’i çembere almış olan devletlerin başındaki liderler gerçek lider olsaydı,
İsrail’in değil böyle bir vahşeti yapması, nefes almak için bile komşularından izin almak zorunda kalırdı.
Ama…
İSRAİL BUGÜNE NASIL GELDİ VE 6 GÜN SAVAŞI…
… Ama zamanında;
Suriye’den Şükri El-Kuvvetli’yi uzaklaştırılıp, Baas rejiminin önünü açtılar…
Mısır’da General Necip’i uzaklaştırıp, Cemal Abdünnasır’ı getirdiler…
Ürdün’de babaları Şerif Hüseyin’i sürgüne göndererek çocuklarına (Kral Abdullah daha sonra Kral Hüseyin ve şimdi de torun Kral Abdullah’a) İsrail’e karşı uslu durmadıkları takdirde başlarına nelerin gelebileceğini gösterdiler.
Zamanında Lübnan’da da bir sürü oyun neticesinde Müslüman bir ülkenin başına Maruni bir Hristiyan getirmişlerdi.
MASA BAŞINDA VERMEYE CESARET EDEMEDİKLERİNİ SAVAŞARAK VERDİLER…
Böylece;
Çevre ülkelerin başına mezkur liderleri geçirip, ortam ‘tamam’ olunca İsrail adı ‘savaş’ olan bir askeri tatbikata girişti…
Ve ülke sınırlarını 6 günde 4 katına çıkardı.
Yani;
1967’de yapılan savaş, bir muvazaa savaşıdır.
İsrail’in topraklarını genişletmek için talep ettiği yerleri o zamanki Arap liderleri koltuklarını sağlama almak şartı ile “yenilmiş” gibi göstererek o toprakları hibe ettiler.
Böylece İsrail, Mısır’dan Gazze ve Sina’yı (Sina daha sonra anlaşma ile geri alındı) Suriye’den Golan Tepeleri’ni, Ürdün’den de Doğu Kudüs ve Batı Şeria’yı alarak topraklarını 4 katına çıkarmıştı.
HAMAS…
Siyonist medya o yıllarda İsrail’in Arap ittifakına karşı (savaşa girmeyen diğer Arap devletleri de asker ve malzeme göndermişti) büyük bir zafer kazandığını; İsrail’in yenilmez olduğunu falan yazıp durmuşlardı…
Ama bugün bakıyoruz ki;
Güya 6 günde Suudi Arabistan’dan Fas’a kadar olan geniş bir ittifaka karşı kesin zafer kazanan İsrail, 1,5 yıldır avuç içi kadar bir yerde hem de kendi topraklarında HAMAS’ı yenemiyor.
Neden?
NE HAMAS BAAS’TIR NE HENİYE BEŞŞAR’DIR NE SİNVAR MAHMUT ABBAS’TIR NE DE ‘TAYYİP’ C. ABDÜNNASIR’DIR!..
Çünkü;
İslam dünyası ile birlikte Arap dünyası da uyanıyor ve zincirlerini kırıp atıyor.
Evet, çok zayiat verildi, çok çile çekildi…
Ama…
İlk zincir Suriye’de kırıldı bir kere.
Eğer;
Mısır’da Mursi iktidarda olsaydı bugün İsrail değil bu vahşeti yapmak Gazze’ye bir kurşun bile atamazdı.
Şu anda Suriye devrimi diğer ülkelerde de olur diye İsrail’i korku sarmış vaziyette.
Bundan dolayı;
Vahşice saldırıyor, Filistin direnişini kırmaya çalışıyor. Askeri tesisleri bombalayarak Suriye’yi de toparlanmadan çökertmek istiyor…
Ama nafile…
Taşlar yerine oturduktan sonra İsrail nefes bile alamayacak.
Suriye... Libya... Sudan... derken…
Rahmetli Erdem Beyazıt’ın deyimiyle “dallar meyveye durdu” ve durmaya devam ediyor.
ANTALYA DİPLOMASİ FORUMU…
Dalların meyveye durmaya başladığı bir demde
ADF gerçekleşti.
Türkiye’nin öncülüğünde yapılan silah savunma sanayi tüm dünyanın dikkatini çekmiş, bundan dolayı ADF’ye olağanüstü katılım sağlanmıştır.
Demir ortaya çıktı bir kere…
İsrail’in kaçacak delik araması yakındır.
.
Emin Batur, dikGAZETE.com
Martinbon 12 saat önce
Engaging The State Welfare Disability Lawyer Becomes Vital.
The Sustaining Social Aid Directs many programs from unemployment insurance to public support, and also takes care of inability compensation for persons incompetent to work due to persistent health issues or trauma. As with each and every intricate organization, there are guidelines and rules which must