USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İsrail’in Gazze katliamındaki gerçek bilançosu

İsrail’in Gazze katliamındaki gerçek bilançosu
16-02-2025

İsrail’in Gazze Katliamındaki Gerçek Bilançosu

MOSKOVA

İsrail’in insanları üç kategoriye ayırmış olduğu görülmektedir. Birinci kategoride İsrail vatandaşları, ikinci kategoride gayrimüslim yabancılar ve üçüncü kategoride ise gerçek Müslümanlar bulunmaktadır. İsrail, kendi vatandaşları için sonuna kadar savaşmaya hazırken, ikinci kategorideki gayrimüslim yabancılaranazikçe” tahammül göstermekte ve onları kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışmaktadır. Üçüncü kategoridekilerden ise nefret etmekte ve çoğu zaman onları insan olarak dahi görmemektedir. Gazze Şeridi'nde yaşanan son olaylar bunun açık bir kanıtıdır.

Ekim 2023'te Hamas, İsrail topraklarında geniş çaplı bir saldırı gerçekleştirmişti. Rehinelerin ve yüzlerce masum insanın ölümüyle sonuçlanan bu eylem, aslında basit bir şekilde kınanabilirdi. Ancak İsrail, tepkisini son derece garip bir şekilde ortaya koydu: İsrail, Gazze Şeridi'ne ağır silahlarla donatılmış bir ordu göndererek ve -deyim yerindeyse- serçe avlamak için dahi ağır silahlar kullandı. Özetle, Hamas üyelerini bitirmeye yönelik eylemleriyle İsrail ordusu, içerisinde sivillerin de bulunduğu evleri ve tüm mahalleleri yerle bir etmişti.

26 Aralık 2024 tarihinde ünlü Amerikan gazetesi New York Times, Hamas destekçisi olduğu iddia edilen bir kişiye yönelik her saldırıda 20 sivilin öldürülmesine izin veren İsrail askeri talimatlarının olduğuna dair bir haber ortaya attı. Bundan önce ise, 7 Ekim 2023'te İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Gazze'deki sivil bölgelerin bombalanmasına izin veren eşi benzeri görülmemiş bir emir yayımlamıştı. Bu emire göre İsrail askerleri, her saldırıda 20 sivile kadar ölüm riskini göze almaya yetkilendirilmişti. (!)

Böylece IDF'ye, Hamas'la bağlantılı olduğu iddia edilen herkesi; aileleri, komşuları ve tanıdıklarıyla çevrili evleri de dahil olmak üzere tüm sivilleri öldürmesi için izinler verildi. IDF, Gazze'nin sivil mahallelerini herhangi bir kısıtlama olmaksızın bombalama konusunda tam yetkilendirilmişti. Üstelik Hamas savaşçılarının eylemlerinden hiçbir şekilde sorumlu tutulmaması gereken kadınlar, çocuklar ve yaşlılar gibi sivil gruplar da bu ölümcül saldırılara maruz kaldı.

New York Times, İsrail saldırılarının uyarı yapılmaksızın, genellikle “Lavender” yapay zekâ sistemine dayanarak, apartman binalarını ve sakinlerini yok etmek için ve bazen hedefi vurmak için kurulum verilerinin insan tarafından doğrulanmasına gerek bile kalmadan saldırıların başlatıldığını birkaç kez belirmişti. Bu acımasız uygulamanın farkında olan ve “insan hakları savunuculuğu” çığlıkları atan Batılı ülkeler, İsrail'in Filistin halkına, bir başka deyişle Gazze Şeridi'ndeki Müslümanlara karşı yürüttüğü soykırımı görmezden gelmeyi bugün dahi tercih etmektedirler.

Oysa diğer yandan ABD'li yetkililer defalarca İsrailli yöneticileri daha düşük kapasiteli mühimmat kullanmaya teşvik ettiklerini iddia etmişlerdi. Ancak Temmuz 2024 tarihli bir Reuters haberine göre, Ekim 2023 ile Temmuz 2024 arasında ABD, İsrail'e 2.000 pound (her biri 910 kg – neredeyse bir ton) ağırlığında 14.000 yüksek kapasiteli bomba göndermişti. Aynı New York Times, savaşın sadece ilk iki gününde “İsrail'in Gazze'ye attığı mühimmatın yüzde 90’nın 1.000 ila 2.000 pound [455 ila 910 kg] ağırlığında, uydu güdümlü bombalar olduğunu” belirtmişti. Üstelik, bu uydu güdümlü bombalar, hedeflerin sivil olup olmamasıyla pek de ilgilenmemişlerdi. Özetle; İsrail o günlerde, yaklaşık bir tonluk bir bombayı yerleşim yerlerine yönlendirerek oradaki sivil her şeyi ve herkesi yok etti.

Cezasız kalan bu tür kitlesel katliamların sorumluluğunun, İsrail'in yanı sıra, başta ABD olmak üzere bu soykırım eylemlerine izin veren ve aktif olarak destek olanlar tarafından üstenilmesi gerektiğini beklesek de bu böyle olmadı. ABD Biden yönetimi, İsrail'in aşırı silah kullanımına rağmen Gazze halkını yok etmek ya da zorla başka bölgeye nakletmek gibi bir niyeti olmadığını defalarca dile getirmişti. Aslında, New York Times tarafından kısmen yayınlanan İsrail askeri belgeleri, IDF'ye dağıtıldıktan hemen sonra ABD istihbarat kurumlarının eline geçmişti. Joe Biden’ın soykırıma tam destek sözü verdiği Ekim 2023'teki İsrail ziyaretinden önce bu belgelerden haberdar olduğu da iyi bilinmektedir.

Diğer yandan, İsrail'le uzlaşmaya çalışan BM'nin bile Kasım 2024'te İnsan Hakları Ofisi tarafından hazırlanan bir raporda Gazze'deki sivil ölümlerin yüzde 70'inin kadın ve çocuklardan oluştuğunu ve ölenlerin çoğunun küçük yaştaki çocuklar olduğunu belirtmesi oldukça önemli ve manidardır.

8 Şubat 2025 tarihinde Gazze Sağlık Bakanlığı, Gazze Şeridi'ndeki askerî harekât sonucunda ölen Filistinlilerin toplam sayısının 48.000’i aştığını (yaklaşık 18.000 kadın ve 12.000'den fazla çocuk dahil) ve 111.000'den fazla kişinin yaralandığını bildirmişti. Daha “korkunç” istatistikler de bulunmaktadır. Nitekim Şubat 2025’te Filistin Ulusal Yönetimi'nin basın servisi, İsrail Savunma Kuvvetleri'nin Gazze Şeridi'ndeki operasyonu sonucunda en az 61.000 Filistinlinin öldürüldüğünü bildirmişti.

Önde gelen bir İngiliz tıp dergisi Lancet, Temmuz 2024'te Gazze'deki soykırım sonucunda ölenlerin gerçek sayısının 186.000 kişi olabileceğini yazmıştı. Bu görüş, sadece Amerikan süper bombalarıyla İsrail ordusu tarafından öldürülenleri değil, aynı zamanda yetersiz beslenme, bulaşıcı hastalıklar, gıda kıtlığı ve sağlık sisteminin çökmesi sebebiyle ölen on binlerce insanın da olduğunu göstermektedir. Ayrıca bombalanan binaların enkazı altında kalarak ölenler bulunmuştur ki bunların sayısı hiç de azımsanacak türden değildir!

Lancet dergisi, “Gazze'deki ölüleri saymak zor, ama gerekli” başlığı altında yayınladığı raporda şunları kaydetmiştir:

Rapor edilen ölümlerin sayısı, büyük olasılıkla olduğundan az gösterilmektedir. Airwars adlı Sivil Toplum Kuruluşu, Gazze Şeridi'nde meydana gelen olaylarla ilgili detaylı değerlendirmeler yapmakta ve çoğu zaman kimliği tespit edilebilen kurbanların tamamının Gazze Sağlık Bakanlığı'nın listesinde yer almadığını tespit etmektedir. Ayrıca BM, 29 Şubat 2024 itibariyle Gazze Şeridi'ndeki binaların yüzde 35'inin tamamen yıkıldığını, dolayısıyla halen enkaz altında bulunan önemli sayıda cesetler olduğunu ve bunların yaklaşık 10.000'in üzerinde olduğunu tahmin etmektedir.”

Ardından Lancet, şu analizini yayınlamıştır: Son dönemdeki çatışmalarda, dolaylı ölümler doğrudan silahlı ölümlerden 3 ila 15 kat daha fazla olmuştur. Temmuz 2024 itibariyle kaydedilen 37 bin 396 ölüme, doğrudan ölüm başına dört veya daha fazla dolaylı ölüm şeklinde mütevazı bir tahminde bulunulduğunda, Gazze’deki çatışmanın halihazırda 186.000 veya daha fazla ölüme yol açtığı tahmin edilmektedir. 2022 nüfus tahmini olan 2 milyon 375 bin 259 sayısına göre bu rakam Gazze Şeridi'nin toplam nüfusunun yüzde 7,9'una tekabül etmektedir.”

Görüldüğü üzere, İsrailli yetkililer, sürekli olarak Gazze'deki Filistinli nüfusu yok etmeye yönelik bir yol izlemiştir. Katliamlarının amacı, şüphesiz, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Batılı ülkelerin kontrolü altında “yeni Ortadoğu” olarak adlandırdığı oluşumun gerçekleşmesi için Gazze topraklarını ilhak edip bölgeyi kendi vatandaşları ile doldurmak ve bu plan doğrultusunda Gazze’nin etnik temizliğini gerçekleştirmektir.

Ekim 2023'te İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nunAmalek'in (eski Yahudilere düşman bir kabile) size ne yaptığını hatırlamalısınız” demesi de dikkat çekicidir. Çünkü bu söylem, Tanrı'nın YahudilereGidin, Amaleklilere saldırın... Onlardan çekinmeyin; erkekleri, kadınları, çocukları ve bebekleri öldürün” diye emrettiği iddia edilen İncil’de geçen bir cümledir.

Diğer tarafdan, Kasım 2023’te, İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi eski başkanı Giora Eiland, İsrail ordusunu mümkün olduğunca çok sayıda Gazzeli sivilin salgın hastalıklardan ölmesine neden olacak koşullar yaratmaya çağıran bir makale yayımlamıştı. Bu şahsın ifadeleri ise oldukça akıl almaz türdendi:

Gazze'nin 'yoksul' kadınları kimlerdir? Hepsi Hamas katillerinin anneleri, kız kardeşleri ya da eşleri... Uluslararası toplum, bizi Gazze'de insani bir felaket ve ciddi salgın hastalıklar konusunda uyarıyor. Ne kadar zor olursa olsun bundan kaçınmamalıyız. Sonunda Gazze Şeridi'nin güneyindeki ciddi salgın hastalıklar, zaferi yakınlaştıracak ve IDF askerleri arasındaki kayıpları azaltacaktır!”

Bu soykırım söylemi, İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant'ıntümüyle kuşatma” emriyle da uyumlu olan Dr. Goebbels'in ruhuna uygun olarak “İnsansı hayvanlarla savaşıyoruz ve buna göre hareket ediyoruz” demişti.

İsrailliler, İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler'in Yahudilere karşı uyguladığı vahşeti hatırlamaktan keyif alıyor gibiler, gerçi o zaman da pek çok başka millet öldürülmüştü, ancak İsrail resmi makamlarının şu anki “yamyamca” açıklamaları ve İsrail ordusunun barbarca eylemleri, Üçüncü Reich'ın suçlarıyla oldukça karşılaştırılabilir duruma ulaşmıştır.

Filistinli kayıpların sayısını büyük ölçüde düşük gösteren resmi istatistiklere göre, Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de 822 sivil ve 743 askeri ve polis personeli olmak üzere 1.600'den az İsrail vatandaşı öldürüldü. Aynı istatistikler, 253 BM personeli ve 163 gazeteci de dâhil olmak üzere Gazze Şeridi'nde 46 bin 645 kişinin öldürüldüğünü göstermektedir.

Dolayısıyla, bu orantısız istatistik bile 1'e 30'luk bir kayıp oranı vermektedir. Yani öldürülen Filistinli Müslümanların sayısı 30 kat daha fazladır. Üstelik İsrail'deki kayıpların çoğu Hamas saldırısının ilk iki gününde meydana gelirken, Gazze'deki ölümlerin neredeyse tamamı IDF'nin, yerleşim bölgelerini sistematik olarak bombalaması sonucu gerçekleşmiştir.

Batılı Güçlerin, suçlu İsrail Hükümeti tarafından Filistin halkına karşı işlenen soykırıma göz yumması, başından beri ateşkes ve Gazze Şeridi'ni çevreleyen anlaşmazlığa diplomatik bir çözüm bulunmasından yana olan bir dizi ülkenin tutarlı politikasına taş koymaktadır. Bunların başında, İsrail ile açık bir çatışmaya girmekten çekinmeyen ve çoğunluğu Müslüman olan iki komşu güç İran ve Türkiye'nin yanı sıra önemli bir İslami nüfusa sahip olan ve uzun süredir Ortadoğu'da Filistin Devleti’ni destekleyen Rusya gelmektedir.

ABD'de ülke başkanın değişmesi hiçbir şeyi değiştirmeyeceği gibi geçici bir ateşkes de hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Ancak Filistinlilerin gerçek müttefikleri -ki bunlar birlikte hatırı sayılır bir güçtür- Gazze halkının barbarca yok edilmesini durdurarak, binlerce insanın hayatını kurtarabilecektir.

.

Hasan Enes Karahan, dikGAZETE.com 

Filistin, GazzeHamasİsrail haberleri...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?