Kuantum evreni, Rab, Rahman halleriyle ve Allah hali ile arşa istiva eden İlah.
Ayrı olmadığımız yüce bir bilinç tarafından kuşatılmış bir evren.
Gözlemlendiğinde parçacık olarak görünen elektron, gözlemlenmediğinde dalga formunda dağılmış olarak her yerde…
Fizikçilerden biri şunu söylüyor; “Gözlemci bir bilinç, şuur olarak elektronu etkisi altında mi bırakıyor?”
Değerli büyüğüm, “bilim artık Kur’an’ı tefsir ediyor” derdi.
Aslında Kur’an’da buna benzer bir örnek, eşyaya etki etme, ışınlama (Sebe Melikesi’nin tahtının getirilmesi) var.
Kaynak için degerli büyüğüm Cafer İskenderoğlu'nun kitaplarını okuyabilirsiniz.
Yukarıda verilen örnekteki elektronun durumundan yola çıkarak,
Sebe Melikesi’nin tahtını sadece parçacık, madde olarak değil de aynı zamanda evrene yayılmış atom altı yapılarını, elektronlarını dalga formunda düşünebiliriz o halde.
Buna etki eden ilim sahibi kişi, yani bilinçli gözlemci, bu dalga formundaki atom altı yapıya etki ediyor.
Yani bu ilim sahibi kişi, aynı anda evreni hem madde, parçacık olarak hem de atom-altı yapı olarak gözlemleyip, bilinçli bir etki yaratabiliyor.
Bir başka bakış açısıyla, kuantum sıçraması; Bir kuantum nesnesi burada mevcut olmayı keser ve aynı anda başka bir yerde belirebilir, aradaki mekandan geçip gittiğini söyleyemeyiz.
Diğer bir deyişle ışınlanma.
Kendi atom-altı yapısını yüce bir bilinç olan Allah-u Teala’dan ayrı görmeyen, onunla cem olan, her türlü yapıya etki edebiliyor.
Bu, aynı zamanda makro ile mikro hale atom seviyesinde baktığımızda birbirini cem etmiyor mu?
Bu tarif esasında, yüce bilincin varlık aleminde, evrendeki tekliğini ve birliğini ifade etmiyor mu?
.
Öz’ün İfadesi, dikGAZETE.com