İRAN TÜRKLERİ NEREDE? YA TÜRKİYE VE AZERBAYCAN!..
Hiç uzatmayacağım.
İran neresi? Doğusu, Kuzeyi, Batısı Türk Yurtları olan bir ülke. İçindekilerin de en az yüzde 52-55’i Türk. Dünyadaki verilere bakın, İran’daki Türkler için 25 milyon diyen de var 60 milyon diyen de… Türkiye’den sonra en çok Türk’ün yaşadığı ülke İran.
Son 100 yıla kadar da İran diye bir ülke hiç olmamıştı.
İran’ı 1926 yılına kadar 1000 yıl Türk devletleri yönetti. İngiltere’nin işgali ve oyunları sonucu Parslar Şah oldular ilk işleri ırkçılık oldu. Ancak eski Türk Hükümdarlarının aslanlı, güneşli bayraklarını değiştiremediler ama sonrasında Mollalar Fars Irkçılığını daha da azgın yaparak İngilizlerin yazdığı uydurma 6000 yıllık Fars Tarihi yaptılar. 100 yıldır bu okutuluyor.
İran’da, Türk Şah İsmail SAFAVÎ ile mezhepçilik etrafında bir vatandaşlık ve aidiyet bilinci geliştiriliyor. Batısı Türk Osmanlı, doğusu Türk Bâbür… Arada nasıl tutunacak? Mezhepçilikle. Ancak bugün Mollalar Hacı Bektâş-i Veli’nin doğduğu evi bile ziyarete yasaklıyorlar.
Şah ile 1926’da başlayan Fars Irkçılığı Molla Rejimi ile tavan yapmıştır. Üzülerek ifáde ediyorum buradaki Türklerin bir kısmında Farsçılık, Şah yanlılığı, büyük İran Tarihi diye aldatıldıkları uydurulmuş Fars Tarihi, Mezhepçilik ciddi zaáfiyet alanları olarak karşımızdadır.
Şah, Türkiye ile dost olmadı. Ülkesindeki Türkleri asimile etmeye çalıştı. Ya Irkçı Mollalar?
Bir yanda sözde Sünni/Selefi/Vahhabi S. Arabistan, diğer yanda Şii İran. Her ikisi de İngiltere’nin kontrolünde, İslâm Dünyası’nı bölme, iç kavgaları büyütme derdindeler. Yemen, Suriye, Irak… İngiltere demek ABD ve diğer yakın müttefikleri demektir. Bilelim…
Bugün Türkiye’de dindar kesimleri de istismar ederek yol bulan İran taraftarlığı, İran ajanlığına ve Aziz Milletimize, devletimize ihânete dönüşmüştür. Bugün İran’dan farklı işler ve ünvanlarla gelenlerin çoğu İran istihbaratının kontrol ve takibindeki adamlardır.
İngiliz’in en büyük oyunu iktidarı da muhalefeti de kendisinin kurup örgütlemesidir.
Irak, Türkiye gibi ülkelerde birbirine muhalif gibi görünen Şii Grupları ki bir taraf aleni İran’a bağlıdır. Bilin ki muhalif gibi görünen tarafların çoğu da İran tarafından yönetilmektedir.
Türkiye’de de buna çok dikkat edilmelidir. İran’da Türk Milleti’ni hayasızca asimile eden Molla Rejimi, Türkiye’de de Türklük ile yoğrulmuş Kızılbaşlığı/Aleviliği elde etmeye çalışmaktadır.
Türkiye ve Azerbaycan, İran’daki iç karışıklığa duyarsız kalamaz. Dolaylı olarak takip, koordine, kontrol ve gerektiğinde müdahale alternatif planlarını yapmalıdır.
Üçüncü ülkelerde de Türkiye Osmanlı Şiâsı diyebileceğimiz kesimlere el atmalıdır. Şiîler İran’ın baskısından Kum’da eğitim almaktan kurtarılmalıdırlar.
Biliyorsunuz Osmanlı Toprağı Necef de Şiî eğitim merkezidir. Türkiye ve Azerbaycan ile Afganistan’daki Şiî Türkler İran etkisinden kurtarılmalıdır. Bunun da tek çaresi eğitimde İran ve Kum şehrinden kurtulmaktır.
Azerbaycan ivedilikle mevcut din işleri başkanından kurtulmalıdır. Benim önerim Azerbaycan ya da Türkiye’de bir Şiî eğitim merkezinin ivedilikle kurulmasıdır.
İran, çevresindeki tüm İslâm Ülkeleri ile husumet içinde. Türkiye, Azerbaycan, Pakistan… Batı ve İsrail ile kavgalı pozlarda. Bilin ki bu yapay düşmanlığı Mollalar İran’daki halkı kontrol altında tutmak için kullanıyorlar.
Azerbaycan’a düşman. Ne için? İsrail ile müttefik olmakla suçluyor. Tam bir iftira. Azerbaycan daha yeni Türkiye’den sonra İsrail’de elçilik açıyor. Ermenistan ile müttefik. Zengezur Koridoru için halkına bu koridorun İran için stratejik olduğu yalanını söylüyor Mollalar. Oysa bu alan, onları sadece üç milyonluk Ermenistan’a bağlıyor. Azerbaycan ve Türkiye ile dost kalsa tüm dünyaya bağlanacak…
İran Molla Rejimi ile geçmişten gelen bölge dengelerini de yıkarak Suriye’ye, Lübnan’a, Irak’a, Yemen’e müdahale etti. Afganistan’da DEAŞ ile iş birliğine girişti.
İran’da olaylar başladı. Görünürde Farslar Molla Rejimini destekliyor. Kürtler ve Beluciler ile çatışıyorlar. Türkler yok ya da sessiz. Düşünün İran’da Azerbaycan Türkleri, Avşar, Kaçar, Kaşgay gibi Anadolu Türkleri ile yakın, Türkmenistan’dan şahın işgâli ile çıkmış bölgede ve doğu tarafında Türkmenler, Kazak, Özbek Türkleri var.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı TDT’nda yaptığı konuşmada “İran’da ezilen dilini konuşamayan Türklerden söz etti” ve “Duyarlı olacağız.” dedi. Öyle ise neden İran Türkleri ortada yok? TDT nerede?
Deniyor ki; “İran dağılırsa 20 milyon mülteci gelir Türkiye’ye…” Türkler sessiz kalınca bu mültecilere üç-beş milyon daha ekleyin. Sonra ne Türkler ne Türk Devletleri masada olmayacak. Bölünmüş İran’da Türkler iyice sünepeleşecek. Kararlarda olmayacaklar. Bu mu istenen?
İran’ın tüm bölgelerinde Türkler yaşar.
Kürtler, İran’da da Türkler ile içiçe yaşar. Bazı ırkçıların dediği gibi Kürt Kardeşlerimiz Farsça konuşuyor diye Fars’a akraba değildir. Töre, terbiye ve geleneği, tarihi bağları ile Türk’tür ya da Türk’ün akrabası ve kandaşıdır. Kürt, PKK değildir. Kürtler İran’da rejimle mücadele halindedirler.
PKK/PJAK İran Rejim Güçleri ve devrim muhafızları ile ilişkileri çok iyi olmasına rağmen bunu çok iyi kullanmaktadır. Özellikle Türkiye’deki medya maymunları aracılığı ile İran Türk Bölgeleri sözde Kürdistan olarak tarif ettirilerek algı oluşturmaktadırlar.
Çözüm sessiz kalmak değildir.
Çözüm İran’daki Türklerin ileri gelenleri, Kürt elebaşları bir araya getirilmelidir. Bunlar üçüncü bir ülkede gizlice eğitilerek ciddi bir maddi destekle İran’a gönderilmelidir. Molla rejimine ve Fars Irkçılığına karşı birlikte hareket etmeleri sağlanmalıdır. Beluciler de bu direnişin içine alınmalıdır. İran ile ilgili Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan birlikte hareket etmelidir
İran’da özellikle Türkler arasında mezhepçilik bitirilmelidir. Türkler ve Kürtler mezhep ve dinine bakılmaksızın bir araya getirilmelidir.
Sosyal Medya gurupları organize edilmelidir. Medya kuruluşları bu tarz konularda bilgilendirilmelidir.
Türkiye ve Azerbaycan’dan Farsça yayın yapacak TV ve radyo kanalları kurulmalıdır. İran’da Şubat-Mart Aylarında bir dönüşüm beklenmektedir.
Gerek Molla Rejimi’nin gerek PKK/PJAK yapısının bölgemizdeki tahribatı ve düşmanlıkları önlenmelidir. Her iki gurup da halk ağzı ile omurgasızdır. Emperyalizmin kuklası oldukları için her kılığa girerler. Dikkatle mücadele edilemlidir.
“Aras’ı ayırdılar
Kum ile doldurdular;
Ben senden ayrılmazdım
Zor ile ayırdılar,
Ay Lâçin, can Lâçin,
Men sene kurban Lâçin” dizeleri artık okunmamalıdır.
Türkiye ve Türk Dünyası, halkının çoğunun kardeş, kandaş, kalanının da akrabası olduğu İran’da kendisine kardeş olacak birleşik, parçalanmamış bir Türk/Akraba Devleti nasıl oluşturacaklarına bakmalıdırlar.
Unutmayalım ki, en iyi savunma taarruzdur.
Unutmayalım ki, temâsı sağlayan inisiyatifi elde tutar.
Unutmayalım ki, kavgada yer almayan masaya oturamaz, oturtulmaz.
Unutmayalım ki, İran Toprakları 7000 yıllık Türk Yurtları’dır.
Unutmayalım ki, birlikten kuvvet doğar.
Unutmayalım ki, İran’ın geldiği nokta İngilizlere yenilen Osmanlı, Kaçar, Bâbür Türk Devletleri’nin ve bizim kaybımız ancak emperyalizmin ve İngiltere/ABD’nin zaferidir.
Bu büyük kayıp telâfi edilmelidir, ihmâli çok daha büyük kayıplara neden olacaktır.
Tekrar ediyorum yapılacak şey İran içinde muhalefeti organize etmek, Türk Dünyası ile uyumlu ve birlikte hareket edecek yeni İran’ı kurmaktır.
Korkut Ata’nın Duası, Bilge Kağan Dede’mizin ikâzları ile yeni çağlara “BİSMİLLAH” diyelim her gün…
“Türk-Oğuz beğleri, milletim, işitin!
Üstte mavi gök çökmedikçe, alta yağız yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir...
Ey Türk! Titre ve kendine dön!..”
“Yerli kara dağların yıkılmasın.
Gölgelice kaba ağacın kesilmesin.
Coşkun akan görkemli suyun kurumasın.
Kanatlarının ucu kırılmasın…
Çalışanda kara polat öz kılıcın kertilmesin.
Kadir Mevla seni namerde muhtaç etmesin.
Allah'ın verdiği umudun kesilmesin.
En sonunda arı imandan ayırmasın!..”
Rabb’im yâr ve yardımcımız olsun.
.
Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı-