Hayatta ulaşılması en zor insan, kendi doğrusunu, mutlak doğru olarak görendir. Etrafı sadece gözünün gördüğünden ibaret sayıp, insanlara şeklen bakarak, onların sadece birkaç gruptan oluşabileceğini sanır.
Aslında bir kişi; hayata bakış tarzı, karakteri, değerleri, öğrendikleriyle yalnızca kendi şahsi grubunu oluşturabilir. Yani 'kişisel doğrular' grubunu..
Bu doğruların, kişisel olma sebebiyse; insanların aile çevresi, aldığı eğitim, inançları, hayat felsefesi bazı insanlara daha yakın olsa bile, hayatta her insan kimseyle ortak olamayacak farklı bir an yaşar.
Duydukları, öğrendikleri, deneyimleri, benimsedikleriyle kültürü farklılaşır.
Böylelikle herkesin doğrusu kendine olup, kimsenin aklı kimseden üstün değildir.
Ve insanların doğrusunu sevmek zorunlu olmamakla beraber saygı duymak elzemdir. Çünkü saygı; aynı toplum içinde, sağlıklı iletişim kurabilmenin öncelikli koşuludur.
Bu yüzden, insanların aklına müdahale edip onların doğrularına, düşük kaliteli espiri üzerinden hakaret ederek zekâ yarıştırdığını zannetmek, her an sosyalleşme imkânı bulduğumuz böylesi modern toplumsal ortamın varlığının ve çokluğunun hala algılanamadığının göstergesidir.
Kısaca, kendi doğrusunu karşısındakini incitmeden savunabilen saygılı, görgülü, düşünceli, ruhu zarif herkese içten saygılarımla..
.
Betül Özey, dikGAZETE.com