İlkel dönemlerdeki topluluklar, vahşi hayvan gruplarına karşı el/kol hareketleri ve seslerden oluşan senkronize bir gösteri yaparak, onları dağıtabiliyor / korkutabiliyorlardı.
Hayvanlar, karşılarında senkronik ve koordinasyon içinde böylesi bir topluluğu gördüklerinde, bu topluluğu tek bir vücut/bütün gibi algılayıp kaçışıyorlardı.
Eğer bu insanlar, birbirlerinden kopuk ve düzensiz hareketler yaparak sesler çıkarsarlardı, hayvan bunların bir bütün olmadığını sezerek saldırabilecekti.
Hayvani fıtratın bir türevi olarak ortaya çıkan "Vahşi Kapitalizm”in, insanları fiilen ve fikren "bireyselleştirme" çabasının sebebi de onları kolayca avlayabilmek içindir.
Çünkü insanlık, geçmişte nasıl ki hayvan saldırılarına karşı fiili bir uyum/ eşgüdüm ile hareket ederek bir kuvvet haline geldiyse, bugün bu "hayvani sistem”e karşı da fikri bir uyum ve eşgüdüm yakaladığı an, bu sistemin azgınlarını darmadağın edecektir.
İnsanların, yığınlar halinde bir araya gelmiş olmaları "Birlikten kuvvet doğar" sözünün icabı için yeterli değildir.
Bu sözün icabı için fikri ve fiili bir eşgüdüm/ uyum/ koordinasyon gereklidir,
Ayrıca en mühim nokta, bu koordinasyonun "süreklilik" arzederek tesir kuvvetini arttırabilmelisidir.
Aksi takdirde, zayıf bir kuvvet olarak kalınıp, kapitalizme tekrar yem olunacaktır.
.
Cengiz Han Güven, dikGAZETE.com