“Adrenochrom" hakkında en ufak bir bilgi yazdığımız anda;
“Komplo teorisi yazıyorsunuz, yok daha neler, abartıyorsunuz!..” diyenler neredeler?
Gözlerine bakabildiniz mi organları çalınıp, çenesine kadar teğellenen mülteci yavrunun?
Peki;
“Siz doktorlardan daha iyi mi biliyorsunuz!..” naraları atanlar;
- Bu çocukların organlarını, derilerini, kanlarını alanlar kaportacılar mı?
- Tinerciler mi? Fırıncılar mı? Bakkallar mı?
- Kim, kim?
- Doktorlar, Profesörler! (İşini islam hassasiyetiyle yapanları tenzih ederim)
9 yaş altı çocukların ve bebeklerin korkutulduklarında ve şiddet gördüklerinde -ki tokat atmaktan bahsetmiyorum-, tecavüz etmek, bedenlerinden parça kesmek, yakmak gibi..
İşte böyle acılar çektiklerinde, güçlü adrenalin ‘epinefrin’ salgılandığını ve o an alınan kanlarının içilmesinin "gençleştirici" etkiye sahip olduğunu kim tespit etti?
Fasulye kırarken Ayşe teyze mi?
Fabrika da çalışan Hasan amca mı?
Kim?
- Elbette o çok güvendiğimiz “Bilim Adamları”!..
Peki;
Bir insan, neden bebek derisinden yapılmış ayakkabı giymek ister?
Çocuk omurgasından sap yapılan bir çantayı kim takmak ister?
Neden insan derisinden veya etinden bir elbiseye ihtiyaç duyayım?
Kurabiyeden bebek kafası esprili lolipop, organlarından yemek yapmak sanat mıdır?
.
.
.
.
.
Tiksindiniz değil mi?
Peki, kürtaj/ölü doğum, bebeklerinden elde edilen insan “diploid” hücresi içerikli aşıları bebeklerinize vurdurmak ve bundan "şifa" ummak da yukarıdaki vampirliğe dahil değil midir?
Artık, Hollywood yıldızlarından Sandra Bullock bunu açık açık itiraf etti..
“Adrenochrom”a borçluymuş gençliğini!..
Hiçbir yerden tepki gelmedi, dünya artık bu kıvamda..
Peki nereden hasat ediliyor bunca elite bu kadar kan, deri organ!..
Sadece Almanya'da 12 bin kayıp yavrumuz var, nerede bu çocuklar?
Sizlere bir tek şunu diyeceğim;
- DÜNYAYI BİR GRUP İŞKENCECİ, PEDOFİLİ, RUH HASTASI YÖNETİYOR!
SİZLER DE ARTIK TOZ PEMBE BİR DÜNYADA YAŞAMADIĞINIZIN FARKINA VARIN!
O Suriyeli anne, binbir türlü sancılarla doğururken oğlunu; ne çadır kente düşeceğini, ne yavrusunun organlarının çalınıp çuval misali, teyellenip bir köşeye atılacağını hayal etmiş miydi? Rüyasında görse inanmazdı!
Peki hep ölen “başkası” mı olacak?
Bu ateşe hep birlikte su dökmezsek, bir gün hepimizi yakacak..
Çözüm ne mi?
Ahir zaman fitnelerine karşı Kur’an ve Sünnet’e dişlerimizle yapışmak!
Şüphelilerden kaçmak!
Sade olmak..
Ve Teheccüd vakitlerinde her günahımıza af dilemek, çok çok tevbe etmek..
Yaptığımız hatalara düşmeden tertemiz bir hayat yaşamaya çalışmak..
Avuçlarımıza Felak-Nas okuyup hem kendimizi, hem evladlarımızı mesh edip, koruyucu bir kalkan oluşturmak..
Bizler hep çözümü, bir sihirli değnekte ya da içeceğimiz bir iksirde sanıyoruz.
Oysa Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, fitnelerden Rabbine bu şekilde sığınmıştır..
Birbirimize yardımcı olalım, bu dönemlerde birbirimize daha çok kenetlenelim..
Kâfir, çocuklarımızın kanına ve etine meyletmişken, biz birbirimizin etini yemeyelim..
Umulur ki, Mevlam affeder, merhamet eder..
Selam ve dua ile.
.
Yağmur (Mirzayeva) İbiç, dikGAZETE.com