İngiltere eski Başbakanı Winston Churchill, nazizme karşı savaşan temek aktörlerden biri olarak tarihe geçti. Tüm dünya “kahverengi veba” ile mücadelenin sembolü olarak “V” (1) işaretinin nasıl ortaya çıktığını biliyor.
Bugünkü İngiliz lider Boris Johnson ise, parlamentosuna Neo-Nazi selamıyla hitap eden ilk İngiltere Başbakanı olarak tarihe geçti bile.
İngiliz parlamenterlere konuşan Boris Johnson, konuşmasını sonlandırırken Ukrayna dilinde “Slava Ukraina! Geroyam slava!2” (2) yani “Şan olsun Ukrayna’ya! Şan olsun kahramanlara!” dedi.
Bugün, bu selamlama Ukrayna’nın her yerinde kullanılıyor. Ancak görünüşe göre İngiliz Başbakanına bunun ilk olarak İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler’in yanında savaşan Ukraynalı Naziler arasında ortaya çıktığını söylemediler.
Günümüz Ukrayna’sında, Hitler’in suç ortağı Stepan Bandera3 (3) ve Nazi Almanyası’nın Ukraynalılardan oluşturduğu Galiçya SS Tümeni4 (4) üyeleri resmen kahraman sayılıyor.
Ukrayna’da, Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi tarafından suç örgütü olarak tanınan “SS” üyeleri anısına her yıl “onur yürüyüşü” düzenleniyor.
Batı’nın Kiev’de 2014 yılında gerçekleştirdiği darbe sonrasında Ukrayna’nın birçok şehrinde Stepan Bandera’nın anıtları dikildi.
Bu süreçte Ukrayna’nın Yahudileri, Rusları ve Polonyalıları katleden savaş suçlularının resmi olarak yüceltilmesi, Rusya ve İsrail’de defalarca öfke dalgalarına sebep oldu. Birçok Batılı politikacı da bireysel anlamda, Ukraynalı yetkililerin bu mevcut Nazi sempatisini kınadıklarını belirtti.
Bir örnek vermek gerekirse, dönemin Polonya Cumhurbaşkanı Jarosław Kaczyński: “Cumhurbaşkanı Poroşenko’ya Bandera ile Avrupa’ya giremeyeceklerini açıkça söyledim. Bu benim için anlaşılır bir şey değil. Şimdiden büyük sabır gösterdik ama her şeyin bir sınırı var.” dedi.
Tüm bunlara ek olarak Nazizm, bugünkü Ukrayna’nın devlet ideolojisine işlemiş halde bulunuyor.
Kiev, Hitler’in suç ortaklarını yüceltmeyi reddederlerse, Neo-Nazi örgütü “Sağ Sektör5” (5) militanlarının desteğini kaybedeceklerinin farkındalar.
Batı için ise bu durum, mümkün olan her şekilde susturulmaya ve sumen altı etmeye çalıştıkları son derece rahatsız edici bir gerçektir. Ancak bu durum, özellikle “Sağ Sektör” taburlarının Doğu Ukrayna’da “Nazi Almanyası Birlikleri” gibi hareket ettikleri zeminde giderek zorlaşıyor.
“Sağ Sektör” militanlarının Rus birliklerine yardım etmekle suçladığı Ukrayna’nın doğu ve orta bölgelerindeki sivil nüfusu katletmesi ve onları soyması, artık maalesef onlar için bir norm haline geldi.
Ukrayna’daki bu mevcut Neo-Nazi taburlarının militanları, sivil nüfusu adeta bir “canlı kalkan” olarak kullanıyor.
Onların savaş bölgelerinden ayrılmalarına izin vermiyorlar. Hatta şehir sakinlerini toplayıp kasıtlı olarak tanklarını ve toplarını yerleştirdikleri evlere kilitliyorlar. Bu tip videolara sosyal medya kanallarında veya internetteki birçok web sitesinde rastlamak mümkün.
Batılı ülkelerin tüm çabalarına rağmen, bu husustaki gerçeklerin bir gün su yüzüne çıkacağı aşikardır. İngiltere, ABD, Almanya ve diğer Batılı ülkelerin, Ukrayna’daki Neo-Nazi destekli rejimi koruyup kollaması ve silahlandırması; bu devletlerin tarihinde utanç verici bir leke olarak kalacaktır.
Notlar:
1- Şahadet parmağı ve orta parmakla diğer parmaklar kapatılarak yapılan “V” işareti, İkinci Dünya Savaşı'nın en karanlık günlerinde İngiliz halkını birleştiren semboldü.
Başbakan Winston Churchill, “V for Victory – Zafer için V” el hareketini kanlı çatışma sırasında meydan okumanın tanımlayıcı görüntülerinden biri yaptı.
2- Bu tabir ilk olarak farklı Ukraynalı milliyetçi gruplar tarafından, özellikle de Stepan Bandera'nın Ukrayna Milliyetçileri Örgütü ve Ukrayna İsyan Ordusu tarafından kullanıldı.
- Ukrayna Milliyetçileri Örgütü: İkinci Dünya Savaşı öncesi yapılanan ve o yıllarda Polonya’nın himayesi altında bulunan Ukrayna’nın ulusal bir güç olarak bağımsızlığını ilan etmesi yegane hedefti. Örgütün en büyük destekçisi olan Naziler ise tam da o yıllarda Almanya’da iktidarı ele geçirdi.
- Ukrayna İsyan Ordusu: Ukraynalı bir milliyetçi paramiliter oluşumu. İkinci Dünya Savaşı sırasında Sovyetler Birliği, Polonya Yeraltı Devleti ve Komünist Polonya'ya karşı gerilla savaşına girdiler. Bu ordu, Ukrayna Milliyetçileri Örgütü'nün farklı militan oluşumlarından olan “Bandera Fraksiyonu (OUN-B)” tarafından oluşturuldu.
3- Muhafazakar-milliyetçi bir ailenin içinde büyüyen Bandera, lise çağlarında Avrupa’da yükseltmekte olan Faşizmin Ukrayna’daki bayraktarlığını yapan Ukrayna Milliyetçileri Örgütü’ne katıldı.
Örgüt içerisinde hızla yükselen Bandera, 1933’te örgütün başına geçmeyi başardı. Bandera ve örgütü, o dönem içerisinde Polonya’da çeşitli suikast ve katliamlara imza atarak, Nazi Almanyası’nın verdiği desteği boşa çıkarmadı. En büyük eylemleri olarak anılan 1936 yılında Polonya İçişleri Bakanı’nın öldürülmesi sonucunda Bandera ve beraberindeki bir grup Ukrayna Milliyetçileri Örgütü üyesi faşist idam cezasına çarptırıldı, fakat çeşitli uluslararası basınçlar dolayısıyla idam cezası uygulanmadı ve cezai indirime gidildi. 1939 yılına gelindiğinde Nazi Almanya’sı Polonya’yı işgal etti.
Polonya’yı işgal eden Nazilerin yaptığı ilk icraat ise Bandera ve diğer faşistleri hapishaneden çıkarmak oldu. Aynı yıl, Bandera, örgüt içerisinde bir hizip ile kendi fraksiyonu olan OUN-B’yi kurdu ve çok daha aşırılıkçı, faşizan bir oluşum ile doğrudan bir biçimde Nazilerden eğitim almak ve Sovyetler Birliği’ne karşı savaşmak üzere Almanya’ya, silahlı eğitim almaya gitti.
1941 yılına gelene kadar Bandera ve örgütü, Nazilerle birlikte savaştı. İkinci Dünya Savaşı’nın önemli harekatlarından biri olan Barbarosa Harekatı sırasında ise Sovyet askeri birliklerinin Ukrayna’nın doğusundan çekilmesini fırsat bilen Bandera, Ukrayna Bağımsızlık Bildirgesi’ni hem Nazi Almanyası’na hem de dünyaya deklare etti. Deklare edilen bildirgede Nazi Almanyası’na ve Hitler’e bağlılık sözü ve yemini etti. Ancak Naziler bu bildirgeyi güçlü bir şekilde reddetti.
Kısa süre sonra Bandera tutuklanarak toplama kampına götürüldü ve hapsedildi. Stalingrad’da Sovyetlerin Nazileri net bir biçimde bozguna uğratması sonrasında Bandera hapishaneden çıkarıldı.
Naziler, sayıları on binlere ulaşacak milis Ukrayna tümenlerini oluşturmaya karar verdi ve Bandera’yı tümenlerin başına geçirdi. Bu tümenler, Alman işgalinin hemen ardından Lviv’de ve diğer düzinelerce Ukrayna kentinde patlak veren Yahudi karşıtı pogromlarda öncü bir rol oynadı.
Savaşın seyri değişince Bandera ve tümenleri yavaş yavaş Nazi himayesinden ayrılmaya, kendi bağımsız birliklerini kurmaya başladılar. Bandera, Hitler’in Yahudiler üzerine kurguladığı her şeyi bu kez Polonyalılara karşı yapmaya başladı. 100.000’den fazla Polonyalıyı katlettiler.
İkinci Dünya Savaşı’nı kaybeden Nazi Almanyası ile birlikte Bandera ve diğer tüm faşist yapılanmalar birer birer bulundukları ülkelerden gerek o ülkelerin partizanları gerekse de doğrudan Sovyetler tarafından kökten silinip atıldı. Devam eden yıllarda Bandera ve faşist birlikleri Batı Almanya’da buluştu.
Bandera 1959 yılında KGB tarafından öldürüldü.
4- Galiçya SS Tümeni ya da tam adıyla 14. SS Grenadier Galiçya Tümeni: İkinci Dünya Savaşı sırasında çoğunlukla Galiçya bölgesindeki gönüllülerden kurulan Nazi Almanyası silahlı birliği. Birlik bünyesinde Ukraynalıların yanı sıra Slovaklar, Çekler ve Hollandalılar da yer almıştır.
5- Sağ Sektör: Aynı zamanda politik bir güç olan terör örgütü Sağ Sektör, 2013 ile 2014 yılları sırasında ve özellikle Maydan Darbesi sürecinde büyüdü.
Kurucularının anlatılarına göre 2013 yılının Kasım ayında bir dizi aşırı-sağ, nasyonalist futbol taraftarlarının “ultras” temelinde oluşturduğu bir organizasyondu.
Maçlar sırasında stadın sağ tarafından bulunan bir bölümde yer aldıkları için kendilerini böyle nitelendirdiler. O dönem bir oligark olan Ukrayna Eski Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko ve hem Poroşenko hem de mevcut Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy’i de destekleyen oligark İgor Kolomoyski de dahil olmak üzere birçok Ukraynalı para babasının maddi destekleriyle Maydan Darbesinde önemli rol aldılar.
Terör örgütünün kurucu lideri Dimitro Yaroş, açık açık basın mensuplarına aldıkları bu yardımları şöyle anlatıyordu: “Çok paramız var. Parayı getirenlere bakabilirsiniz. Orada sadece zenginler yok. Küçük ve orta ölçekli girişimciler bile destekliyor.”
Maddi destekleri o kadar fazlaydı ki Maydan Darbesinde görev alan bir diğer terör örgütü “Beyaz Çekiç” durumdan rahatsız olduğunu defalarca basın aracılığıyla söylüyordu.
Petro Poroşenko, 2014 yılının Haziran ayında Cumhurbaşkanlığı görevine başladığı anda Sağ Sektör, yeni seçilen cumhurbaşkanına “halkı birleştirmek için” tam destek vereceğini deklare etti.
Örgüt lideri Yaroş, çok geçmeden Temmuz ayında ülkedeki dağınık radikal milliyetçi ve neo-nazi militanlarını Sağ Sektör’e davet ederek “Ukrayna Gönüllü Ordusu” kurulduğunu açıkladı.
Bir dönem politikaya da atılan Sağ Sektör, siyasal olarak partileşip seçimlere katıldı ancak barajı aşamadı.
Ukrayna’da mevcut Cumhurbaşkanı Zelenskiy iktidara gelmeden önce, bu terör örgütü hücresi olan sözde ordunun içindeki taburlar, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin resmi birer parçası haline geldiler.
.
İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com