Osmanlı'nın dağılmaya başlamasıyla birlikte Ortadoğu ve Arap coğrafyasında kurulan Devletler “Krallık" ünvanını kullanmışlardır.
Mesela Mısır, Ürdün, Irak, Arabistan gibi ülkelerde Krallık / Kraliyet ailesi geleneği kurulmuştu.
Buradaki çelişki ise şöyledir;
İslam kültüründe ve Peygamber'in yönetim anlayışında böyle bir uygulama olmamasına rağmen, bu ülkelerde neden böyle bir ünvan kulanıldı?
Çünkü, kendisini Kraliyet Ailesi ve geleneğinin öncüsü sayan ve bu devletlerin kurulmasında etkili olan İngiltere, bu ülkelere "Krallık" bahşetmiştir.
İngiltere, bu geleneğin teolojik kökeninin "Kral Davud" bahsine dayandığını iyi bilmektedir.
Çünkü Yahudilik’teki “Kitabî" aktarımlara göre, Musa için “Kral" ünvanı kullanılmamış, sonra gelen Davud için ise kullanılmıştır. (İngiliz / Siyonizm ittifakının temellerinde bu argüman önemlidir)
İngilizler’in bu konudaki bir diğer "teolojik köken" arayışının hedefi Hasan Sabbah başta olmak üzere İsmaili / Batıni topluluklar olmuştur.
Bu topluluk ile ilgili bugün yazılan çoğu iddia İngiliz kaynaklıdır; ayrıca 18. Yüzyıldan sonra topluluğun uzantıları İngiliz kontrolüne girmiştir. (Davudi ismi, bu toplulukların içinde kullanılmıştır)
*
Batı'nın “Gizli Örgütler" tarihinde, kuracakları yapı için okült / ezoterik / masonik yöntem ve teorilerinin en önemli argümanı Batıni / İsmaili gelenek olmuştur, fakat aynı Batı, bu geleneği İslam dünyasına "Suikastçı, haşhaşçı" olarak tanıtma gayretinde bulunmuş. (Hasan Sabbah, Batiniliğin kurucusu değildir, bu gelenek çok daha eskilere Anadolu'ya dayanır. Sabbah, bunun ilminden faydalanıp olağanüstü bir operasyonel kuvvet ve istihbarat teşkilatı kurmuştur)
*
Birçok kitapta bize tanıtılan “Gizli Ezoterik Yapılar" bu toprakların Batıni geleneğiyle boy ölçüşemeyecek kadar korkak ve sahtedir.
Bize Batı'nın okült / ezoterik yapılarını çok güçlü ve derinmiş gibi göstermeye çalışan yazarlar (Aytunç Altındal vb.) boş bir propagandaya alet olmuşlardır.
Anadolu'nun Bilgeliği ve Hikmeti öylesine kudretli ve kuvvetlidir ki, sahip olunan cevherin idrakine varıldıkça Batı'nın çakma örgütleri ve sömürgeci sahte medeniyeti çöküşe uğrayacaktır.
*
(İngiltere'de ölen son Kral'ın ardından "Prens Charles" halen Kral ilan edilmemiş/edilememiştir… ?)
***
İsrailoğulları ve Yahudiler...
Kur’an'daki İsrailoğulları bahsi, tıpkı “ademoğulları" bahsi gibi genel bir tanımdır.
Kendisine imkan ve kabiliyet verilmiş kimseler için bu tabir var. Bir etnik topluluk için değil.
Kur’an burada, bir topluluk üzerinden yola çıkıp genel bir kavram oluşturmuş.
*
Yahudiler, Tevrat'a inanan ufak bir topluluk değil, onlar şeklen yahudi.
Kendisine imkan ve kabiliyet verilmişler İsrailoğlu’dur; bu imkanları sömürü için kullanan yahudidir.
Dolayısıyla yahudi düzenini sembolik olarak temsil eden 7 aileden çok, o düzenin ana omurgasını oluşturan hristiyan / Müslüman milyonlarca insanı da görmek lazım.
*
Peki kendilerine akıl/muhakeme gücü verilmiş onca insanın biraraya gelememesine ne demeli?..
Bir avuç aile, 7 milyarlık dünyayı yönetiyorsa, bu onların üstünlüğünden çok biraz da bizim eksikliğimizden / kabahatimizden olmalı...
.
Cengiz Han Güven, dikGAZETE.com