“İNGİLİZ OYUNU”
-Prof. Dr. Alişan Yıldıran'a Saygıyla,
MEMLEKET DOKTORLARININ, 'bilimsel şüphe' ile nasıl halk kahramanları olduklarının hikayesi:
'Tamamen alakasız' olarak G. Kore'deki R. B. OXY Ssak Ssak SKANDALI.
Önce ‘V. SALGINI’ OLARAK BİLİNMİŞ.
Türkçe neredeyse hiç bilgi yok yine. Diğerleri de yüzeysel bilgiler.
Fotoğrafın kaynağı Wikipedia: (*)
Bu kadarı bile çok fazla, fakat yine de çok az anlatıyor.
Asıl G. Kore'deki yayınlarla ilgilendiğim için, anadili Korece olan birinin İngilizce yayın yapıp yapmadığına baktım.
2023'de tekrar arayınca, karşıma bir y.tube kullanıcısının yayını çıktı. Birkaç ayrıntı için hepsini dinledim.
Uzun dramatik bir anlatım, fakat bir-bir anlatmış:
Rotten Mango kanalı: (**)
Sadece, etkilenenleri W.'ye göre çok daha az sayıda bildiriyor.
Genel hatlarıyla toparladım. Ötesini araştırıp bulan paylaşırsa memnun olurum:
Birdenbire, ciğerleri 'taşlaşmak' üzere insanlar, çoğunlukla anne ve bebekler acillere gelmeye başlamış.
Anneler kurtulabilse de hamileler, küçük çocuklar ve bebekleri genellikle kurtaramamışlar.
Kurtulanlar da ne kadar kurtulmuş bilinmiyor.
Bakteridir, virüstür, zatürredir, SALGINdır derken;
CDC, çocuklar ve hamile kadınları hedeflemiş bir salgın olduğunu varsaymış!
Fakat ortalık kırılıyorken ciddi bir araştırma yapmak için de hiç acele etmemiş.
Çok ilginç.
Fakat G. Koreli doktorlar durur mu?
Araştırmaya başlamışlar ve CDC'yi de zorlamışlar.
Etkilenenler arasında ortak alışkanlık bulmaya çalışmışlar.
Hepsinde mutlaka bulunan seçenek buhurdanlık kalmış.
Markalar farklı fakat sterilizesi için kullandıkları ürün ortak:
Ssak Ssak. Anlamı: 'Pırıl pırıl' gibi.
İngiliz şirket OXY ürünü.
G. Koreli bir kimya şirketinden: “Endüstri temizlik solüsyonu” istemiş. Şirket üzerine atlamış.
'Dünya devleri’nden biri referansları olacak.
Neticede G. Koreli şirket "Endüstri temizlik solüsyonu" olarak onaya başvurmuş ve
Etken kimyasalı "non-toxic", toksik değil etiketiyle OXY'e teslim etmiş.
Üç yıl sonra, OXY piyasaya yeni bir ürün çıkarmış: Buhurdanlık arındırıcısı.
Araştırma testlerinin sonuçları henüz dönüş yapmadan raflarda yerini almış.
Basında, "Havada uçuşan 'zararlılar'" hakkında 'haberler' yapanlar, reklamlar ise cıvıl cıvıl...
Üniversitesine bağış yapılan Prof., yaygın ölümlerle ürünün bir ilgisi olmadığını ve 'zararsız' olduğunu açıklamış.
Buhurdanlıklar orada çok yaygın kullanılır. Özellikle bebeklerin odasında bulunmasına özen gösterilirmiş.
Temizliği zahmetli olduğundan, "Bu ürünü birkaç damla damlatırsanız, gerek kalmaz. Bakteri virüs ve benzeri ne varsa götürür." demişler.
İnanılmaz bir kitlesel felakete yol açmış.
Önce kabul etmemişler tabii. G. Koreli doktorlar DURMAMIŞ!
Uzun bir süreç sonunda şüphe götürmez bir şekilde ispatlanınca,
İngiliz ve G. Koreli şirketler hemen havalı avukatlara koşmuş.
G. Koreli şirket. "Biz endüstri temizleyicisi yaptık, 'non-toxic' etiketi aldık."
Halbuki Avustralya'da: Solunmaması gerektiği rapor edilmiş.
İngiliz şirket: "Bize zararsız dediler."
Ayrı bir mesele de; G. Kore'deki birçok üretici,
“Koca İngiliz şirketinin zararlı bir ürün yapacak hali yok ya, 'toksik değil' etiketi de varmış” diye taklitlerini yapmışlar.
Piyasadan tümü toplatılmış.
Mesele açıklanınca, evlatları vefat etmiş veya 'kalıcı' olarak etkilenmiş aileler tekrar yıkılmış.
İçten yanmalı acılarıyla baş başa bırakılmışlar.
Çocuklardan biri ileri yaşlarda: "Canım acıyınca veya zorlanınca ifade etmeye utanıyorum, annem-babam çok üzülüyor."
Tek kelime ile vicdansızlık.
Ve bir yetkili, mağdurların önünde eğilerek özür dileyince konu kapanmış sanki.
Neticede ‘yedişer yıl’dı sanırım, cezayı alanlar ise:
- Endüstri temizleyicisi yaptıklarında ısrarcı iki kimya mühendisi.
- 'Zararsız' diyen Prof.
Çok çok çok manidar.
***
Deterjan zararlarını araştırma sebebim;
Hiç sigara kullanmamış, yanında içirmeyen, sıhhatli bir ortamda yaşayan annemin, bazen ıslık çalar gibi nefes almasıydı.
Biraz üzerine kafa yordum ve gözlemledim. Nefes darlığından şikayet ediyorsa, o sıra temizlik yaptığını da söylüyordu.
Hatta bir hastaneye yatış 'büyük temizlik' sonrası. Tam o noktada, kim ne derse desin kaynağı kendisi de biliyordu artık, söyledi.
Süreç ve bu hastane yatışı, plandemi öncesi yaşandığı için ne kadar şükretsem azdır.
Evet, bu faşistlikse faşistim OKÇ, anneme temizlik yapmayı ve deterjan kokusuna maruz kalmayı YASAKLADIM.
Çoğu kadın gibi, 'durabilirse' çok daha iyi şükürler olsun.
Genel olarak dikkatimi çeken bir konuydu sonra. Hiç sigara içmemiş o kadar kadında nefes darlığı.
'Başım dönüyor' diyenlerin, tanıdığım hepsi sıcak bulaşık suyuna çamaşır suyu damlatıyordu.
“Kimyasalın kendisi olsa, tüm aile etkilenirdi belki” dedim.
Fakat bu kadınlar sürekli soluyor bunu!
Tıpkı, bebeklerin yeni mobilya -kimyasalı- kokusuna maruz bırakıldığını gördüğüm gibi.
Ve Sahi?
Bu R.B. Türkiye'de hangi ürünleri raflara dizmiş? Bunlar araştırılmış mı merak eden bakan?
***
KOKU neden bu kadar küçümseniyor bir türlü algılayamıyorum.
Teneffüs yolu ile ölümcül sonuçlar dahi görülebileceği bu kadar biliniyor da;
Aynı teneffüs yolu ile şifaya nasıl inanmazlar?!
Doktorlar acil bir durum değilse;
“Soğuk algınlığı ve enfeksiyon ilk belirtilerde gerçek kekik yağı kokla veya burun ucuna hafif dokundur. Bol su iç, durulmazsa gel.” dese eksilir mi?
Kontrollü, bilinçli dahi olsa bitkisel yöntemlere ve ezbere sarmış 'duygusal şok anı' kaydını halletmeye nasıl bu kadar karşı olabilirler?
Neden neden neden?
Birçok doktor da bu görüşte artık:
Ayrı-ayrı; Zihin bedeni, duygu bedeni, ruh bedeni, fizik bedeni .... vs vs tanımlamak işe yaramaz.
Ve 'fizik beden' salt mekanik, başka seviyelerinden hiç etkilenmeyen bir sistem sanki.
Parça değiştiriyorsun, yağlıyorsun, cilalıyorsun; tamam.
Hani Televizyonun tozunu alınca, fişini takınca çalışmasını beklemek gibi bir şey.
Günümüz bilimi genel olarak iki boyutlu gibi.
Bakan yok.
Düğmeye basan yok.
Anten yok.
Yayın yapan frekans yok.
Ve bu sistemin tüm parçalarıyla tek bir-bütün olduğuna algı yok.
Bu mu bilim?
Kimse zihniyeti ile duygusal bağımlılıklarıyla 'çomak sokmazsa',
BİR-BÜTÜN BEDEN, muhteşem tabiat kadar kendini ahenkle yenileyebilen gizemli ve dengeli sistem belki de.
Tekelci dogmalardan sıyrılmış, putları yıkmış hekimlerimizin çoğalması ve hakimiyetini kutlamak dileği ile.
Allah razı olsun.
Dilerim, “'Hastanelerden' ŞİFAHANELERE yolculuğumuza vesile olmuşlar aslında.” deriz ileride.
***
Velhasıl,
Bir tek doktorun şüphesi ile organize olmuş doktorlar HALK KAHRAMANI aslında.
'Kahramanlar' dahil, koca bir halk, fazla uzun süre “İngiliz oyunu”na geldikten sonra...
Maalesef!
Ve artık hepimize, oyuna gelmeden ayıkmak nasip olsun.
Zira mesele;
MEMLEKET MESELESİ.
.
Öktürük
.
Sümeyya Demirel, dikGAZETE.com
Vitamingiller, Prof Dr. Alişan Yıldıran Aşı Gerçekleri 1:
Vitamingiller, Prof Dr. Alişan Yıldıran Aşı Gerçekleri 2:
(*) https://en.wikipedia.org/wiki/South_Korean_humidifier_disinfectant_case
(**)