HAYDİ! Kudüs Bozkurtlarına yol ver
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türkgün Gazetesinde yayınlanan röportajında sarfettiği sözler, Türkiye’nin İsrail’e karşı resmi görüşünü içeriyor.
MHP Lideri Bahçeli; “İsrail’in esas amacı Gazze Şeridi’ni Filistinlilerden temizlemek ve kurulması hedeflenen büyük İsrail devleti projesine göre Nil’den Fırat’a kadar sözde vaat edilmiş topraklara sahip olmak. Bu hedefin nihai aşaması da Türkiye’dir" diyerek, Türkiye’nin yakın zamanda İsrail’e karşı alacağı tavrın gerekçesini açıklamış oluyor.
İnsanlık alemi, canına tasallut eden; zorba, haydut, kokuşmuş devletlerin saldırısı ile yüzleşiyor. İsrail, Ortadoğu’ya özel metotlarca aşılanmış Habis bir ur; kanser hücresi. İsrail olarak adlandırılan bu habis urun tedavisi ancak Cerrahi Operasyonla yapılır.
Bahçeli, burada Gönüllü Kudüs Sevdalıları/ Gönüllü Kudüs Bozkurtlarından bahsediyor. Bahçeli’ye göre kahramanlar hazır ve emir bekliyor.
Zeytin Dağı’ndan Kudüs’e oradan da Gazze’ye; mazlum ve mustazafları yani “ağızlarından kan damlayan bebekleri” muhafaza edecek ve düşmanı saf dışı bırakacak.
Bahçeli’nin bu çıkışı, elbette günü savuşturmak için ya da partililere/ Cumhur İttifakına söylenmiş sıradan bir günlük söz değil.
Devlet Bahçeli’nin, Gazze’deki vahşeti dillendirmesi ve çözüm önerisi; politik amaçla söylenmiş bir söz de değil.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin bir araya gelip, istişare ettikleri göz önünde bulundurulursa; İsrail’e dönük operasyonun ön açıklaması olabilir.
Öyle ya İlk Kıblemizin şerefi söz konusu. Bahçeli’nin sözleri, Türkiye’nin karşısında yer alan ve haritada düşman olarak işaretlenen İsrail’e; ÜLTİMATOM/ SON UYARI/ İHTAR olabilir mi?
Türk askeri sahaya çıkacak. Gazze meselesinde çözüm yollarının tıkanması, düşmanın/İsrail’in masaya yanaşmaması, savaşın önünü açıyor.
Müzakereden anlamayan Batı Cephesi, nihayetinde savaşla yüzleşecek.
Uluslararası Küresel Sistemde şimdiye kadar Karar Alma Merkezinde bulunan merci/ otoritenin dayatmaları karşısında Türkiye, kendi çıkarları doğrultusunda siyasi kararları en üst seviyede bağımsız olarak alıyor.
Türkiye, içinde bulunduğu jeopolitik zeminde yarın ne olacağı kaygısını üzerinden atmış vaziyette.
Türkiye, tasvip etmediği düzeneğin içerisinde değil artık.
Türkiye, belli ki bir hazırlık içerisinde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son bir ay içerisindeki ziyaretleri, sadece sıradan bir diplomasi faaliyeti değil.
Türkiye, açıkça hem bölgesel hem de küresel arenaya mesajlarını direkt birinci elden; cumhurbaşkanı aracılığı ile iletiyor.
Cumhurbaşkanının son bir ay içerisinde bir hayli yorucu da olsa; Kazakistan, Özbekistan, Almanya, Suudi Arabistan, Cezayir, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve nihayetinde Yunanistan ziyareti, Türkiye’nin yol aldığı süreci gösteriyor.
Türkiye Devlet Başkanı Erdoğan’ın ziyaretleri hem Türkiye’nin elini güçlendiriyor hem de gidilen ülkenin saygınlığını arttırıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son altı yıldır ziyaret etmediği Yunanistan’a çıkartma yapması; Türkiye’nin “Yeni bir Oyun Kurma” telaşesi içerisinde olduğunu gösteriyor.
Vakit daralıyor. Saflar sıklaştırılıyor.
Yunanistan’ın, “Avrupa’nın Şımarık Çocuğu” olarak adlandırıldığı dönem bitti.
Avrupa’nın Yunanistan’a biçtiği rol; Avrupa sınırında Türkiye’ye karşı bekçilik vazifesi.
Yunanistan bunun farkında; Türkiye’ye diklenmesinin kendisine bir faydasının olmayacağını anladı. Hatta Amerika’nın Yunanistan’ın dört bir köşesine askeri malzeme yığarak, baştan başa Askeri Üsse dönüştürmesinin de Yunanistan’a faydasının olmayacağı aşikar.
Yunanistan, Ukrayna’nın sürüklendiği jeopolitik uçuruma çekilmek istemiyor.
Yunanistan için Türkiye’nin dostluğu, kendisine uzun soluklu huzur ve refah getirecek.
Yunanistan’ı ateş yakarsa geride bir şey kalmaz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yunanistan’da gördüğü ilgi; uzun zamandır beklenilen komşunun ziyaretinden duyulan memnuniyetten de öte bir anlam ifade ediyor.
Bakarsınız yakın gelecekte Türkiye - Yunanistan ikilisi bölgede stratejik ortaklığın da ötesinde iş birliğine gidebilir.
Doğu Akdeniz ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın (MENA) kesiştiği noktada yer alan Türkiye ve Yunanistan, karşılıklı güven ortamında Avrupa- Atlantik coğrafyasında yeni güç olarak ortaya çıkabilir.
Türkiye ve Yunanistan liderlerinin de belirttiği gibi her iki ülke coğrafya ve tarihi sebepler ile bir denizin iki yakasındaki yakın komşu. İki ülkenin iş birliği, uluslararası alanda karşılığını görecek; devletler arası çatışmalarda çözüm için rol model olabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yunanistan ziyareti, aynı zamanda Güven Arttırıcı Önlemlerin alınmasını da sağladı.
Ege Denizini barış denizine dönüştürmek için her iki liderin irade sergilemesi dikkat çekici.
2024’de yeni bir sayfa açılacak. Her ne kadar Batı, bu gelişmeden memnuniyetini ifade etse de iki devletin bir araya geliyor olması tedirginliğe yol açtı.
Yunus Emre, “Geldi Geçti Ömrüm Benim” şiirinde; “Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm / Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi” sözleri Gazze’yi anlatıyor.
Gazze’nin çocukları; Gök, yeşil, taze, olgunlaşmamış Ekin Başaklarının koparılması gibi toprağa düşüyor.
Devlet Bahçeli’nin de dediği gibi; İsrail mezalimini nefretle lanetliyoruz; kalbimiz, Gazze’deki kardeşlerimizle bir atıyor; yerimiz ve tarafımız Haktan yana.
“Birleşsin güçler def etsin akbabaları, şanımız yürüsün cihanda. Sefillere uşak olmayalım!” (m.n.c)
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com
https://www.turkgun.com/mhp-lideri-devlet-bahceli-turkgune-konustu-israilin-nihai-hedefi-turkiye
https://www.dikgazete.com/haber/atina-bildirgesinde-devamli-ve-yapici-istisare-vurgusu-865439.html
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/mhpye-surpriz-destek-mesaji-51369h.htm