HAKAN FİDAN! BEKLE BENİ.
Bugün 30 Ağustos.
2200 yıllık Türk Savaş Endüstrisi’nin piyasaya sürdüğü, tescilli son ürünün 102’nci yıldönümü.
Tüketici beklentileri, arz talep dengesi gibi hususlar, güncel bir sürümü kaçınılmaz kılıyor.
Bu durumda, sektörün lokomotifi, köklü ve kurumsal bir yapı olarak, yepyeni bir başyapıta imza atmak, Türk’e namus borcu.
Bugün 30 Ağustos. 15 bin şehitle, yüzbinlerce arsız, nursuz, uğursuzu Türk topraklarından def edişimizin yıldönümü.
Ama 30 Ağustos’un iki gün sonrası, yani 1 Eylül’de, yüzbinlerce arsız, nursuz, uğursuzun daha fazlası, bu kez elini kolunu sallayarak girecek aynı vatan toprağına.
Evet, 15 yaş altı ve 50 yaş üstü Iraklıların, 1 Eylül’den itibaren Türk toprağına vizesiz girişini sağlayan karar Resmi Gazete'de yayınlandı.
Niye peki? Durup dururken nereden çıktı bu iş? Bu kararın gerekçesi ne? Ülkeye faydası ne? Neden böyle bir karar alındı bilen yok.
Bildiğimiz tek şey, Hakan FİDAN’ın başında olduğu, güya Türk Dışişleri Bakanlığı’nın, 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 18.nci maddesi gereği bu kararı aldığı.
Peki, ne diyor bu kanunun ilgili maddesi?
“TC Cumhurbaşkanı, (ilk 2 maddenin yanı sıra), yabancıların Türkiye’ye girişlerini belli şartlara bağlayıcı veya kısıtlayıcı her tür önlemi almaya yetkilidir” diyor.
Yani kanun, “Cumhurbaşkanı’nın kısıtlama yetkisi vardır” diyor ama bizimkisi bırak kısıtlamayı, resmen yol veriyor.
Peki, neden 15 yaş altı ve 50 yaş üstü?
Çünkü arada kalanlar, zaten rahatlıkla illegal giriş yapıyorlar, kolaylaştırıcı düzenlemelere ihtiyaçları yok.
Irak kim, çapı ne dersek?
Nüfusu 45 milyon ve yüzde 42’si okuma yazma bilmiyor. İnsanların çoğu mesleksiz.
45 milyon nüfusun yarısı, yani 15 yaş altı ve 50 yaş üstü, en az 20 milyon kişi. Bunların yarısı gelse, 17 milyon işgalciden sonra, 10 milyon eğitimsiz, mesleksiz Iraklı bundan sonra aramızda.
Sonuç şimdiden 27 milyon yabancı…
Türk kadını ve Arap kadınının doğurganlık hızını göz önüne alırsak, hesap ve kitap gayet net.
Akıllarınca önümüzdeki 10 yılda Türk’ü, Türk olmayanlara kırdıracaklar.
Plan bu da, o plan nasıl işler, amacına ulaşır mı yoksa geri mi teper? Hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
Kurtuluş Savaşı’ndan sonra bu kez Türk’ün varoluş savaşı verilecek. Yeni bir tarih, yeni bir destan yazılacak.
Ve elbette Türk’e ve Türklüğe ihanet edenlerden hesap sorulacak.
Hakan FİDAN!
Senin vereceğin hesapla bizzat ben ilgileneceğim.
Ulu önderin, aynen Hatay için söylediği gibi, bundan sonra sen, artık benim “şahsi meselem”sin.
Güya Türk Dışişleri Bakanı olarak, Fatih Kaymakamlığı’na bağlı Başpapaz BARTHELEMOUS’un, Uluslararası “Ukrayna Barış Zirvesi’ne”, TC’nin hükümranlık haklarını ayaklar altına alarak katılmasını engellemediğin için,
Engelleyemesen de o gün orada bu büyük ihaneti protesto edip masadan kalkmadığın için,
Hizmet ettiğin kesimlerin talimatıyla, Türk ve Cumhuriyet düşmanlarını takviye güç olarak ülkeye aldığın için,
Hesap vereceksin…
Bu hesap, sana da yandaşlarına da illa ki sorulacak. Diğerlerinden hesap sormayı, Asil Türk Milleti’ne bırakıyorum.
Ama sen benimsin…
YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ,
VAR OLSUN TÜRK MİLLETİ.
.
Yener Bozkurt, dikGAZETE.com
-Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı, Emekli MİT mensubu
.
