Gürcistan, yüzlerce yıllık genişleme idealine dair umudunu Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla tazelemiş görünüyor.
Stalin döneminde zor ve baskıyla Gürcistan’a bağlanan Abhazya’nın 1993’te elde ettiği haklı bağımsızlığı karalama ve Abhazya topraklarının Gürcistan’a ait olduğunu iddia etme çabalarında akıllara zarar iddialar ortaya atılıyor.
“Akıllara zarar” diyorum çünkü akıl sahiplerine göre değil hiçbiri.
Öncelikle çok basit, etimolojik bir tahlil yapalım.
“Abkhazia”, “Abkhazeti”, “Abhazya” nasıl söylerseniz söyleyin, nasıl yazarsanız yazın, Gürcistan’ın sahiplik iddia ettiği topraklara verilen ad, bir etnik aidiyet içeriyor. Yani bu davranış, “Gürcistan Türkiye’nin toprağıdır” demeye benziyor. O kadar absürt, tuhaf.
Elbette Gürcü faşistlerin yegane saçmalığı bu değil.
Son haftalarda düzenledikleri Abhazya konulu etkinliklerle ilgili Katharine Khamhaengwong’un gözlemleri şöyle:
“Abhazya’daki uzun süreli Gürcü etkileri ve ilişkileri hakkında bir çok tartışma var ama yine de bir konuşmacının Abhazların etnik bir grup bile olmadığını, sadece 15. Yüzyılda bölgeye gelmiş soyguncu ve haydutlardan oluşan bir isimsiz mafya olduğunu iddia etmesine şaşırdım”.
Evet, resmi bir organizasyonda bir konuşmacı kürsüye çıkmış ve bir halka “haydut, hırsız, mafya” demiş.
Dahası da var, ‘Twitter’da bu iletiye şöyle cevap veriliyor: “Abhazlar, Gürcistan topraklarına zorla yerleşmiş hayali bir millettir”.
Bu sözler, Karkaraşvili’nin “100 bin Gürcüyü feda etmek pahasına 97 bin Abhazın hepsini yok edeceğiz” deyişini hatırlattı bana.
Korkunç bir varlığa düşmanlık.
Bir halkı, kadınından çocuğuna yok etmek için yanıp tutuşan nefret dolu yürekler.
İnsanı ürküten bir barbarlık.
Neler olabileceğini, ilk fırsatta nelere cesaret edebileceklerini gösteren onlarca yüzlerce ifadeden sadece bir kaçı bunlar.
2000’lere kadar Rusya’nın küçük kardeşi olmuş ve Kafkasya’nın her kıyımından pay elde etmiş Gürcistan, bir süredir topraklarında ABD üsleri bulunduruyor.
Biz salgınla uğraşırken, bu askeri üslere bolca silah nakledildi.
Şu sıralar da savaş gemilerinin de kullanabileceği limanların inşaatı sanırım son aşamalarına gelmiş olmalı.
Hazır bütün dünyada bir Rusya karşıtlığı varken, sahte videolarla, 85 yaşında zorla Abhazca konuşturulan hayali karakterlerle, dünya kamuoyunun vicdanını harekete geçirmeye çalışan faşizm, kuzu postuna bürünmüş geliyor.
Bütün bu sahte ve zehirli gözyaşları, kurgulanmış fotoğraf ve videolara aldatıp, açıkça ifade etmekten çekinmedikleri Abhazları yok etme planına hiçbir şekilde katkıda bulunmamanızı öneririm.
Çünkü bu, kundaklık çocukların katli demektir ve elbette vicdanlarınız bunu asla kabul etmeyecektir.
Gürcistan’ın tarihi 1864 soykırımında, Stalin dönemi Sovyetlerinde insan avının seve seve nasıl yapıldığını, katliamları nasıl alkışlamakla yetinmeyip, fail olmak için nasıl gönüllü olunduğunu kendiniz tarih kitaplarından öğrenin.
En azından Türkiyeli Gürcülere sorun ne sebeple gelmek zorunda kalmışlar?
Duruma Amerika ve Avrupa açısından bakarsak, Ukrayna’da Rusya’yı durdurmak için attıkları adımlar bir işe yaramazsa yeni bir cephe açmak konusunda Gürcü faşizminin iştahını ciddiye alacakları ihtimali yok değil.
Böyle bir durumda Müslüman Gürcülerin, Abhazların, Osetlerin görecekleri zararla beraber Türkiye’ye çok yakın bu topraklarda yaşananların, ülkemizi etkilemeyeceğini düşünmek de yanlış olur.
Gürcistan’ın zarar görmeyeceğini söylemek de aynı şekilde yanlış olur.
Bu noktada vicdanlı, ülkesine karşı sorumlu Gürcü halkı ve aydınlarının, iç politikanın bir kamuflajı, yolsuzluk, rüşvet, adam kayırmanın, kötüleşen ekonominin bir kılıfı olarak sahte düşman oluşturup halkın milli duygularını sömürmesine, faşist bir çılgınlıkla ,halkları ölüme sürüklemesine karşı durmaları gerekiyor.
Kafkasya halklarının mutluluğu, büyük devletlerin gözünün içine bakıp, birkaç parça bir şey koparmaktan geçmez.
Kafkasya halklarının mutluluğu ve refahı, birlik, barış ve kardeşliklerinden geçer. Aksi, bize kan ve yıkımdan başkasını vaad etmiyor.
.
Ülkü Menşure Solak, dikGAZETE.com
ceylan 2 yıl önce
Özgür 2 yıl önce
Kıvanç Aslan 2 yıl önce