GERÇEKÇİLİK'DE TAHDİDAT
“İnsan hayatı boyunca gerçekçiliğin peşinde koştuğuna inanarak boyun eğer bir takım oluşumlara lakin bu boyun eğmenin de kendince soruşturulabilinirliği nedir?” diye sormak gerekmez miydi...
Tarihi tanımının dışında her zaman her insanın gerçekçilik hakkında çok farklı düşünceleri olduğu katidir.
Kendinden önce gelenlere yani geçmişle bağları koparmak ve şimdiki zamana uyumluluk sağlayacak vakalarla tamamlamak içeriği düşünülebilinir.
Bilinçli ve örgütlü bir hareket olan gerçekçiliğin ortaya çıkarılmasındaki araçlara yeterince sahip çıkarak tarihi bilgilere ulaşabilmek uğruna ne kadar çaba sarf edilse de maalesef “en doğrusu bu” diyebilme olanağımız varsa da menfi kararlar alınabilmektedir.
Geçmişi, geleceğe dönük tarafsızca anlayabilirsek, çıkarlarımız çıkarları olmadan, mamafih tanımlanmamış söylemleri yorumlayabilirsek aslen kanımca gerçekçiliğe ulaşılabilinir.
İstemi, gerçeğe sıkı sıkıya bağlanarak yönlendirebiliyorsa araştırmacı, daima gerçeğe daha yakın olabilir ki bunun başlangıcı iradedir.
Geçmişle alakalı kitaplardan, vesikalardan alıntılarla, göndermelerle, araştırmalarla yeni bir düşünceye kapı aralanabiliyorsa bunun da değerlendirilmeye alınılması ve gerekli tahdidata tutulmayarak derince üzerine gidilmesi gerekmektedir.
Bir kopuş ve uyumsuzluk var ise bunların “ne, neden, nasıl, nerede, ne zaman” sorularının elbet cevaplanabilmesi gerçeği olduğu gibi oluşturamasa bile bir gerçeklik duygusu oluşturabilecek imkanlara sahiptir.
Çalkantılara direnen eskimiş duyarlılığa ve anlatım biçimine tepki olarak yenilerin önünün açılmasıyla mekan ve zaman kavramlarını altüst edecek estetiksel uyumluluklara sahip çıkılmalı.
Gerçekçilik, kışkırtmacı ruha sahip, merak ve bilgiye aç, daima hedefe ulaşabilmeyi amaç edinen ciddi çalışmaların meyvesidir.
Zamanımızda baktığımızda maalesef çoğu gerçek bilgilerin gün yüzüne çıkmasına imkan vermeyen güçlerin kendilerince yeni tarih yazdırarak insanoğlunu zehirlemeleri işten bile değil, geçmişe karşı açılan bu savaşın sonunun hayra hizmet olmadığı gibi modern dünyanın gelecekte ele aldığı konulara sed çekmektedir ki dünyayı yeniden kendilerine göre biçimlendirmeye alet etmişlerdir.
Aslen modern dünyanın artık kültürel mirasına sahip çıkmasıyla buna gönül veren kişi, kurum, kuruluşları vb. ayırt etmeksizin desteklemesi gerekmektedir.
Birçok çalışmaların bilhassa tarihi donelerin peşine gidilmesi başkalarının öngördüğü zaruri didaktiklerle hareket etmeyerek özgünce kararlar alınabilmesi temennisiyle.
.
Volkan Yaşar Berber, dikGAZETE.com
-Araştırmacı Yazar-Tarihçi-