Sosyal Medya..
En etkin propaganda araçlarından biri.
En etkin, algı oluşturma, insanları yönlendirme araçlarından biri..
En etkin doğru/yanlış haber yayma, iletme yöntemlerinden biri…
Sosyal medya, gerçek bir muharebe sahası. En kötüsü de kural yok, değer yok, ahlâk, yasa vb. kontrol araçlarının hiç biri etkin değil.
Başlıca alanlar, “Facebook, Twitter, Instagram” gibi sosyal, “WhatsApp, Telegram, bip” gibi iletişim/mesajlaşma ağları…
Şahsi sayfalar kontrolsüz.
Bir kişi onlarca farklı adla, yalan kişisel bilgi ve resimlerle sayfalar oluşturabiliyor. Kontrol ve toplumsal baskı olmadığı için yuvalar yıkılıyor, uyuşturucu ticaretinden, ulaşmak istenen her türlü kötülüğe kaynaklık edecek durumda.
İletişim Ağları biraz daha dar imkânlar sunuyor. En azından paylaşılan yalan alanları kısıtlı.
Maâlesef, daha önce de belirttiğim gibi, İslâm Dünyası, her manâda haklı olmasına rağmen insanlığa ulaşmak gibi bir kaygı taşımıyor. Çoğunlukla içine çekildiği tuzaklarla birbiri ile uğraşıyor. Fitne sosyal medya ile derinleşiyor. Derinleştiriliyor yapay düşmanlıklar..
Bizim de içinde olduğumuz iletişim gurupları var. Bu guruplardan birinde üzüntü ile yazdığım satırları sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Çok özür diliyorum. Sosyal mecrâları fütursuzca kullanmayı ahlâkî bulmuyorum.
Gerçek, emîn olduğumuz bilgiyi ve dağarcığımıza katkı sağlayacak ufuk açıcı mülâhazaları paylaşmayı arz ve teklif ediyorum.
İsnâd, asılsız ve şâibeli ise iftirâdır. Bırakın Müslüman’ı, insana yakışmaz.
Yine üzülerek ifâde ediyorum.
Buralarda KLAVYE KAHRAMANLIĞI yapan birçok dostumuzun maâlesef, üç-beş durak mesâfedeki bir Basın Açıklaması'na dahî katılmadığını, şahsının bu guruplarda ve sosyal medyada en çok ahkâm kestiği konuda bile işin uzmanı bir akademisyenin programını cep telefonundan dahî izlemediğini gördük. Bu riyâkarlık değil midir?
Sosyal Medya, sağlıklı bir haber kaynağı değildir. Ülkemizde Milli Cepheye müzâhir insanımızın oranı yüzde 69–74 aralığındadır. Oy oranı olarak bu oranın “(eksi)-10” seviyesinde yani yüzde 60'larda oy alınamıyorsa Millîlik, Yerlilik iddiâsındaki sorumluluk duyan herkes, zümre ve grup kendisini sorgulamalıdır.
Ben bilmediğimi biliyorum ve öğrenmek istiyorum. Üzülerek ifâde ediyorum. Bu guruplarda ve sosyal medyada birçok kişi her şeyin uzmanı.
Din diyorsunuz, Uzman…
Tarih diyorsunuz, Uzman…
Strateji, coğrafya, kültür, sanat…
Hepsinin uzmanı. Hattâ tıpta dahî uzman…
Bizim guruplarımızda sözde Millî duyarlılıkları yüksek zevât var. Bu guruplarımızın yaş ortalaması 40'ın üzerinde.
Maâlesef çocuklarımız bizim gündemlerimize duyarsız. Bu sosyal guruplarda her konuda tartışan, bencil, ideolog, her şeyin uzmanı adamların çoğunun çocukları, aileleri ve sosyal çevrelerinde etkisiz eleman olmalarını neyle açıklayabiliriz?
Ya psikolojik durumları sorgulanmalı ya da sizce de bu manzarada samîmiyetlerin sorgulanması gerekmez mi?
Gerçek mânâda katkılarınıza tâlibiz.
Yersiz tartışmalara, sürekli geçmişi konuşarak Milletimizin enerjisini sömürmeye, halkımızın bir kesiminin muhabbet beslediği hiç kimseye hâkarete de gerek yok.Bu günü ve yârını konuşalım. Tekliflerde bulunalım ve tartışalım.”
İlave olarak;
Dünyada Müslümanlar, zavallı durumda ve perişanlık içindeler.
Genel olarak gerek toplum, gerek ferdi yaşamları itibâri ile İslâm Dünyası, Kur’ân-ı Kerim’den kopmuş.
Binbir sebepli, her iki tarafın da haksız olduğu iç çatışmalarla eriyor. Yemen, Suriye, Afganistan, Libya, Irak, Sudan vd.
Mezhepçilik, tarikat/cemaat vb. kavgalar, mikromilliyetçilik gibi fitneleri emperyalizm ve dış güçler kullanıyor.
Düşünün şu anda ABD ve Taliban anlaşıyor. Mevcut seçimle gelmiş hükümeti zorluyorlar. İnanın Afganistan’da şehidi ve sakatı olmayan aile yok. Biliyor muydunuz?
Peki, kim dert ediyor bunları? Yemen’de açlıktan ölen çocukları, tecâvüz edilen Müslüman kadınları!.. Kim mi yapıyor? Farklı mezhepten Müslümanlar!...
Gelin, asrın en değerli silahı Küreselleşme ve Sosyal Medya’yı etkin kullanalım.
Kendimizi de, birbirimizi de, Milletimizi de, Ümmet-i Muhammed’i de yetiştirelim. Taassup kördür, fitne cinayettir. El birliği ile yenelim.
Milletimizi hassâsiyet kisvesi ile bölen, enerjisini çalan, geleceğini düşünmesini engelleyen sinsi, yobaz, kaba tarafgirlikten başka sermayesi olmayan tipleri, denizin pislik tutmadığı gibi içimizde yaşatmayalım ve atalım..
.
Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı-
Kosar Osman 4 yıl önce
Kosar Osman 4 yıl önce