USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Gerçeği bilirseniz, gerçek sizi özgür kılar!

Gerçeği bilirseniz, gerçek sizi özgür kılar!
31-01-2022

1982 yılında Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu’nun 2. sınıf öğrencileri, Türkiye Ekonomisi dersinin hocasını beklerken, bekleme adabına uymayan bir gürültü ile sınıfı adeta savaş alanına çevirirler. Az sonra yüzünde sert bir ifade ile hocaları içeri girer.

Kürsüye geçerek ve hiçbir şey söylemeden, eline tebeşiri alır ve tahtaya kocaman “bir” (1) rakamı çizer.

Bakın!” der. “Bu “Kişilik” tir. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey… 

Ardından “1”in yanına bir sıfır (0) ekler ve bunun “Başarı” olduğunu söyler. Başarı, kişiliği 10 kat değerli hale getirmektedir. Bir “0” daha ekler ve bunun “Tecrübe” olduğunu, tecrübenin çok büyük bir değer kattığını belirtir…

Sıfırlar böylece uzar gider: Yetenek, disiplin, sevgi.. Eklenen her yeni sıfırın “kişiliği” 10 kat zenginleştirdiğini anlatır.

Sonra eline silgiyi alıp, en baştaki “1”i siler. Geriye kalan bir sürü sıfırı işaret ederek şu çarpıcı yorumu yapar:

- Kişiliğiniz yoksa, öbürleri hiçtir!

Mesaj alınmıştır ve sınıfta kısa bir süre derin bir sessizlik hakim olur.

Bu 40 yıllık hikaye, bir çok yazıda, paylaşımda, anlatımda yer bulmuş çok ünlü ve yaşanmış bir hikayedir. 

Bu hikayede en baştaki “1”in Sağlık olabileceği, çünkü sağlık olmayınca kalan sıfırların hiç bir anlamının kalmadığını söyleyenlere de rastlamak mümkün. 

Hatta geçtiğimiz üç hafta boyunca Covit 19 virüsü ile mücadele etmiş ve çok şükür mücadeleyi kazanmış biri olarak, sağlığın da “1” rakamına çok yakıştığını kabul ediyorum. 

Ya da inanç konusunu da dahil edip bu “1”in İman olduğunu, bu dünya hayatını değerli kılan ilk şeyin bu olduğunu düşünenlere de  katılmamak elde değil. 

Biri kalkıp “Özgür değilseniz diğerleri hiçtir” derse bu da yabana atılacak bir durum değil. 

Aslında herkes buradaki “1”e hayatında en önemli gördüğü, “olmazsa olmazım” dediği şeyleri koyabilir. Ardından hangi sıfırın hangi anlama geldiği de kişiden kişiye değişebilir.

Bu, kişinin kendisini tanıması açısından uygulayabileceği güzel bir test aynı zamanda. 

TDK’ya göre “kişiliksiz” kelimesinin anlamı şöyle: Şahsiyetsiz, insaniyetsiz (insanlıktan çıkmış).

Uzmanlara göre, kişiliğin oluşmasında aile ve okulun etkisi çok azaldı. Bu konuda son 20 yılın en etkili kavramı ise: Sosyal Medya Platformları ve Sanal Alem.

Dolayısı ile 21. yüzyılda, bu hikayenin “1”i, yani “kişilik”, bu alemden çok olumsuz etkileniyor. Üstelik 7’den 77’ye hepimizi etkiliyor. “Topladığı verilerle, analizini yaptığı kişiliğin” zayıf taraflarını kullanarak yaptığı yönlendirmelerle;

- İnsanı gerçeklerden koparıp köleleştiriyor!..

- Sağlığını ve ahlakını bozuyor!..

- İnançlarından ediyor!..

- İnsanlıktan çıkarıp “şahsiyetsiz”leştiriyor!..

1999 yılında Matrix film serisinin ilk filmi vizyona girer. İzleyenlere, yaşadığımız bu dünyanın gerçekliğini sorgulatmayı başarır. 

Felsefesi çok derindir. 

Kişi, yer ve araç isimleri İncil ve Tevrat’tan alıntılar içermektedir. Hatta “tasavvufi öğeler taşıdığı” şeklinde yorumlayanlar bile olur. 

İnsan tarlaları” diye ifade edilebilecek devasa kulelerde yapay zekalı robotlara pil üretimi için kullanılan ve bilinçsiz bir halde canlı tutulan insanlardan bir kısmı, imkansızı başarır ve bir yer altı şehrinde insanlığı makinelerin elinden kurtarmanın mücadelesini verirler. 

Tek derdi gerçeği ortaya çıkarmak olan bu bir avuç insanın içinde “gerçekten haberdar olduğu için pişmanlık duyan” ve “matrix’deki sahte dünyaya dönmek isteyen” ve bu yüzden arkadaşlarını makinelere satan “Cypher Reagan” isimli hain karakterin ihanet sahnesini, filmi izleyenler mutlaka hatırlayacaktır:

Ajan Smith: [O ve Cypher restoranda yemek yemektedir.] 

- Anlaştık mı Mr. Reagan?

Cypher: [biftekten bir parça keser ve önüne koyar]

- Bu bifteğin var olmadığını biliyorum. Bunu ağzıma koyduğumda, Matrix'in beynime bunun, sulu ve lezzetli olduğunu söylediğini biliyorum. Dokuz yıldan sonra, ne fark ettiğimi biliyor musun? 

[Bir parça biftek yer ve iç geçirerek] 

- Cehalet Mutluluktur.

Ajan Smith

- Öyleyse anlaştık.

Cypher

- Hiçbir şey hatırlamak istemiyorum. Hiçbir şey! Anladın mı? Zengin olmak istiyorum. Bilirsin, önemli biri. Örneğin bir aktör.

Ajan Smith:

- Siz nasıl isterseniz, Bay Reagan.

Cypher:

- Tamam. Vücudumu bir santrale götürün. Beni Matrix'e geri alın. Ben de istediğinizi vereyim.

Film serisi 3 bölümle tamamlanır. 

20 yıl aradan sonra filmin 4. Bölümü gündeme gelir. Benim sizinle paylaşmak istediğim konu ise, bu 4. Bölümün çekimleri gündeme geldiği sıralarda filmin başrol oyuncusu Keanu Reeves’in katıldığı bir programda anlattıkları. (thevenge.com) (barisozcan.com)

Özetle şunları söylüyor namı diğer Neo:

- Bir film yönetmeni arkadaşım, bir akşam yemeğine evine davet etti. 13, 15, 17 yaşlarındaki çocukları da bizimle birlikte yemekteydiler. Arkadaşım beni tanıtırken epey zorlandı. Çünkü Matrix film serisini, hiçbir çocuğu izlememişti. 

Ben, Matrix filmlerinin konusuna biraz değindim ve insanları gerçeğe çağırmam ve onları bu sahte dünyalarından uyandırmaya çalışmam konusundaki rolüm hakkında bilgi verdim;

İşte, bir adam var, bir çeşit sanal dünyada ve fark ediyor ki gerçek bir dünya var. Bunun üzerine neyin gerçek olup olmadığını sorgulamaya başlıyor…

Bunun üzerine 13 yaşında olan şöyle sordu:

- Neden?

- Ne demek, neden?

- Gerçek olup olmaması kimin umurunda?

- Nasıl yani? Gerçek olup olmaması seni ilgilendirmiyor mu?

- Hayır!

Keanu Reeves’i bile ürküten bu cevap, günümüzde artık yetişkinlerin de dahil olduğu “Gerçeğin bir önemi yok. Olsun da Sanal olsun. Yeter ki rahatım yerinde olsun” anlayışının ilk temelleriydi.

Yapay Zeka’ya insanlığı satan “Cypher” karakteri gibi “Beni Pil olarak kullanabilirsiniz. Matrix’e bağlayın, ve her şeyi unutayım” diyecek kıvama hemen hemen geldik sayılır. 

Bu durum, kişiliğin ve özgürlüğün silindiği ve geriye kalan sıfırların bir anlamının kalmadığı günlerin fazla uzakta olmadığının da habercisi aslında.

Keanu Reeves’in o gençlerle yaptığı “gerçeği aramak” ile ilgili sohbeti, en azından kendi kutsal kitaplarında Hz. İsa’nın söylediği şu sözle tamamlasaydı kanaatimce çok isabetli olurdu:

- Gerçeği bilirseniz, gerçek sizi özgür kılar. 

.

Hüseyin Burak Uçar, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Feridun
Feridun 3 yıl önce
Hüseyin Bey, her zamanki gibi çok önemli bir konuyu kaleminize almışsınız. Bir rakamına sahip çıkarak sağındaki sıfırlarımızı arttırmamızın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlatmış oldunuz. Düşüncelerinize sağlık yazılarınızın devamını bekliyoruz inşAllah...
Nurullah Şahin
Nurullah Şahin 3 yıl önce
Öncelikle Selamlar elinize ve kaleminize sağlık olsun. Gerçeklik kişi, zaman ve yere göre değişiklik gösterebilir. Her insanın hayattan beklentisi ve amaçları doğrultusunda bir yöne evriliyor. Malesef ki son yıllarda bu amaç kısmını elimizden gitmeye başladı. Sadece karnımız doysun sıcak bir yuva başka bir şey gerekmiyora doğru gidiyoruz. İnsanlar pahakılık ve sona giden dünya da yanlızlaşıp içine kapanır hale geldi. Eskiden mahalle çocukları hep birlikte arkadaşlardı. Şimdi çocuğunuzun görülebileceği bir veya iki arkadaşı varsa tabii bu gerçekten bir arkadaş çok şanslı sayıyoruz. Sonuç olarak bereket ve güzellik toplulukta ve cemiyettedir. Hayırlı günler diliyorum
anu
anu 3 yıl önce
"Gerçek olup olmaması kimin umrunda?" sorusu ne kadar da acı aslında. Her zamanki gibi faydalı ve güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık.
Abdurrahman Keskin
Abdurrahman Keskin 3 yıl önce
Kaleminize ve yüreğinize sağlık. Yazınızı okuyarak keyf alıyorum.
Sağlıklı mutlu güzel günler dilerim.
Selma Köroğlu
Selma Köroğlu 3 yıl önce
Bence önce kişilik sonra sağlık fakat bu sanal dünya artık önüne geçilemeyecek şekilde hızla ilerliyor çocuklarımıza engel olup bu sanal ortamlardan uzak tutmak istiyoruz fakat bizlerin elinden telefonlar düşmüyor çocuklarımızda bizleri örnek alıyor teşekkürler Hüseyin bey yine önemli bir konuya değindiniz
Nuh
Nuh 3 yıl önce
Önemli olan 1 rakamını hayatımızda nereye koyacağımız ancak bu dijital dünya sanki ona da müdahale ediyor ve 1 i o belirliyor gibi. Teşekkür ederiz Hüseyin Bey. Ayrıca çok geçmiş olsun ç
Yıldıray Yıldız
Yıldıray Yıldız 3 yıl önce
Allah sonumuzu hayretsin
Mehmet Zeki Aktaş
Mehmet Zeki Aktaş 3 yıl önce
Güzel bir bakış
Mehmet
Mehmet 3 yıl önce
Güzel yazınız için teşekkür ediyorum covid geçirmiş biri olarak önce sağlık diyerek geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum
Muammer aynaci
Muammer aynaci 3 yıl önce
Yazınızda belirttiğiniz gibi hayatın (1 ) i sağlık ve imandan geçiyor sağlığınız iyi imanınizda güçlü olunca yaşıyacağınız ömür ve aile olma ,bir olma gendiliğinden oluşuveriyor kalemine ve yüreğine sağlik
Selda Erkan
Selda Erkan 3 yıl önce
Bence en önemlisi sağlık.. sağlık olmadan herşeyiniz eksik. teşekkür ediyorum güzel yazınız için.
CUMHUR KARASU
CUMHUR KARASU 3 yıl önce
Matrix film serisini izlemedim. Benim iki dünyam var: biri eş zamanlı birlikte yaşadığımız dünya, diğeri daha önce hiç kimse tarafından görülmemiş olan ebedi dünya. Hangisinin gerçek, hangisinin sanal olduğuna siz karar verin.
Ayla karasu
Ayla karasu 3 yıl önce
Hazırcılığı çabuk benimseyen bir toplum yetiştirdik maalesef kendimizi de kaptırdık bu gidişe.Sanal sevgiler sanal arkadaşlıklar geldiğimiz durum yalnızlaşmak.Bir dahaki yazınızda bu duruma çözüm önerileri sunmanızı bekliyoruz.kaleminize sağlık
recephan
recephan 3 yıl önce
Son 2 yıldır içince bulunduğumuz Pandemi bize sağlığımızın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Dediğiniz gibi sağlığımız yoksa diğerlerinin hiçbir önemi yok.
Artık gerçeklere dönmenin sanal alemi bir kenara bırakma vakti.
Fatih TUNCA
Fatih TUNCA 3 yıl önce
Kaleminize sağlık, üç haftadır yazılarınızı özlemişiz Hüseyin bey
Rahmi
Rahmi 3 yıl önce
Düşüncenize, kaleminize sağlık. Bizi derin düşünmeye sevk edecek güzel ve etkileyici bir yazı olmuş. Ben bu yazıdan şu çıkarımda bulundum: Sadece hayal edersek gerçeklerden kopabiliriz. Hayal ettiklerimiz hakkında da enine boyuna düşünmeliyiz. Varlığımız düşünmenize bağlı.
Timur
Timur 3 yıl önce
Bir baba olarak, insan bu ortamda oğlunun sağlıklı iyi bir müslüman olmasını nasıl sağlayabilir. Sanal haccın bişe konuşulduğu bir dönemde her geçen yıl bizler için hiç duymadığımız kavramları hayatımıza sokuyor.