GEÇİM Mİ? BEKÂ MI? ya da YA DEVLET BAŞA YA KUZGUN LEŞE!...
Milletimiz tarihin en derininden bugüne kadar 50 yıl savaşsız kaldığı bir dönem yoktur.
Bu Aziz Milletimizin muharipliğinden değil, dünyanın en stratejik, verimli topraklarında yaşamasından kaynaklanmaktadır.
Türk Milleti, Dünya’mızın HAYAT KUŞAĞI üzerinde hükümran olmuştur.
Demiri işleyip, atı evcilleştirmesi ile kıtalar geçmiş Büyük Fatih bir Millettir Türkler…
Yönettikleri insanların arasında kaybolmak gibi kötü bir özelliği vardır maalesef Türk Milleti’nin.
Maalesef özellikle İslâm olduktan sonra diğer dinlere mensup soydaşları ile savaşmaktan asla imtina etmemiş, bunun sonucunda merkez Türk Devletlerimiz zayıflayınca düşmanlarımızca Yunanistan, Bulgaristan hatta çoğunluğunun Hazar Türkleri soylu Mûsevi’lerin kurduğu İsrail’in, kısmen Ermenistan’ın düşman ellerce Medeniyet Coğrafyamızda kurulmasını seyretmek durumunda kaldık.
Yeni dönem…
Türkiye Yüzyılı…
Ben de yürekten inanıyorum.
29 EKİM 1923’ten 100 yıl sonra, yani Büyük Osmanlı Cihan Devleti’nin küllerinden Anadolu’ya ektiğimiz tohum ve kök Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 100 yıl sonra, şimdiki İran’ın göbeğinde Kurulu Büyük Selçuklu Devleti Orduları’nın Anadolu’ya girişinden 1000 yıl sonra TÜRKİYE YÜZYILI…
Anka Kuşu Misâli yeniden diriliş.
Hazar’la yükselen büyük Medeniyetimiz…
Rüyalarımızı ve Hayallerimizi gerçeğe dönüştürme zamanı.
Türkiye, teknolojik atılımı yakaladı. Üzerindeki ölü toprağını silkeledi. Şimdi ister adına TURAN deyin, ister İTTİHÂD-I İSLÂM, ister, Muasır Medeniyet seviyesi’nin üzerine çıkmak deyin, isterseniz KIZIL ELMA’ya ulaşmak…
Teknoloji, Üretim ve çok çalışmak…
Tam Bağımsızlık, ekonomik bağımsızlıktan geçer.
Tam Bağımsızlık için Millî Güç gerek.
Millî Güç için Milli Birlik ve Kararlılık gerek.
İktidarlar bize bunları vaad etmeli.
Ülke gelişmiş, bayındır ve güçlü olursa her türlü bölücülüğe karşı halk bu kadar dayanıksız olur mu?
Bir yanda etnik bölücüler, diğer yanda mezhepçi/tarikatçı bölücüler, diğer yanda siyasi ve sosyal bölücüler…
Ahlâkî erozyon her yanda.
Bir ülkede “LGBT Hakları” diye halkı ile kavgalı muhafazakâr/dindar olur mu? Biz de var…
Bir ülkede adaletsizlik, kayırmacılık, liyákâtsizlik kamuya çöker mi?
Aziz Milletim…
Seçimin ikinci turu çok önemli…
Emperyalizm ve içerideki işbirlikçileri diyorlar ki;
“R. Tayyip ERDOĞAN’ı devirelim. Gerisi kolay.”
İnanın hesap bu.
Biz ne yapacağız peki?
R. Tayyip ERDOĞAN ile omuz omuza çözüm üreteceğiz.
Çevresinde beğenmediğimiz, hata yapan insanlar mı var?
Elbette var.
Ancak namuslu isek bunlarla mücadeleyi içimizde ahlâk ve hukuk kuralları içinde yapacağız.
Kürşâd Marşı’ndaki gibi…
“YUFKA YÜREKLİLERLE ÇETİN YOLLAR AŞILMAZ.”
Oy uğruna bölücülük, terör ve Millî Devleti zaafa uğratmak isteyenlerle iş tutanların maksadı bilin ki oy avcılığı değil, Millî İrade’yi zaafa uğratarak, Millî Kararlılığı ve Millî Direnci eritmektir.
Muhalefetin asıl maksadı, birbirine benzemezlerin bir araya gelişi normal değildir.
Düşünün, “Ergenekon” mağduru ile hâkimi, Madımak ve Sivas yangınının sözde kavgalı iki tarafı, Suriye Krizi’nin senaristi ile karşı çıkanı, Millî fabrikaları satan ekonomist ile devletçi aynı masada…
Sözde Milliyetçi pozlarda birileri ile bölücü PKK aynı masada…
Resim net.
Oyun ortada…
Oyumuzu verelim, oyunları bozalım.
Sonra devlet ve Milletimizin ihyası için el ele mücadele edip TÜRKİYE YÜZYILI’nı gerçekleştirelim.
Bu yüzyıl diriliş olsun, birlik olsun. Güç olsun. Teknoloji olsun. Üretim olsun…
.
Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı-
Yazımın içeriğini aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.
.