Gazze’de Anadolu Savunması, Kuklacılar ve Ankara’da Safra Temizliği
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup toplantısında İsrail'e tepki göstererek; "Bu azgın devlet eğer durdurulmazsa vaad edilmiş topraklar hezeyanıyla gözünü Anadolu'ya dikecek” dedi.
İsrail’in nihai hedefi “Bereketli Hilal” olarak adlandırılan Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyada Büyük İsrail Krallığı/ Devleti’ni kurmak.
İbrânîce'de “Eretz Israel” (İsrâil Diyarı/Toprağı) coğrafya ve siyasetin iç içe geçtiği; masal ile somut gerçekliğin idealize edildiği bir kavram olarak kullanılıyor.
Eretz, Arapçada kullanılan ve bizim dilimize de buradan geçen Arz kelimesinin karşılığıdır. Arz-ı Mev'ud (Vaat edilmiş Topraklar) kelimesindeki 'Arz' iddia edilen toprakların sadece İsrailoğulları'na ait olduğunu ifade etmektedir.
“Vaad edilen topraklar” İsrail için ulaşılması gereken dini bir hedeftir.
Arz-ı mev’ud’un hudutları, Tevrat’ta “Nil ile Fırat nehirleri arasındaki coğrafya” olarak gösterilmiştir.
Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat’ta; Yaradılış/Tekvin Bab 15’te “O gün RAB Avram (İbrahim Peygamber)’la antlaşma yaparak ona şöyle dedi: “Mısır Irmağı’ndan büyük Fırat Irmağı’na kadar uzanan bu toprakları (...) senin soyuna vereceğim” denilmektedir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in Ankara’daki ortak basın toplantısına, Hamas konusunda iki lider arasında yaşanan görüş ayrılığı damga vurdu.
Uluslararası basın, toplantının içeriğinden ziyade Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın; “Hamas'ı bir terör örgütü olarak görmüyorum. Hamas'ı, 1947'de işgal edilen topraklarını ve kendi insanını koruma mücadelesi veren bir direniş örgütü olarak görüyorum. Bunlara karşı sizler de BM'de olumlu oy vermek suretiyle bu acımasızlığa katılmadınız. Adım adım Hamas'ı takip ediyorum. Sizler Hamas'a terör örgütü derseniz ben üzülürüm” sözlerini ön plana çıkardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail’in kuruluşu/ Nekbe, büyük felaket gününde, her zerremizle, her imkanımızla, Filistin'in, Filistin davasının yanında olduğumuzu buradan bir kez daha ilan ediyoruz” dedi.
14 Mayıs 1948'de, David-Ben Gurion öncülüğünde Tel-Aviv'de toplanan Yahudi Millî Konseyi; BM Paylaşımı çerçevesinde İsrail Devletinin kurulduğunu ilan etti. Filistin ve Müslümanlar için İsrail’in kuruluşu/ Nekbe; coğrafyamıza büyük felaket getirdi.
Bu azgın/katil ve haydut devlet artık ne diplomasi ne de ekonomik yaptırımlardan anlamıyor. Sarf edilen sözler etkisini göstermiyor.
Peki Cumhurbaşkanının da dediği gibi “bu azgın devlet” nasıl durdurulacak? Bir sonraki aşama ne? Beklenilen/ henüz dillendirilmeyen ne zaman gerçekleşecek?
Türkiye; Gazze’den Libya’ya, Somali’den Basra Körfezi’ne, Balkanlar’dan Karabağ’a, Savunma Kalkanlarını güçlendirmekte son derece kararlı, inançlı.
Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde operasyon elbette yapılacak. İran’dan başlayan Suriye üzerinden Akdeniz’e uzanan PKK Terör Koridoru çöpe atıldı.
“Kobani Davası” kamu vicdanını teskin edecek şekilde sonuçlandı.
Burada tutuklu siyasilerin terör örgütü PKK ile bağlantıları tekrar tescil edilmiş oldu. Terör Koridoru’nun açılması için siyasilerin terör bağlantıları bu dava ile bertaraf edildi. Yine aynı şekilde “Osman Kavala/ Gezi Davası” meselesi de kapatıldı.
Türkiye’nin sınır ötesinde, PKK ile mücadelesini sürdürüyor olması; “KUKLACI”ları rahatsız ediyor.
Türkiye, Küresel Şer Şebekesi’nin oyununu bozuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kuklayı da kuklacıyı da oyunu kimin yazdığını da çok iyi biliyoruz. Ne kadar da çirkinleşirse çirkinleşsinler biz o tuzağa düşmeyeceğiz" sözleri Ankara’da karşılık buldu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin grup toplantısında Ankara Emniyet Müdürlüğü içindeki YENİ FETÖ YAPILANMASINA yönelik açıklamasından sonra; Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde 3 emniyet müdürünün görevden el çektirilmesi, “TEMİZ ELLER OPERASYONU”NA KADAR UZANACAK GELİŞMELERE YOL AÇTI.
Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Cumhur İttifakında gedik açmak isteyenlere göz açtırmayacağız. Bürokratik vesayet heveslilerine izin vermeyeceğiz” diyerek, Ankara’da Safra Temizliğinin yapıldığını duyurmuş oldu.
Türkiye, kuruluşunun yüzüncü yılında “Tam Bağımsız Türkiye” şiarı/ ilkesiyle yola devam ederken; Kuklacılar da kırılan kuklalarının yerine yenisini piyasaya sürmenin telaşında.
Bir ZAMANların meşhur siyaset bilimcisi Mümtaz’er Türköne; Amerika’dan yayın yapan The Turkish Post isimli veb sitesinde yazdığı yazıda, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e hakaret ediyor.
Mümtaz’er Türköne, 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen askerî darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın amaçlarına hizmet etmek" suçlamasıyla tutuklanmıştı.
FETÖ'den tahliye edilen Mümtazer Türköne, KHK TV'ye yaptığı açıklamada, "Bize bu bedeli ödetenlere aynıyla o bedeli ödettireceğiz” demişdi.
Mümtazer Türköne; bu bedeli Özgür Özel’e ödetmeye kalktı.
CHP’nin 31 Mart Yerel Seçimindeki başarısı, Kuklacıları sevindirmişti.
Özgür Özel’in beklenenin aksine Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi, Okyanus Ötesindekileri rahatsız etmişe benziyor.
Ankara’daki Operasyonu, ‘foseptiğin patlamasına’ benzeten Türköne; “Özgür Özel, paçasını sıyırmış, çorabının içine sokmuş, burnunu tutarak bize olan biteni anlatmak yerine vardığı sonucu özetliyor” diyerek, Özel’e ayar çekmeye kalkıyor.
Evet, Ankara hem bağırsak hem de Safra Temizliği yapıyor; Özgür Özel bunun farkında.
Darbecilerin/ Amerika’nın kurguladığı Türkiye Anayasası değişecek. Mevcut Anayasa; ruhumuza/bedenimize DAR GELİYOR, bunaltıyor.
Mümtaz’er Türköne örneğinde olduğu gibi Türkiye’nin birlik ve beraberliğine saldırı devam edecek tabii.
Güçlerimiz Birleşiyor. Akbabalar, çıyanlar ve hainler def ediliyor.
Türkiye, ne Kuklacılara ne de Sefillere UŞAK olmayacak!
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com
selçuk 6 ay önce
Mehmet Yıldırım 6 ay önce