Okuyacağınız kişisel bir Fetoşist zulüm tarihidir. Ama zulmü ilk tattığım günlerde
ki
91 di...
MazlumDer yeni kurulmuştu...
Ben de hem kurucu hem de İstanbul Yönetim Kurulu üyesiydim
FKMden kovuluşumu başkanımıza arzettiğimde;
"Bizi ilgilendirmez bu senin şahsi problemin” demişti.
Çok kişiselmiş anlaşılalı 15 gün oluyor
“i" Avukat olduğu için kişisel demiyor. Kısacası, Tefoşist zulmün tenimde hissettiğim bölümüdür
İla maaşallah pek yeni anlaşıldı ne kadar kişisel olduğu
Bugün 31Temmuz 2016 Anlaşılalı 15 gün oluyor.
Bu kitapta, gerçek isimlere pek rastlamayacaksınız anlattıklarım aynel, bazen hakkel yakin doğrudur; ancak dedikodu değil uyarı malzemesi olsun isterim…
Gerçek adları Avukatım oğlum Ahmetcan Alacakaptan a emanettir
MİLLİ DEN ZAMAN A
Yeni coşkulu bir Müslümanım herkes bilmez sonradan olmak çok zor!
Üstünde İslam yazan ne varsa okuyorum, kafayı konsume etmeme ramak kaldı
Hergün Milli Gazete alıyorum ki güncel yaşamımda düzeltebileceğim tutumlarım var mı diye…
35lik bir kazık olmuşum kimseye de soramıyorum
Bakmayın beni herkesin atak bellediğine bazı konularda çok çekingenim
Bir sürü de yanlış şey öğrendim Milli'den.
Mesela içinde masiyet işlenen kötü günah işler olan mekana, kendi bulaşmasa bile girmesi yasakmış
Refah iktidar olunca yanlış olduğu ortaya çıktı
Kumarhane meyhanesi olan Evlilk Cüzdanı sorulmayan 5 yıldızlı otellerde iftar yarışı herkesi total cemaatleri sardı.
Bu Millinin Hocanın 3 aylık vadeli çekiyle Fehmi Koru ve ekibi tarafından yönetildiği dönemdi
Sonra ilk ZAMANın çekirdeğini oluşturan kadro, nerdeyse tam takım oradaydı ve kendi deyimleriyle ilk iş olarak logonun yanındaki sucukreklamlarını kaldırdılar
Hoca da süre sonunda görüşmedi bile ekiple onları tedavülden kaldırdı
O günlerde her gazetede olduğu gibi Milli'de de bir İstanbul Rehberi yayınlanıyor
Filmler, tiyatro oyunları vs. Ancak hiçbir eleme de yapılmıyor
Kocamın Nişanlısı da var Abuk Holivud ucuzlukları da
Bir okuyucu mektubu yazdım faksladım derhal
O zaman internet vardı da biz mi kullanmadık?
Sayfayı hazırlayan Malatyalı Necdet Palan benim faksı F.Koruya götürmüş o da:
"Ne duruyorsun adamı bul da söyleşiyap” demiş
Geldi, konuştuk güzel kapsamlı tam sayfa bir yazı oldu ilk ve son defa Bizim(mi)kilerin yayın organlarında böyle geniş yer aldım.
Müslümanlar ın beni ilk tanıması böyle oldu
İki yıl sonra aynı gazeteci Birlik Sahnesi ni kurduğumuzda;
"Bunun komünist AliTaygun la Vasıf Öngören in BirlikSahnesi ile ilgisi yoktur" diye altını çizdi
Sonra da benim hakkımda "Gizli gizli içki içiyor" diye laf dolaştırdığında ben de kendisinin üstünü çizdim
Behey Müslüman eğer GİZLİ GİZLİ içiyorsam kurtarılacak bir imanım kalmış demektir bir omuz versene!..
Neyse şimdi benzer tutuma girenlere bir kilo baklava gönderiyorum
Bazıları için tatlıcı dükkanı yeterli olmaz
Hemen ertesi yıl ZAMAN girişimi başladı
Fehmi Koru İhsan Işık Nabi Avcı Mehmet Doğan ve FG yi temsilen sanırım matbaanın da sahibi Aleaddin Kaya
İlk istişare toplantılarında FK:
"Elbet çok satmak isteriz ancak iyi bir gazete olursak 25/30000 de satsak etkili oluruz”
Kehanet gibiydi
ZAMAN o dönem, hiçbirgün 30.000den fazla satmadı ancak gençlerin ve başörtüsü mücadelesinin bayrağı oldu
FK önceleri ‘’Alnı secdede bir Başbakan dan anlayış bekliyoruz’’gibi sitemi aşmayan dokundurmalar yapıyordu.
Mücadele ve o giderek sertleştiler…
Eee THE CEMAAT Özalı destekliyordu bir vurdular bir iki değişiklikten ötesine güçleri yetmedi
Bir daha vurdular
FK hariç herkesi attılar
O benim özel anlaşmam var gibi bir laf etmişti sanırım.
Biz çok direttik "Merkezi İstanbula taşıyalım" diye kabul etmemişlerdi
Yeni dönemde merkez İstanbula taşındı
Önce Ali Bulaç İstanbul bürosunun başındaydı kişisel fetretini yaşayıp ambargo yiyince birden FG elinden Dilipak la beraber Hoşgörü ödülü alacaktı
Körfez krizi sırasında Saddam ın füze sağnağı altında bunaldığı günler FG İsrail in bordrolu meddahı hemen palangaya *** fırladı.
"Esas Saddam’ın attığı iki füzeden biri tarafından yaralanan kız çocuğu için ağlamalıyız” dedi.
bizim Sonradan Hoşgörülü ikili de FG yi eleştirmiş
THE CEMAAT iki isme ambargo uyguluyor bir yayınevi, yarımsayfailan vermiş "bu iki ismi kazımazsanız ilanı basmayız” demişler...
Ben de öfkelendim zaten ZAMAN dan ayrılmak için bahane arıyorum daktilomun ucuna geldi
ZAMANda ne mi arıyorum anlatayım
İkinci darbeden sonra hepimiz kendimizi istifa etmiş saydık
Ancak MehmetŞevketEygi yönetimindeki yeni ekip, davet üzerine davet yayınlıyor kapımız açık mesajları veriyordu
Tepkiyi azaltmak için tabii İlk dönem ben de ZAMAN ın kıyısında çalışıyor arada yazıyorum, çektiğim fotoğraflar gecikip ve veya yaınlanmayınca sordum nedenini...
Meğer dışarıda bir fotoğraf stüdyosuna veriyorlarmış
Olacak şey değil
Tutup
Evden karanlık odamı getirmiştim o da yeni ekibin ganimeti sayılmıştı herhal
Almaya gittim spor yani futbol servisi kurulmuş
Nursuz suratlar hoyrat tavırlar
Biri üstüne telef0n etti:
"Burada bir fotğrafçı var!.. malzemesi mi ne varmış onu istiyor"
Patladım;
"Ben fotoğrafçı değil o kırmızı popolu balmumuyla davet ettiğiniz yazarlardan biriyim"
FG Yaldızlı davet
Bir süre sonra FG nin profesyonel müteşebbislerinden Hasan Görcerandevu istedi
BirlikSanat ın az bilinen Fındıkzade deki stüdyosuna geldi; Bodrumuna doğrusu.
Hasan Görce, THE CEMAAT in tüm Majör Kuruluşlarının başında bulunmuş yetenekli birikimli bir gazeteci yazar reklamcı sinemacıfahri konsolsos
Ağzından davet damlıyor:
"Hocefendinin selamı var sizin yazıları çok beğenirmiş kesip saklamış bana gösterdi...
Yeniden yazmanızı çok arzu ediyor..."
Gururumun okşanması bir yana öyle büyük bir hocayı reddetmek kibir gibi geldi
O zaman da ne kadar tehlkeli oldukları pek bilinmiyor
Asıl kabul etmemdeki neden şu:
Ben Sözcü de de yazarım ne bileyim Nokta da da
tek koşulum yazıma dokunulduğu anda ayrılırım
Sizin bir gazete olarak bir politikanız olabilir
Ancak ben ne politikacıyım ne de gazeteci _Ne …ne cümlesinin doğru kullanılışına dikkat çekerim. bunu çok az kimse beceriyor
HG onayımı aldı rahatladı
Reklam kuşağını açtı
--12 Eylül günleri askerim
çok bunaldığım gün isyan etmeme ramak kalmış Hocaefenigeliverdi
Asker ziyaretlerini hiç ihmal etmez.
Oysa aranıyor
Ha dabi dabi dabi FG nin seksensonrası 3 yıl aranıp ta hiç yakalanamadığı bir dönem var
"Fatihte sokakta dolaşıyordu” denir...
-Hocam ne olacak bu işin sonu
Ağaç gölgesinde oturuyoruz
Hocaefendi:
--Yaklaştır evladım kulağını
Ben bu işi boşa koydum dolmadı
Doluya koydum almadı bu iş ordusuz olmaz
Biz ordudaki kardeşlerimizle iirtibatı koparmayacağız
Kendilerini gizleyecekler
Diğerleri bütün gün onları boşaltacak biz akşam dolduracağız.
İrtibati koparırsak kardeşlerimiz de yanar biz de
Belki biz kendimizi yakacağız ama bu memleketi kurtaracağız...
Böyle bir misyonerlik
namazı filan bırakmak hiç bana göre değil zaten yeni başlamışım dur bakalım ne olacak?
Gazete yöneticileriyle bir konuşayım
Gittim ZAMANa
Odadakilerin hepsi şu an firari o çakma cesur yürek de orada
--Vallahi Ulvi Bey nasıl yazarsanız yazın ama sn Özal a dokunmayın Çünkü biz onu diğerlerinin kucağına itmek istemiyoruz...
E makuldü
Dur bakalım ne olacak?
Bir yıl geçmeden olan oldu
KUTSAL DOĞUM GÜNÜ
Tarih tutamam aklımda ilk kez HzPeygamber in doğum günü Abdi İpekçi de kutlanacak Sabetayistlere gözdağı mı İltifat mı bugün yazarken aklıma takılan soru da bu!.
Bana
"siz ne gibi bir katkı sunabilirsiniz" dediler:
Bizde dia makinalarıyla salonun tavanına hadisler yansıtalımdedik.
Daha bilgisayar yaygın değil
barkavizyon icad edlidiyse de bize matbaa hızında gelecek
FKM nin müdürü rahmetli Mehmet in arabasıyla gittik denemeleri yaptık olacak gibi.
Olmadı
Gösteri gününe yakın duyurular yeri göğü kapladı
Sn Turgut Özal ın ve Sn Ekrem Pakdemirli nin yüksek himayelerinde…
Hemen bir faks hazırladım kelimesi kelimesine aklımda:
Müslümanların baskı ve zulüm gördüğü bu günlerde bu tutumdan baş sorumlu kişilerin yüksek himayelerinde yapılacak bir toplantıya herhangi bir katkıdan vazgeçtiğimizi bildiririz
Eğer bizim katkımızla ilgili herhangi bir ön masraf yapılmışsa bunu da karşılamaya hazırız.
Müdür Mehmet bey çok üzüldü;
Abilerimiz ne kadar yanlış tanınıyoruz diye müteessir oldulardedi.
Seneler sonra THE CEMAAT ten ayrıldığında onun arkasından kimse üzülmedi hatta böğür böğür salya sümük ağlamadı
***palanga: seyircilerin ortasında daire biçimindeki oyun alanı.
Ulvi Alacakaptan, dikGAZETE.com