Ruh ateşimsi o zamanlarda, ateşlenen ruh benliğinin savaşında, savaşı da sığmayan yüreğinin korunda…
Ey coğrafya, sen de bir ateşin kıvılcımı…
EY DADALOĞLU VE OĞUZUN BOYU KONUŞ Kİ COĞRAFYA TEKRAR TİTRESİN…
OZANIM OZANIM DİRENİYOR OZANIM…
VURDUĞU SAZ TELİNDE BİTEN ROMANTİK ÇIĞLIK DİRENİŞİN ADI OLUYOR!!!
Kalktı göç eyledi Avşar illeri
Ağır ağır giden eller bizimdir
Arap atlar yakın eder ırağı
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir
Belimizde kılıcımız Kirmani
Taşı deler mızrağımın temreni
Hakkımızda devlet etmiş fermanı
Ferman padişahın dağlar bizimdir
Dadaloğlu yarın kavga kurulur
Öter tüfek davlumbazlar vurulur
Nice Koçyiğitler yere serilir
Ölen ölür kalan sağlar bizimdir
Dadaloğlu’ndan dökülenler, ömrü boyunca coğrafyadaki özgürlük yolculuğunun, toprağı özgür kılmanın ve insanın da her bastığı toprakla özümsenmesinin adıdır.
Ruh kıyamının büyük örneği Dadaloğlu… Onu isyankâr bir direnişçi olarak görmemek gerekir. O bir boy, boyun asi çocuğu ve onun en büyük sırdaşı DAĞLAR…
Dağlar serttir, dik duruşu vardır. Eğilmez, bükülmez. Çevrelediği diyara zırhtır o büyük kayalar...
OBALARI BÜYÜK KILAN BÜYÜK YAPIDIR DAĞLAR... FERMAN PADİŞAHIN OLSUN, DAĞLAR TÜRK OĞUZUNA, AVŞARINA DİYAR OLSUN!..
Biz Avşar’ın toprağı kısıtlı değildir, sabit değildir. Toprağı Türk kanıyla boyanmış, savaşılmış tüm yurtlar Avşar’ın yurdudur. Osmanlı, Avşar’ı ıslah edemez, neden mi?
Dünyayı insanla ve toprakla ütopik hale getirmek, Oğuz Avşar’ının kanına ateş saçmaktır.
Ne güzel söylemiş DADALOĞLUM:
“Yedi iklim dört köşeyi dolandım/ Meğer dünya her tarafta bir imiş/ Ben dünyayı Al’Osman’ın sanırdım/ Meğer dünya üç yüz sultanlık yer imiş”
Avşar’ım sözü, özü diri ve bir olandır. Dünya ona katran, ruhu da dünyaya katran olandır.
Ağlayı ağlayı Dadal'ım söyler
Vefasız dünyayı şu insan n'eyler
Bir yiğidi bir kötüye kul eyler
Şimden sonra yaşaması güç oldu
Göçebelik diyarların misafirliği, diyarlarda Avşar’ıma bolluğun ve bereketin saçtığı coğrafya…
"Ekin ekme eğlenirsin/ Bağ dikme bağlanırsın/ Sür keçiyi, çek deveyi/ Gittikçe beğlenirsin"
BEN YAZDIM DADALOĞLU, BİR AVŞAR TORUNU OLARAK BEN YAZDIM…
SENİ AVŞARIMLA BULUŞTURDUM DADALOĞLU, ŞAHİT OL DADALOĞLU!..
DADALOĞLUNDA GAVURDAĞLILARA
:
YİNE TUTTU GAVUR DAĞ'IN BORANI
Yine tuttu Gavur Dağ'ın boranı
Hançer vurup açarlardı yaramı
Sana derim Mıstık Paşa ereni
İçindeki bunca beyler nic'oldu
Sabahaca kandilleri yanardı
Soytarılar fırıl fırıl dönerdi
Ha deyince beşyüz atlı binerdi
Sana inip konan beyler nic'oldu
Ağlayı ağlayı Dadal'ım söyler
Vefasız dünyayı şu insan n'eyler
Bir yiğidi bir kötüye kul eyler
Şimd'en sonra yaşaması güç oldu
GAVURDAĞLILARA SELAM OLSUN!..
Vesselam…
.
Muhittin Taha Çalık, dikGAZETE.com
Necdet Çelikdönmez 6 yıl önce