USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Fabrika yapmak ve yanıltmamak!..

02-06-2018

Partilerin seçim beyannamelerinden sonra müspet ya da menfi yazılı-sözlü açıklamalar yapıldı.

Nihat Genç’in, CHP ile ilgili Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alan ‘Utanmaz adam o bildiriyi PKK yazsa, bu kadarını yazabilirdi!’ şeklindeki yazısı, bu minvalde en dikkat çeken yazıydı bence…

Saadet Partisi’nin beyannamesinde geçen, ‘Saadet Partisi Anadolu’yu kilim gibi dokuyup, uçtan uça fabrikalarla donatan bir mazinin adıdır’ vurgusu, genel başkan ve parti yönetiminin olduğu gibi il-ilçe teşkilatları ve parti üyelerinin de gündeme getirdiği konudur ki; kendileri de ülkenin her tarafına fabrika yaparak işsizliği önleyeceklerini açıklamaktadırlar.

Hatta sosyal medyada; “Devlet fabrika yapmazsa cezaevi yapmak zorunda kalır” paylaşımı yapanların sayısı oldukça fazladır.

Dünya gerçeği bu paylaşımlar gibi midir denilirse, maalesef öyle olmadığını belirtelim!..

Demokrasi  ya da Karl Marx’ın deyimiyle ‘kapitalist’ sistemlerde devlet fabrika yapmaz…

Fabrikayı komünizmle yöneten devletler yapar!..

Kendilerini ‘işçi devleti’ ya da ‘sosyal devlet’ olarak isimlendiren komünist sistemde, temel üretim vasıtaları olan toprak ve sermayenin mülkiyeti devletin elindedir ve devlet, tüm ekonomik ve sosyal faaliyetleri bir merkezi plan yardımıyla yürütür.

Ülkelerinde hatta başka ülkelerde de fabrika yaparlar ki; Rusların ülkemize yaptığı Seydişehir Alüminyum ve İskenderun Demir Çelik fabrikaları buna örnektir!

Komünizmle yönetilmeyen gelişen veya gelişmekte olan ülkelerde, ekonomik faaliyetler özel teşebbüs tarafından yürütülür ki; devlet, fabrika kurmak isteyenlere yer, kredi, elektrik, su ve diğer konularda imkan sağlayıp, karşılığında da istihdam isteyerek, işsizliği önleme ya da azaltmaya çalışır!

Genel itibariyle gelişmemiş ülkelerde devlet fabrika kurar ve çoğu zaman zararına o fabrikaların çalışmasına sessiz kalır. (Örnek; Seydişehir Alüminyum Fabrikası)

Yani genel anlamda devlet üreticilik ya da ticaret yapmaz!..

*

Hayat sadece bir ilmihal okumaktan ibaret değildir!..

Das Kapital’i de okumanız temennisiyle!.. 

*

Yanıltmamak!..

Geçen hafta, “Liste dışı ve Saadet!..” başlıklı yazımızda; “Genel başkanlardan daha çok, partililerin ya da alt kademede görev alan yöneticilerin hakaretleri seçim sürecinde olabildiğince arttı!..” diyerek, sosyal medyada yazılanları eleştirmiş; yazımdan sonra bana da İslam adına küfür ve hakaret yapacaklarını tahmin ettiğimi belirtmiştim!

Yanıltmadılar!..

“Gözünüzü öyle karartmışsınız ki; 28 Şubat’ta Refah Partilileri tutukladığı belirtilen DGM hakimi emekli Albay Tanju Güvendiren’i Ankara 1’inci bölge 1. sıra milletvekili adayı yaptığınızı…” satırları için hakaret ve küfür içermeyen ayet ve adayın açıklamasını seyretmemi isteyerek, cevap yazanlara kısa bir açıklamadan sonra ‘yanıltmadılar’a devam edelim…

Tanju Güvendiren’in tedirgin açıklamasını seyrettiğimi, ne konuştuğunu veya anlatmak istediğini kendisinin de anlamadığını bilmenizi isterim!..

‘Size bir fasık haber getirmişse’ye cevabım: Güvendiren açıklama yapmadan önce, ‘Kudüs Gecesi’ için o dönem sizin partinizden başkan olan ve tutuklanan Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız yaptığı açıklamada, partinize de yüklenerek; kendisinin de gözaltına alınan içerisinde olduğu ve 5 veya 6 kişinin Tanju Güvendiren tarafından tutuklandığını ifade ederek; “Bizi tutuklayan buydu” demiştir. Buna rağmen ben yazımda Yıldız’ın bu açıklamasına değinmeden, “28 Şubat’ta Refah Partilileri tutukladığı belirtilen” diyerek, özellikle kesin demeden, ‘belirtilen’ vurgusu yapmıştım!

İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde Necmettin Erbakan’ın; “şampiyon” diyerek, kolunu havaya kaldırdığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “hain(!) ilan ettiğiniz gibi, Bekir Yıldız’ı da yalancı olmakla suçlar mısınız bilemem!..

Bilginize…

Yazımıza kaldığımız yerden devam edelim:

Bizim tenkit etmemiz; eleştirmek yerine hakaret ve rencide edici söz ile paylaşımlaradır.

Yaptığınız paylaşımların hakareti en az olanlardan bir demet…

Fatih Erbakan; “Saadet Partisi tepe yönetimi 3 milletvekili çıkarmak için kurduğu bu ittifak ile CHP’nin 10 milletvekili daha çıkarmasına sebep olacaktır. Gömleği çıkarmayıp gömleği kirletenler, ihlası zedeledikleri gibi, artık istikameti de terk etmişlerdir” dedi diye verilen cevaplar: “Sen babana ihanet ettin Tayyip’e uşaklık ederek… Milli görüşün tek adresi Saadet Partisi!”

“Rahmetli Erbakan Hoca'nın AKP için söylediklerini evladı hiç dinlememiş bile. Yazık ki ne yazık…”

“Satılmış soytarı! Sen git babanın bıraktığı mirası adil bir şekilde kardeşlerinle paylaş sonra toplum önüne adam gibi çık!..”

“Milli görüşün mal varlığına nasıl çöktün sen onu anlat!”

“Ne oldu? Kız kardeşin dedi eniştenle mi yaptınız altınları?”

“Hadi ordan kiralık adamlar!..”

“Fatih... Erdoğan kemik dağıtıyor!..”

*

Erdoğan ve Bahçeli için yazılanlar…

“Biri sırtını Sedat Peker’e dayamış diğeri Alaaddin Çakıcı’ya” diyerek, Erdoğan ve Bahçeli’nin adı geçen kişilerle fotoğrafını paylaşıp en alt kısmına da, ‘Büyük cumhur ittifakı’ yazarak yaptıkları paylaşımlar: “Ulan bu tarafta şerefiyle haysiyetiyle yasamaya çalışan koca bir millet var... İşte bu yüzden kaybettiniz.”

“Siz PKK’yı överken, yardım ederken bu milleti ve devleti yıkmak isteyen her orospu çocuğuna sırtınızı dayadınız. Siz domuzdan türediniz, analarınız domuz, babalarınız domuz!.. şerefini …. İbneleri!..”

“Aşağılık hepsi de… Pislikler!..”

“Diktatör ve onun küçük yol arkadaşı ilerde çok komedisi yapılır bunların!..”

“Mafyayla cumhur ittifakı olur mu?!”

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi, kızı ve damadı Berat Albayrak’ın papa ile çekilmiş fotoğrafı için;

“Bu savaş Haç ile hilalin savaşı” yazmışlar ki; Erdoğan’ın söylediği sözün zıddı şekilde Haçlı tarafında yer aldığını ima ediyorlar. ‘Ben Müslüman’ım diyen ve İslam’ın gerektiğini genel itibariyle yapan kişiyi kafir olarak görmek; İslam’a aykırı bir durumdur!..

“TV5’de bilge başkan var, Ak troller siz de izleyin, belki insanlık neymiş öğrenirsiniz!”

“Her seçim öncesi 4 bakan değişirdi. Bunlardan biri İçişleri Bakanı idi. Bu seçim niye değişmedi acep?!”

(Anayasa’nın 114. maddesinin birinci fıkrasına göre seçimlerden önce Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları çekilirdi. 16 Nisan 2017'de yapılan halk oylamasında kabul edilen değişiklikle, söz konusu durum yürürlükten kaldırılmıştır. Bu arada 4 değil 3 bakan. Haberin olsun!..)

Bunu da Ekrem Şama yazmış: “Trolü, zabıtası, polisi MHP’lisi, AKP’lisi, yandaş medyası Saadet’in üstüne saldırıyor; afiş, pankart, bayrak astırmıyor; silah çekip kurşun sıkıyor (Kurşunu milletvekili adayınız sıkmış. Partinizden yapılan açıklamadan); yaralılarımızın ölmesi için nöbet bekliyor. Hangi ülke ve nasıl bir seçim kampanyası!..”

Bu da Milli Gazete’nin manşetinden: “Bilge Başkan Karamollaoğlu: Devlet küfürle ayakta durur ama zulümle durmaz!..”

O zaman küfre devam edin!..

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitter: @alimevlutkaya

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?