Elinde kahve bardağı, camdan dışarı bakan, omuzunda şal olan kadın uzakları, çok uzakları süzer…
Hemen sokakta, yağmurdan kaçar adım uzaklaşır adam, kapıya doğru…
Filmlerden çıkmış gibi sokaklar, sizi sizden alır…
Hırkalar revaçtadır.
Şehir çekilmez olur, parklara inat.
Başlamıştır zaten kolay olmayan her şey…
Balkonu baştan aşağı çıplak bırakma planları, cam önündeki saksıların içeri alınmasına kadar her şey peşi-sıra oluverir…
Çorbalar ihtiyaçtır…
Uzak bir yolculuktan dönmek gibidir eylül…
Şiire, mırıldanmaya, hüzne, duaya ve aşka yakışan…
Yaprak fotoğrafları artar, manzaralar flulaşır…
Kader, yüzümüze çarpar son demi…
Çaylar demlidir.
Mizacı melankoli, tabiatı kararsız…
Sırt çantanda battaniye, şemsiye.
Pabucunda çamur…
Ekmeğine şükür.
Böyledir geçmekte olan…
Bu yazı bir ihtiyaçtır.
“Ömrümüzün son demi, son baharıdır artık
Maziye bir bakıver neler neler bıraktık” der Müzeyyen abla…
Eylül, edebiyatı meşgulken kaçıranlar yüzündendir; lütfen sorumluyu iyi tespit edelim.
... bazen görmeyiz biz.
Gelip geçiverir, biz yoğunken…
Yahut düpedüz kısmetsiziz…
Selametle bitmesini dilerim.
.
Arzu Leyal, dikGAZETE.com
Arzu 2 yıl önce
Saadet can
Saadet Can 2 yıl önce