USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Engelli sporcuların Olimpiyatlarda esamesinin okunmaması!..

25-07-2021

Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları açılışıyla birlikte, müsabakalar da başladı. 

Bizim için Organizasyonun açılışı ve şimdiye kadar olan bölümdeki en anlamlı haberler; 

Dünya genelinde 82 milyon sığınmacı içersinden seçilen 12 branştaki 29 Olimpik sporcunun geçiş töreninde yer alması, müsabakaların başlamasıyla birlikte Cezayirli judocu Fethi Nourine’nin Filistin’e destek vermek amacıyla, İsrailli sporcuyla karşılaşmamak için oyunlardan çekilmesi.

Bir diğer konu ise, bugün yazımıza konu olan, Engelli Sporcuların esamesinin okunmaması. 

Olimpik hareketin öncülerinin her defasında dillendirdikleri sporda ahlaki kuralların yaygınlaştırması ve barışın korunması ilkesinin, beş kıtanın bir araya geldiği Spor Organizasyonunda dikkat çekilmesi alkışlanır bir durum olsa da, asıl önemli olan Dünyayı kasıp kavuran savaşlar ve ırkçı hareketlerin önüne geçmek için çaba sarf edilmesidir. 

Filistin’i kana bulayan işgalci İsrail’in, oyunlara kabul ediliyor olması, Suriye’de yaşanan insanlık dışı hareketliliğinden sorumlu ülke temsilcileri bugün Tokyo’da yer alıyor ise, böyle bir sürecin nasıl tutarlı bir tarafı olabilir ki! 

Her bir olayın ayrı bir yazı konusu olduğu Oyunlarda, diğer sorgulanması gereken husus Engelli sporcuların, Oyunların bitiminden iki hafta sonra, Paralimpik Oyunlar adı altında, yarışacak olmasıdır…

PARALİMPİK OYUNLAR 2 HAFTA BEKLESİN!..

1896’da Atina’da başlayan Oyunlara Engelli sporcuların katılması, 1948 Londra Olimpiyatlarına denk gelmektedir. 

1960 yılında İtalya’nın başkenti Roma’da 23 ülkeden 400 atletin katılımıyla “Paralimpik Oyunlar” adı altında Organizasyona dahil edildiğini görmekteyiz. 

Paralimpik’in ilk kış oyunları ise 1976 yılında İsviçre’de yapıldığını tarih sayfalarından öğreniyoruz. 

Kâğıt üzerinde her şey normal görünse de, anormal olan ise, Paralimpik Oyunların dahil edildiği Yaz Olimpiyatlarının bitiminden iki (2) hafta sonra yarışmalarının yapılıyor olması. 

Çeşitli engel grupların dahil olduğu yarışların, normal Olimpiyat takvimi içerisinde değil de ‘gecikmeli’ olarak yapılmasının, ne akıl ne de vicdan olarak kabul edilir bir tarafı yoktur

Para” ekinin Yunanca ‘yanısıra’, olimpik kelimesiyle yan yana gelmesiyle de ‘paralel olimpiyat’ anlamlarıyla yorumlanmasının, insanları engelli-engelsiz gibi sınıflandırmanın diğer adı, ayrıştırma olarak karşılık bulmaktadır. 

Siz yaptığınız Organizasyonun alt başlıklarını ayrımcılığa karşı, birleştirici duruş diyeceksiniz, diğer yandan aynı spor dallarında yarışan sporcular arasına sınıf farkı koyup, engelli-engelsiz ayrımı yapacaksınız. 

Yaz Olimpiyatlarının tanımının karşılık bulduğu “Barış, kardeşlik duyguları ile spor yapmalarını amaçlayan; fiziksel ve zihinsel dengeli bir şekilde birleşmesini sağlayan…” şeklinde giden tanımlarda, bir bakıyorsunuz ‘2 hafta rötarlı’ bir ayrımcılık/ engelle karşılaşıyorsunuz. 

Bu denli çelişki yüklü bir Dünya, spor adı altında Dünyanın üzerine çıkan Olimpiyat Oyunları, adeta ona ‘ek’ olarak gerçekleşen Paralimpik Oyunlar…

‘ORGANİZASYONU SABOTE ETMEK’ YANLIŞINDAN DÖNÜLMELİ!..

Neymiş efendim; Paralimpik Oyunlar olmadan, Yaz Oyunları olmazmış? 

İşi kılıfına uydurmanın en kestirme yolu. 

Madem öyle, söylediğiniz ile yaptığınız niçin çelişiyor ve ayrımcı bir uygulamanın içerisinde oluyorsunuz! 

Özel gereksinimli (engelli) bireyler, Yaz Oyunları bitiminden iki hafta sonra, ülkelerini temsilen yine aynı tesisleri kullanacak, benzer oyun kurallarıyla yarışacak, kürsüye çıkacak ve sevinecekler

5 kıtanın en başarılı sporcularının yer alacağı ve tarihe en saygın yarışları olarak ‘lanse’ edilen mücadelesinin bir ayağını topal, sağır ve kör bırakıyorsunuz. 

Özel gereksinimli (engelli) bireylerin, zor olanı üstesinden nasıl geleceği, elde ettikleri dereceler karşısında şaşkınlık oluşturduklarını görmekten mi korkuyorsunuz! 

Cevabınız ‘hayır’ ise, ‘önce’ ve ‘sonra’ şeklindeki ayrım/sınıflandırma niye? 

Toplum tarafından düne kadar engelli denildiğinde acıma duygusu oluşurken, kendine verilen imkânlarla bugün başarılarından söz ettiren o ayrıcalıklı/değerli bireylerin, Olimpiyatlar gibi kıtaları bir araya getiren Spor Organizasyonda, hak ettiği yerde bulunmaması düşündürücü bir durumun. 

Sesli düşünmek gerek; ‘Paralimpik Oyunların, Olimpiyatlarla aynı tarihte yapmayıp iki hafta sonra gerçekleşmesi, insanlar arasında ayrım yapmak, engelliye ikinci sınıf muamelesi göstermek, dahası, Yaz Oyunlarını resmen sabote etmektir. 

Hani, insanlığın en önemli görevi engelli-engelsiz ayrımı yapmamak, insanlara eşit mesafeler koymak, bu hususta ‘farkındalık’ ortaya koymaktı! 

Kıtaların bir araya geldiği spor organizasyonda, ayrımcılığı ortadan kaldırıp, eşitlik felsefesinin kamuoyuna benimsetmekten daha iyi fırsat mı olur?

Ne ilginçtir ki, bu yanlış uygulama konusunda, ne Ulusal (TMOK/) ne de Uluslararası (IOC) Olimpiyat Komitelerinden bir çalışma yapıldığını ‘gördük’ veya ‘işittik’. 

Varsa böyle bir çalışma bildirsinler, biz de bilgi sahibi olalım. 

Sözün özü; 

Dileriz, geride kalan yıllarda olduğu gibi, dört yıl sonra aynı cümleleri kullanmayız…

.

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?