EMEKLİLERDEN OY İSTEMEYİN
Bundan 8-9 sene evvel gönüllü derneklerde hizmet verdiğimden dolayı emekli aylığımı ne kadar tasarruf etsem, yine de yetmiyordu… Bir ek iş yapmam gerekiyordu ve mesleğimle ilgili bir iş yapmaya başladım... Ancak işler umduğumuz gibi gitmiyordu…
Helalinden iş almak, iş yapmak bu devirde bir hayli zordu… Olsun dedik, az olsun ama helalinden olsun istedik…
Fatura vermem gerektiği için evdeki çalışma odamı gösterip, vergi dairesinden kayıt da açtırdım...
Keşke açtırmasaydım!..
O ne!..
Emekli aylığımdan büyük bir para kesildi...
Kazansan da kazanmasan da benden vergisini alan Devlet Baba, büyük firmaların büyük borçlarını silerken bizden, kazanamadığımız halde bile vergi almaya başladı ve arkasından da son darbeyi "niçin çalışıyorsun?" diye vurdu(!?)
Devlet Baba, çalışıyorum diye emekli aylığımın bir kısmını kesmeye başladı...
Hemen vergiye kayıtlı –çok da kazançlı olmayan- işi bıraktım ve yalnızca emekli maaşıma talim etmeye başladım... Ancak maaş da giderek küçüldü, küçüldü ve pul oldu…
Emekli maaşları kuşa dönerken “Devlet Babamız” sürpriz vergilerini de eklemeye başladı...
MTV’si bile insan haklarına aykırı bir şekilde zorla alındı…
Geciktirenlere de faiz eklendi…
KDV ve de mazot fiyatları fırladı; pahalılık, enflasyon derken dar gelirli insanlarımız daha çok ezilmeye ve sömürülmeye başladı…
Devletin kurduğu, Tarım Kooperatifleri bile “pahalılığı önlemek” şöyle dursun, normal bir market gibi bile çalıştırılamadı ve sınıfta kaldı…
Emeklilere ise tarihin en büyük tuzağı hazırlandı, zam veriyoruz diye kandırılan emeklilerin aldığı 7 bin 500 TL. maaşa yapılan ek çok komikti!..
Emekli, zamla birlikte 7 bin 550 TL.veya 7 bin 600 TL. almaya başladı...
Yani 50 veya 100 lira zam verilmiş oldu…
Bu komedi devam ederken sendikası olmayan, sesi duyulmayan 15 milyon emeklinin sessiz çığlığını –nihayet- duyan iktidar "sus payı" olarak bir defaya mahsus bir ödeme yapmak zorunda kaldı...
15 milyon emekliden 6 ay sonraya ertelenen (Ocak 2024’e) rakama bir bakalım: 15 milyon x 24 bin = 360 milyar…
Her emekliden 24 bin lira kesilmesine göre hesaplanmıştır…
El insaf!..
Demek ki devletin bütün masraflarını emekliler ödüyor…
Çok sesi yükselen emeklilere bu paradan verilen sus payı ise sadece 75 milyar!..
Bu da samimiyetten uzak, bir aldatmacadır.
Sanıyorum, iktidar, emeklinin 7 bin 500 TL. ile geçindiğini sanıyor...
Açlık sınırının bile çok altındaki bu parayı, kiraya bile verseniz, yine açsınız...
Bu duruma müdahale etmeyen milletvekilleri ise 60-70 bin lira aldıkları için (çoğunun aylığı bu rakamın iki katı) bizim aldatılmamıza seyirci kalan bu tür tuzu kuru siyasilerden ne empati ne de vicdan beklemek mümkün değil…
Düşünüyorum da iktidar, herhalde 7 bin 500 TL. ile geçinilemeyeceğini çok iyi biliyordur...
O zaman şöyle düşünüyor olabilir mi?..
En azından emeklinin bir evi vardır ya da çocukları ona yardım eder...
Tabii ki bu bir varsayım…
Sn. yöneticiler, emeklilerin çoğunun bir evi yok ve de hiç bir şekilde çocukları ona sürekli yardım edemez; zira onlar da –sayenizde- zor geçinmektedir...
Filistin olayı dolayısıyla bir ay Türkiye’deki toplumsal dertleri bırakarak, yazı yazmamak için ara verdim...
Depremin ardından, Filistin olayı geldi…
Pahalılık, enflasyon derken her seferinde yeni dertlerin devam etmesi Türkiye’de doğal bir gelişme…
Ne deprem olayı ne enflasyon olayı bitmek bilmiyor...
Biri bittiğinde bir başka olay devreye giriyor, yine sonunda faturayı 15 milyonluk -sesi çıkmayan- emekliler ödüyor...
Ancak istikrarsız ve adaletten yoksun bir ülkede yaşıyorsanız, her zaman olumsuzluklarla karşılaşmamız kaçınılmaz oluyor…
Bu olumsuzluklar, neden Avrupa ülkelerinde olmuyor?..
Avrupa ülkelerindeki enflasyon ve faiz oranlarına baktığımızda bile bu gerçek tablo karşımıza çıkıyor…
Acaba neden?!.
ABD’de enflasyon yüzde 6,8’e çıktığı halde Fed faizleri yüzde 0 ile 0,25 arasında tutuyor.
Avrupa Merkez Bankası ise AB üyesi ülkelerde enflasyon yüzde 5’i aştığı halde faizi 0’da tutuyor.
Japonya ve İsviçre gibi ülkeler ise yıllardır faizleri eksi 0,10’da tutuyor.
Çin, Rusya, Hindistan, Güney Afrika, Brezilya gibi Türkiye ile birlikte gelişmekte olan ülkeler kategorisinde bulunan ülkelerde de yüksek enflasyona rağmen faizler Türkiye’deki gibi çift hanelerde tutulmuyor… (Kaynak: Yeni Şafak)
Filistin olayına bakıp, birkaç kuruş olsun yardım edemediğim için üzülüyorum...
Bundan 6-7 sene önce zor da olsa yine bir yerlere karınca kararınca yardım ederdik, inanın şimdi borçtan kurtulamıyoruz...
Bizi bu duruma getiren iktidara iki sözüm var; bize yaptığınız hilelerin hepsini çok yakından biliyoruz, hiç olmazsa "halkımızı enflasyona ezdirmedik" sloganlarını, hamasi nutuk ve malzemeleri artık bırakın, kabahatleriniz saklanamaz boyutlara ulaştı; ayıp oluyor...
Ve emeklileri ‘enayi’ yerine koymaktan vazgeçin; biz şükretmesini de aç, ama onurlu ölmesini de biliriz...
İkinci sözüm; yerel seçimler için sakın oy istemeye bize gelmeyiniz!..
.
Raşit Anaral, dikGAZETE.com