Başta Suriye, Irak, Afganistan, Kosova, Lübnan, Somali ve Katar olmak üzere Türk Ordusu 3 kıtaya yayılmış bir şekilde görevler icra etmektedir.
Libya tezkeresinin ardından Kuzey Afrika’daki varlığını da arttıran TSK, bir yandan bulunduğu ülkelerin ordularına eğitim verirken diğer yandan da uluslararası antlaşmalar kapsamında “Barış Gücü” görevini sürdürmektedir.
Türkiye, ABD'den sonra yurt dışında en aktif olan ikinci ordu konumuna yükselmiştir, şu an Türkiye'nin askeri varlığı 12 ülkeye yayılmış durumdadır.
TSK, NATO ve Birleşmiş Milletler kapsamında; Afganistan, Arnavutluk, Lübnan, Bosna Hersek ve Kosova'da barış gücü olarak görev yaparken, diğer ülkelerde muharip kuvvetler olarak da görev icra etmektedir.
TSK ayrıca Azerbaycan Ordusunun eğitim ve donatım faaliyetleri kapsamında bu ülkede askeri bir rol oynamaktadır, fakat TSK henüz Azerbaycan’da kalıcı bir muharip kuvvet üssü inşa etmemiştir.
Yakın zamanda tekrar patlak veren Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının ardından, Azerbaycan’a askeri/siyasi/iktisadi her türlü desteği vermeye hazır olan Türkiye’nin, artık dost ve kardeş Azerbaycan’da bir askeri üs kurmasının vakti gelmiştir.
Nasıl ki Rusya’nın kendi çıkarları doğrultusunda Ermenistan’da askeri üsleri varsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de kardeş Azerbaycan’da bir askeri üssü olmalıdır.
Bu askeri üs, Bakü’de Hazar kıyısına yakın bir bölgede kurulmalı ve ismi “HAZAR MÜTTEFİK KUVVETLER KOMUTANLIĞI” olmalıdır.
“Neden Hazar kıyıları” diye sorulacak olursa, bunun şöyle bir sembolik anlamı olacaktır;
TSK’nın Batı Anadolu’daki en kapsamlı kuvveti Ege Ordu Komutanlığı’dır, doğu sınırlarımızda ise Anadolu ve Asya arasında bir sıkışmışlık vardır, işte bunu aşabilmek adına Ege kıyılarından Hazar kıyılarına uzanan bir koridora ihtiyaç vardır.
Nahçıvan ile Azerbaycan arasındaki koridor tesis edildikten sonra, TSK’nın Doğu’daki en uç görev bölgesi Hazar Kıyıları olacaktır.
Bu komutanlığa “Müttefik Kuvvetler” isminin verilme gerekçesi ise, bu yapıya, diğer “Türkî Cumhuriyetler”in de dahil olmasını sağlamak içindir.
Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölgesel ve küresel hedefleri gereğince Hazar kıyılarında bir askeri üssü olmalıdır.
.
Cengiz Han Güven, dikGAZETE.com
oğuzhan 4 yıl önce
Derya&müge 4 yıl önce