E biraz uzun bir başlık ancak ilginç değil mi?
Yıl 1977, Kasım’ın ortaları..
Berlin’de TKP uzantısı bir derneğin "Nâzım Hikmet Haftası"ndayız.
Ceco, "Kerem Gibi"siyle orada; ben de Almanca bilen teknik yönetmen.
ORganizasyon ayrı bir şenlik; ayrı bir yazıyı da hakkediyor.
Türkiye’de bilinen bir oyuncunun ablası Berlin Duvarı’nın iki yanında da Reji eğitimi alıyor.
Batı’da, Schiller Theater…
DDR Başkenti’nde de Volksbühne’de.
“Doğu" lafından nefret eder Almanın Komünisti.
Öte yandaki hemşehrileri de inadına “Doğu" bölgesi /Sınırı derler.
ELif, karşıda Gaby’nin evinde kalır; kiraya katılır mı bilmem ancak Doğu Alman oyuncu maaşının 20/25'te birini öder devlete.
Elektrik/Su/Gaz mı?
Onlar külliyen bedava…
CEco gösterilerden sonra döndü.
Ben kaldım hem "Brecht Zentrum"a Dostlar Tiyatrosu ile ilgili bir sunum dosyası iletecegim hem de birkaç ay sonra Ceco, Zilha ve eleştirmen hanım, 5 yılda bir yapılan "Brecht Günleri"ne gelecek; organizasyonu ayarlayacağım.
Elif; "Yahu bu akşam Gabi’lerde yemek daveti var, gidelim mi” dedi.
Canıma minnet!
Ne yemek daveti; bir eve girdik ki sıkış tepiş Komünist dolu.
Batı’yı bir Alman komünisti ile ben temsil ediyoruz.
Hiç aklıma getirmemeye çalışıyorum ama bir basılırsak yandık.
Öttürürler stasi stasi.
Bilmeyenler için “STASİ”, "Staats Sicherheit Dienst - Devlet Güvenlik Hizmetleri”… Mossad'dan daha becerikli bir İstihbarat birimi.
EV sahibi Gabi, hep derdi; “Ben Komünistim ama O Honecker denilen i..... ye inanmak zorunda değilim!.. Ülkeyi ruslara sattı.”
Eleştiriler yapılıyor; neymiş efendim, gençler bluejean giyiyor, saç uzatıyor diye Halkpolisi şiddet kullanıyor, onları copluyormuş?
Yahu biz bir kaç ay önce, 1 Mayıs’ta canımızı zor kurtarmışız “Cop" da ne ki; vızıltı.
ÖĞretmen bir kadın;
- GEnçlerde de kabahat var; geçenlerde bir gurup Alexandrplatz'da DDR bayrağinı yaktı. Bu hoş görülemez ne olursa olsun milli bayrağımız bizim onurumuzdur!.. dedi.
BEn de sanki soran varmış gibi;
- Ne olursa olsun bulunacak çözümün sosyalizmin sınırları içinde kalması gerekir!
Dedim; hemen pişman oldum.
Seviye çok daha yukardaydı çünkü... Ne çare, herkes hata yapar; ben bile.
SAat geceyarısına geliyordu.
Apar-topar fırladık evden.
DDR yasalarına göre; günü-birlik girişi kullanıp ve saat 24.00 de belirlenmiş bir kapıdan çıkış yapmanız gerekirdi.
Hatta pijamalarının üstüne paltosunu atmış mahmur tipler, Friedrichstrasse’den çıkış yapar, aşağı koridordan dolanıp, yeniden 15 Mark vize ücreti verip, yeniden giriş yaparlardı.
ALman komünisti bizim ülkedekilere benzemiyordu…
İyi ki Arabası vardı, topukladı Frierichstasse boyunca zıpkın gibi geçip, CheckPoint Charlie’den terketti Komünizmi.
-HAYATTA OYNAMAM kitabımdan-
.
Ulvi Alacakaptan, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @HayattaOynamam , @dikgazete