Astroloji, en kısa tanımıyla “Olasılıklar ilimi”dir. Burçların gezegenlerle, sabit yıldızlarla, asteroidlerle olan ilişkilerini matematiksel hesaplarla açıklar.
Astrolojide, her insanın doğduğu anda gökyüzünde yer alan gök cisimlerinin konumlarının, birbirleriyle yaptıkları açıların ve evlerin yer aldığı haritaya “Doğum haritası”, “Yıldız haritası”, “Horoskop” denilmektedir.
İnsanoğlu güneş, ay ve yıldızları merak etmiş, bunların konum ve hareketlerini anlamak amacıyla günlük, aylık ve yıllık evrelerini gözlemlemiştir.
Mezopotamya’daki topluluklar, her yıldızın yeryüzünde bir etki alanı bulunduğuna inanmış, güneşi ve ayı incelemek için tapınaklarını (zigurat) piramit biçiminde yapmışlardır.
Bu gözlemler esnasında dünya hayatı ile yıldızlar arasında ilişki kurarak gezegenlerin akıllı varlıklar olduğu ve hareketlerinin bir anlam taşıdığı kanaatine varmışlardır.
Yunanlılar önceki tecrübelere dayanarak gök cisimlerinin ve özellikle güneşin denizler, bitkiler, hayvanlar ve insanlar üzerinde etkilerinin bulunduğunu ileri sürmüşlerdir.
Kur’ân-ı Kerîm’de ay, güneş, yıldız ve burçlardan söz edilmekte ve konumlarına dikkat çekilmektedir; Allah’ın ilim ve kudretine tanıklık eden gök cisimlerinden hareketle mârifetullaha ulaşmanın önemi vurgulanmaktadır.
Muhyiddin İbnü'l Arabi “İnsanı kamilin kalbini güneş, ruhunu ay, sıfatlarını da yıldızlar temsil eder” sözü ile Güneş, Ay ve gezegenlerin kişiliğimize, hayatımıza olan etkisini anlatmaktadır.
Doğum anımız, anne karnından çıktığımız ve kordon bağının kesildiği o an, dünyadaki ilk bağımsız olarak aldığımız nefes anımızda Güneş, Ay ve diğer gezegenlerin konumlarının matematiksel olarak hesaplanmasıdir.
Doğum haritası için doğduğumuz gün-ay-yıl dışında, doğum yeri (şehir) ve saati önemlidir.
Sadece bize ait bilgilerden oluşan bu göksel anın fotoğrafı, parmak izimiz gibidir evrende sadece kendimize ait olan hikâyemizi anlatır.
Doğum haritamız, hayatımızın kullanma kılavuzudur. Bize ait tüm potansiyeller bu haritada gizlidir.
Astroloji, falcılık değildir.
Bilimsel verilere dayanmakta olan doğum haritası, gökyüzünün sürekli olarak hareket etmesinden dolayı tamamen kişiye özgü olarak belirlenmektedir.
Doğum haritası, bizim duruşumuz, görünümümüz başta olmak üzere hayatımız, potansiyelimiz, finansal durumumuz, iş hayatı, aşk hayatı, yolculuk, savaş, spritüel gelişimimiz için fırsatları, imkanlarımız hakkında pek çok bilgi verir.
Hedef, strateji belirlemek, bir yol haritası çizebilmek, ruhumuzun amacımıza giden yolu bulabilmemiz, doğum haritamız sayesinde çok daha kolay.
Doğum haritası, kendi kör noktalarımızı anlamanın ve bu bilgiyi kişisel gelişimimiz için kullanmanın mükemmel yoludur.
Doğum Haritası sadece insana özgü değildir; çünkü doğum, bir başlangıçtır. Yani bir ülkenin, bir evliliğin, bir şirketin, kısaca doğan, dünyaya gelen, başlangıç tarihi olan her şeyin, başladığı anın yerine, enlem ve boylama göre çizilen, üzerine gezegenlerin konumlarının işaretlendiği bir gökyüzü haritası vardır ve çıkartılabilir.
Doğum haritamızda sahip olduğumuz zayıf ve güçlü yönlerimizi keşfederek hayat yolunda doğru seçimler yaparak yaşama kalitemizi arttırabiliriz.
“Kendini bilen Rabbini bilir” herşeyin başı kendini yani potansiyellerini bilmek, sonu ise Rabbini görmektir.
.
Zübeyde Kızılyer Aslan, dikGAZETE.com