USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Depremlerle yıkılan sadece binalar değildi: Eski Türkiye’nin enkazı da kaldırılıyor!

Depremlerle yıkılan sadece binalar değildi: Eski Türkiye’nin enkazı da kaldırılıyor!
27-04-2025

Depremlerle yıkılan sadece binalar değildi: Eski Türkiye’nin enkazı da kaldırılıyor!

Türkiye’nin yaşadığı depremler, yalnızca birer doğa olayı değil, aynı zamanda bir tarihî tasfiye sürecinin parçalarıdır.

Çünkü yıkılan sadece binalar değil, eski Türkiye’nin çürümüş düzeniydi.

1999 Marmara Depremi’nde devletin, belediyelerin, sistemin ne kadar çürük ve ihmalkâr olduğu acı şekilde ortaya çıktı. Yalnızca insanlar değil, güven duygusu da göçtü. İşte bu derin hayal kırıklığı, 2002 seçimlerinde halkın iradesiyle siyasete yansıdı. Millet, sadece bir hükümeti değil, bir dönemin zihniyetini değiştirmek için sandığa gitti.

2002’den sonra başlayan süreç, Türkiye’nin politik, ekonomik ve sosyal alanlarda adım adım yeniden inşasını başlattı.

- Türkiye, IMF’nin kapısında borç dilenen bir ülke olmaktan çıktı.

- İçeriden ve dışarıdan yönlendirilen vesayet odaklarına karşı kendi milli iradesini tahkim etti.

- Yıllardır ötelenen özgüven duygusunu yeniden kazandı.

Bu değişim sadece sandıkta değil, toplumun her hücresinde hissedildi. Ve tıpkı doğanın depremlerle çürük yapıları ayıklaması gibi, bu süreç de eski Türkiye’nin dayanıksız kurumlarını, alışkanlıklarını ve anlayışlarını birer birer tasfiye etti.

Van’da, Elazığ’da, İzmir’de, Kahramanmaraş merkezli depremlerde sadece evler değil; eski Türkiye’nin temelsiz şehircilik anlayışı, rant odaklı düzeni ve sahte modernliği de yerle bir oldu. Her yıkılan bina, her dökülen moloz, geçmişin ihmal ve suistimallerinin simgesiydi.

Bu yüzden bugün yaşanan depremler, sadece bir coğrafyanın değil, bir zihniyetin temizlenmesidir.

Eski Türkiye hem halkın iradesiyle hem doğanın adaletiyle tarih sahnesinden siliniyor.

Ve şunu bilmek gerekir:

Yeni Türkiye, sosyal, politik ve coğrafi depremlerin üzerinden bir yıldız gibi yükselecektir.

Bu yıkım, bir son değil, bir dirilişin başlangıcıdır!..

Bugün dökülen her moloz, geçmişten kalan her tortu, toprağa karışarak yok oluyor.

Ama bu bir son değil; asıl başlangıç burada.

Çünkü yıkılan;

- Halkı hor gören,

- Milletin iradesini küçümseyen,

- Siyasi ve ekonomik vesayet odaklarının Türkiye’yi pranga gibi esir aldığı eski düzenin kendisidir.

Her yıkım, bir temizlenmedir.

Her enkaz, bir yeniden doğuşun toprağıdır.

Bugün Türkiye, yalnızca binalarını yeniden yapmıyor.

Yeni şehirlerle, yeni kurumlarla, yeni insan profiliyle, yeni bir medeniyet yükseltiyor.

Artık bu milletin temeli;

- Adalet,

- Hakkaniyet,

- Milli şuur,

- Üretim ve özgüven üzerindedir.

Bugün kurulan her sağlam yapı, geleceğin Türkiye’sinin de temel taşlarını oluşturuyor.

Ve bu kez sadece bir binayı değil, kökleri sağlam, ufku açık bir büyük medeniyeti ayağa kaldırıyoruz.

Tarih boyunca nice badirelerden geçtik;

Ama her defasında Allah’ın izniyle daha da gür bir şekilde doğrulduk.

Bu defa da öyle olacak.

Ve bu defa sadece ayağa kalkmayacağız;

Bu defa yürüyüşümüz,

Adaletle, imanla ve kudretle, tüm dünyaya bir yıldız gibi doğacaktır.

.

Barbaros Nasün, dikGAZETE.com

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?