DEPREMLERDE EN AZ HASARA MARUZ KALMAK İÇİN İNŞAAT, İMAR, ZEMİN SORUNLARININ AŞILMASINDA HANGİ YOLLAR İZLENMELİDİR, İNŞAAT TEKNOLOJİLERİ NASIL OLMALIDIR?
Depremler büyük hasar veren çok acımasız tabiat olaylarıdır. Hazırlıklar, depremlerin bu özelliklerine göre yapılmalıdır.
Depremin hasar verme boyutunu aşağıdaki faktörler etkiler.
- Çoğu büyük depremlerin merkez üssü nerede, kaç km derinlikte, deprem bölgesinde yapılaşma oranı ne?
- Fayın uzunluğu, kırılan fay oranı, yer zemini şartları, arsanın şekli binanın yeri ve şekli, yapı yer zeminine uygun yapılmış mıdır?
- Sağlam mıdır?
- Sismik hareketi karşılayacak bir tertibat yapılmış mıdır?
Fay hatları arasında gerilimdeki artışa dayalı olarak depremin beklenen tarihi, deprem tahminleri konusunda meteorolojik hazırlıklar, toplumun ilkyardım hizmetleri de dahil olmak üzere, depreme hazırlık derecesi hasarın boyutunu etkiler.
"Yıkılan binaların enkaz haline gelmesinde pek çok hususun tesirli olmasının yanında binaların yaşı, temellerin oturduğu zeminlerin taşıma kapasitelerinin düşük olması, inşaatlarda kullanılan malzeme kalitesinin düşüklüğü, kolonlar ve kirişlerin en kesit boyutlarının küçük olması ve içindeki demir miktarlarının yetersizliği, taşıyıcı sistem elemanlarının hesapsız inşa edilmemiş olmaları tesirli oldu.
Binaların inşa edildiği yıllarda yürürlükte olan yönetmeliklere uygun olarak, diğer yapım kusurları ile bitişik nizamda inşa edilen binaların kat seviyelerinin farklı olmaları gibi hususlar en belirgin yıkım nedenleri olarak görülmüştür.”
Prof. Dr. Hasan Sözbilir dikkat çeken bir değerlendirme yaptı.
Sözbilir, "Kahramanmaraş depremleri 7.5 üstü büyüklüğündeydi. Fakat bu depremler 11 şiddeti seviyesinde hasar yaptı.” dedi.
Binlerce bina yıkıldı. Altyapı sistemi çöktü. Köprüler yıkılıp, demir yolu rayları hasar gördü. Prof. Ahmet Ercan, depremin hasar şiddetinin 12 ve en yüksek seviye olduğunu söyledi.
Normal bir depremde yıkılan bina sayısı yüzde 6 civarındadır. Bu depremde yüzde 20 olmuştur. Çünkü 7 şiddetinin üzerinde ana depremler yaşanmıştır. Binaların yüzde 98’i eski yönetmenliklere göre yapılmış yapılardır. Yapı barışı değil depremle barışık yapı hedef alınmalıdır.
Bu depremde 1999 depremi öncesi yapılmış binaların yüzde 98 bina yıkıldı. Yapı göçüklerin yüzde 75'inin ana nedeni, dikme-kiriş bağlantılarının sıkıca demirle sarılarak kenetlenmemesidir.
Göçüklerin yüzde 20'si yerden gelen, yüzde 80'i ise yapısal eksiklikler nedeniyle oluşur. Hem yer, hem de yapı dayanıklı olmalıdır.
Fayın kestiği bölgelerde ayakta duran tek bir yapı olmadığını belirten Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, "Bütün yapıları fay parçalamış. Fay konusunda bir yasaya ihtiyacımız var. Fayın üzerine yapılaşmayı engellemeliyiz" dedi.
Sahadaki incelemelerde sıvılaşma gördüklerini de söyleyen Gökçeoğlu, "Sıvılaşan yapı üzerinde eviniz varsa ya yıkılır ya da ağır hasar alır" Antakya ve İskenderun'un fay hattı üzerinde olmadığı halde neden büyük hasar aldığını şöyle değerlendirmiştir." dedi.
Buradaki hasarların çoğunluğu zemin ve kötü yapılaşma. Yani sıvılaşma, yanal yayılma, yapının zemine uygun yapılmamasından kaynaklanmıştır.
Hatay Hassa, Gaziantep'in İslahiye ve Nurdağı ilçelerinin tamamı fay üzerine oturuyor, bu ilçeleri fay kesiyor.
Fayın kestiği bölgelerde ayakta duran tek bir yapı yok.
İyi yapılmış, kötü yapılmış, bina yüksekmiş, alçakmış, tek katlıymış, az katlıymış dinlememiş fay, bütün yapıları parçalamış.
Zemin etütleri, yasak savmak için değil bilimsel tespitlere uygun olarak yapılmalıdır; "Sıvılaşma tehlikesini ortadan kaldırmak için gerekli tedbirler alınmalıdır.”
Kuruyan Amik Gölü arazisini yeniden imara açmak sakıncalıdır, boşaltılmalıdır.
Bu kesimde beklenen deprem, delice olacağına göre hasar ve insan kaybından kurtulmak mümkün değildir.
Bazen binalar yapılıp, iskân alındıktan sonra binaya müdahale ediliyor. Altlarındaki dükkânlar ve işletmelerde kolonlar kesilmiş olabiliyor. Binanın, olduğu yere çöktüğünü görüyorsunuz.
Deprem bölgesinde yıkılan binalar arasında görülen bazı dükkânlardaki kolonlar kesilmişti, bununla ilgili yapılan münakaşalar gördük.
Bazı binaların inşaatında çürük demir ve deniz kumu kullanıldığı görüldü.
Bazı binaların harçları tıpkı kül gibi dağıldı.
Bazı binalar sağlam olmasına rağmen kavak gibi devrildi.
Çoğu yıkım, fay hattı üzerinde olmak veya zemini çürük olmaktan kaynaklandı. Bunun için zemin etütleri, yasak savmak için değil bilimsel tespitlere uygun olarak yapılmalıdır.
Çürük zeminler yeteri kadar berkitilmeden inşaat yapılmasına izin verilmemelidir.
Bir yapının sağlam yapılması 1 birime çıkıyorsa, o yapının depremle göçmesinin ülkeye maliyeti 36 kattır. Bu nedenle yapıların uzun ömürlü olması milli ekonomi açısından hayati derecede önemlidir.
Yıkılan binalardan sadece müteahhitler sorumlu değildir.
Yapı denetim firmaları, onları denetleyen imar müdürlükleri, Belediye başkanları da sorumlu tutulmalıdır.
Askerlikteki şu ilke her yerde geçerlidir: Komutan birliğinin yaptığı ve yapmadığı her şeyden sorumludur.
Yerleşimleri düzde tutmayıp, kesin deprem güvenliği için dağ yamaçlarına doğru çekmeliyiz.
Kahramanmaraş’ta yaşanan ve bölgedeki birçok ilde büyük yıkıma sebebiyet veren depremin mali zararının 84 milyar dolar civarında olduğu belirtilmişti. Ancak Dünya Bankası’nın Aralık 2021’de yayımladığı bir raporda dikkat çeken değerlendirmelere yer verildiği öğrenildi. Bu kapsamda Türkiye’deki bütün evleri depreme dayanıklı hale getirmenin 465 milyar dolara mal olacağı tahmin edildi.
Adana'nın merkez Çukurova ilçesi Güzelyalı Mahallesi'nde bulunan 16 katlı Hasan Alpargün Apartmanı da yerle bir oldu. 92 kişinin yaşadığı saptanan ve enkaza dönen binadan şu ana kadar 70 kişinin cesedi çıkartıldı. Tutuklanan müteahhit “mukadderat" cevabını verdi.
İsimleri Rönesans Rezidans- “Cenneten bir kare”, reklamıyla pazarlanan acayip isimleriyle ünlenen Akademi City Sitesi, Pentapark Sitesi, Trend Garden Residence gibi şaşaalı binalar yıkıldı.
Adlarının acayipliği bir tarafa, gösterişleri ve pahalı fiyatlarıyla ünlenen bu binalar, tek bir kişi kurtulmayacak şekilde yıkıldı.
Demek ki gösterişe, yanıltıcı reklama, pahalı fiyatlara itibar etmemek gerekiyor.
Bu yazıya son verirken şunu da ifade etmek gerekiyor: Korkup, göçmeye, taşınmaya gerek yok!..
Devletimiz ve milletimiz daha sağlam binalar yapacaktır. Hiç kimse mağdur olmayacaktır.
.
Suat Gün, dikGAZETE.com