Dünyada adalet gerektiren bir yasanın çıkması neredeyse insan ömrünün elli yılına denk geliyor yani ömrünüzce mücadele ettiğinizde bir şeylerin değiştiğini şanslıysanız ölümünüze yakın görebilirsiniz.
Ayrıca sivrisineklerin yetmiş yedi dişi var.
İsterseniz ikisini de araştırabilirsiniz.
Herkese özgürlük yoksa, özgürlük yoktur.
***
Kimlik, elimize “sen busun” diyerek tutuşturulan şey değildir
Hep düşünmüşümdür yaşamak için çok çaba gerekiyor; ölmek iki saniyede olabilen bişey.
Hangisi doğru!..
Büyük büyük şeyler bize hep kısa gelen zamanlar içindeyken...
“Küçük şeyler” oluyor hızla olanlar...
Bunu reddediyorum.
***
Zaman çok zarif…
Akşamdan beri yağmur yağıyor, yağmuru izlerken bu dünyada insandan başka yarım kalanın olmadığını hatırladım.
Her şey başlıyor ve bitiyorken, insan hangi dünyaya ait olduğunu bulana kadar yitip gidiyor.
Ardından bıraktıkları, onlara sahip olanların da bırakıp gitmesiyle son buluyor.
Yağmurun ötesi yok mesela!
Burada şimdi bardaktan boşanırcasına döküyor kendini...
Karışıyor ve veda ediyor…
Ardından kalanları, sonrasında dönüşeceği şeyi düşündüğünü hiç sanmıyorum.
Böylesi güzel kafa kimde var!
Bunu değiştirebilecek bir Allah’ın kulu yok!
***
Ne elde etmek istiyoruz!
Adımız altın harflerle nereye yazılacak!
Dünya kaçıncı dönüşünde bizi silkelediğini hatırlayacak mı?
Mars “bende hayat olsa n’apacan” diye nanik yapıyor…
Kasetin filmi dolanmış, elimize vermişler.
Hepimiz rahat yaşamak istiyoruz…
Bu vaadi kimden aldık hiç bilmiyorum; komşu hariç!..
Evini psikopatın birine satıp gidince kurtulacağını sanıyor.
***
Zaman inceliyor…
İnceldikçe nabzımızı kontrol edişinin sebebi var.
Bize fısıldıyor…
- Yağmur güzel yağıyor…
‘Güzel’i haketmiyor.
Kendisi güzel.
Neye prim verirsiniz bilmem.
Bugün sadece bir an bunu düşünmek üzre…
Söyleyeceklerim bu kadar.
.
Arzu Leyal, dikGAZETE.com