USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Değerli olan hayat değil hayatın amacıdır!

15-03-2021

Her insanın içinde, üstün özelliklerle donatılmış bir potansiyel mevcuttur. 

Ortaya çıkartmakla vazifeli olduğumuz ve hayatımızın amacını anlamamıza da yarayacak bir donanımdır bu. 

Potansiyelini keşfedemeyen, kendisini gerçekleştiremeyen, yapamayacağı şeylere takılıp yapabileceklerinden de mahrum kalan birinin ömrü, tam manası ile “beyhude geçen bir ömür” olsa gerek. 

Sezai Karakoç “değerli olan hayat değil hayatın amacıdır” der.

Oysa içinde bulunduğumuz çağda, çoğu insan için değerli olan hayattır ve amaç, onu yaşamaktır!..

Ailemizde, çevremizde ve eğitim sistemimizde artık iyice yerleşmiş ve kanıksanmış olan bu yaklaşım, bizim hayatımızın amacını anlama şansımızı elimizden alır. 

Çünkü nasıl düşüneceğimiz değil neyi düşüneceğimiz, hatta neyi isteyeceğimiz belirlenmiştir. 

Farklı düşünmek, farklı bakmak, farklı görmek -yenilikçi düşünmek- hoş karşılanmaz. 

Sıradan olmak teşvik edilir. 

Yeteneğimiz olup olmadığına bakılmaksızın hangi mesleği yapacağımız bile dayatılır. 

Oysa insanların parmak izi, sesinin rengi, yüz hatları, kan bileşenleri farklı olduğu gibi yetenekleri ve üstün özellikleri de farklıdır. 

Her insanın şahsına münhasır özellikleri çoktur. 

Sesin, gözlerin ve yüzün şifre yerine geçtiği bir dönemdeyiz.

Kulağa ilk etapta abartılı gelebilir fakat dünyada bir eşimizin daha olmadığı kesinlikle doğrudur. 

Hepimize bir hayat bahşedildi ve bunun bir amacı olmaması düşünülemez. 

- Ne yapmamız gerekiyor?

- Neler yapabiliriz?

- Potansiyelimiz nedir?

Bu soruları kendimize sorarak bu amacı bilmemiz, anlamamız ve uygulamaya geçirmemiz gerekiyor. 

Küçükken onu iple bağladıkları kazıktan defalarca kurtulmayı deneyen fakat kurtulamayan, büyüdüğünde rahatlıkla kurtulabilecekken bu sefer de denemekten vazgeçen fil örneğinde olduğu gibi, “öğrenilmiş çaresizliğin” bizi bu arayıştan alıkoymasına izin vermemeliyiz. 

Özellikle aile ve okulda çocuklarımız, iş hayatında ise çalışanlarımız için bu konu çok önemli. 

Onlara destek olmalı ve üstün özelliklerini, potansiyellerini ortaya çıkarmalarına yardımcı sistemler geliştirmeliyiz. 

Bu sistemler ailede başlayıp, okulda ve hayatında devam etmeli. 

Üstün özellikler deyince “Hangi konumda olursa olsun, karşınıza çıkan istisnasız her insan, en az üç özelliği ile sizden üstündür diye bir söz geliyor aklıma. 

Ve çok haklı buluyorum bu sözü; belki kırılan eşyaları ya da kalpleri tamir konusunda sizden daha beceriklidir, belki sizden daha cömert ve belki sizden daha merhametli biri ya da daha samimi bir inanandır. 

Sizden daha iyi bir ezber yeteneğine ya da sizden daha iyi bir hafızaya sahip de olabilir, bilemezsiniz. 

Fakat en az üç özelliği ile sizden üstün olduğuna şüpheniz olmasın. 

Dağdaki çobanı cahil gören cahillerin yaptığı gibi bir başka kişiyi ya da kitleyi küçümsemeye kimsenin hakkı olamaz.

Bu konuyu Özkan Öze’nin “Vapurdaki Adam” hikayesi çok güzel vurgular. 

Kendisi, vapurda tek başına oturan bir adam görür. Adam o kadar çirkindir ki gayri ihtiyari kötü şeyler düşünür. 

Oysa birazdan simit almaya gitmiş olan eşi ve çocuğu yanına otururlar. 

Çocuğun babasına, babasının çocuğa karşı gösterdiği sevgi dolu davranışlar, adamın güler yüzle ve merhametle çocuğunu sevip sarmalaması, karısına gösterdiği nezaket, yazarı mahcup eder. 

Ve “Allah’ım ne güzel kullar yaratıyorsun” diyerek tövbe etmek durumunda kalır.

Bir ömür yaşayıp, potansiyelini açığa çıkartamamış, kendisi ile tanışamamış ve bu dünyadan bu şekilde göçmüş insanların oranının yüksek olduğu kanaatindeyim. 

Oysa en az bir konuda çok iyi, belki de en iyi olma potansiyeline sahibiz

O konuyu ya da o yeteneğimizi ortaya çıkartmak bizim mutlu, faydalı ve tatmin edici bir hayat yaşamamızı sağlayacaktır. 

Akıllı telefon” misali, donanımımızda yükleyebileceğimiz - kullanabileceğimiz birçok yararlı uygulama olduğu halde kullanmamak, potansiyelimizin de heba olmasına neden olacaktır. 

İnsan için belki de en büyük israf budur.

Yaşımız kaç olursa olsun işe bunu idrak etmekle başlayalım ve şunları soralım kendimize: 

- En iyi yaptığımız şey nedir?

- En çok keyif alarak yaptığımız meşguliyet nedir?

- Geçim derdimiz olmasa aslında ne yapardık? 

- Hangi konularda sıradanlıktan ayrılıyoruz? 

- Hangi konular bizi mıknatıs gibi çekiyor? 

- Yaptıklarımızı istediğimiz için değil birileri istediği için mi yapıyoruz? 

- Başkasının hayallerini gerçekleştirmek için mi çalışıyoruz?

- Kendi hayallerimizden niye vazgeçtik?

Başrolünde George Clooney’in oynadığı “AKLI HAVADA - UP IN THE AİR” filminde kahramanımız, çok uluslu bir şirkette işten çıkartılan çalışanlara bunu tebliğ etmekle görevlidir. 

Zorlu bir görüşmede sorduğu bir soru, işten çıkartılacak olan çalışanın yumuşamasını sağlar. 

Üniversite yıllığında müthiş bir aşçı olduğu ve kendi işini kurmayı istediği yazılı olan bu emektar muhasebeciye şu can alıcı soruyu sorar:

-Hayallerinden vazgeçmek için aldığın ilk maaş ne kadardı? 

“Herkes Doğuştan Başarılıdır” isimli kitabın yazarı Prof. Colin Turner’ın sorduğu şu soru ise hayatının amacını anlayamamış ve potansiyelini heba eden bizler için de faydalı bir soru olabilir:  

Size şu an 1 milyon lira verseler ne yapardınız? (orijinalinde aynı rakam usd olarak belirtilmiştir.)

Aynı işte kalır mıydınız?

Aynı ilişkileri yürütür müydünüz?

Ya hobileriniz?

Bir iş kurar mıydınız?

Konunuzla ilgili ders mi verirdiniz? 

Bir kitap mı yazardınız?

Hobinizi ya da sizi cezbeden bir mesleği yeni bir meslek mi edinirdiniz?

Eğer ‘iş değiştirir miydiniz?’ sorusuna yanıtınız evet ise büyük olasılıkla şu anda yanlış işi yapıyorsunuz.”

1 milyon TL verilirse işi hemen bırakırım. Yoksa bu pandemide, bu işsizlikte biraz zor, istemeden de olsa devam ederim” diyenlerimiz olacaktır. Fakat Prof. Colin Turner şöyle devam ediyor:

“Anlaşılması gereken nokta, ne yapmak ve ne olmak istiyorsanız bunu başarabileceğinizdir. 1 Milyon TL ile olabileceği kadar çabuk olmasa bile, eğer bir şeyi gerçekten isterseniz başarabilirsiniz.”

.

Hüseyin Burak Uçar, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Feridun
Feridun 4 yıl önce
Hüseyin Bey çok değerli bir konuyu makalenize taşımışsınız. İnsanların yeteneklerinin farkında olması ve buna uygun koşullarda çalışması başarı ve mutluluk adına çok değerli...
Emine Akkaya
Emine Akkaya 4 yıl önce
Çok güzel bir konu. Biz yapamasakta co uklarımız icin en azından daha duyarli olabiliriz bu konuda sevdikleri mutlu oldukları birer isleri,mesleklei olur inşAllah
Fatih TUNCA
Fatih TUNCA 4 yıl önce
Güzel yazınız için teşekkürler Hüseyin bey.
Mehmet Şakir
Mehmet Şakir 4 yıl önce
Emeğinize sağlık bir sonraki yazınızı sabırsızlıkla bekliyorum
Eyüp Özcan
Eyüp Özcan 4 yıl önce
Hayatımızın en önemli 2 günü; doğduğumuz gün ve neden doğduğumuzu anladığımız gündür. Bu güzel yazı ve emekleriniz için teşekkürler
Bır Dost
Bır Dost 4 yıl önce
Dostum yine ruhumuzu hareketlendiren bir yazı kaleme almıs. Hayatimizda olmasıni istedigimiz ile olanın bir mizanini olusturdugumuzda ortaya ne cikiyo bi gorelim. Onceden soyleyeyim bu mizani olusturabilenlerden olmak bir ayricalik bence. Ulkemiz sartlarinda ilerye dönük plan yapabilen kac kisi var aramızda. Ben sunu istedim ama bu oldu diyebilen bir adim one ciksin lutfen. Universiteyi kaçımız meslek edinme amaci haricinde okudu. Evet her ınsanın bir potansiyeli var. Ama toprak altindaki cevheri yuzeye cikarip işleyebilecek bir madenci lazim. Ben bu madenciye sistem diyorum. Bu sistem oyle bir dayatmacı ki bunu kırabilen hedeflerine ulasabilmese bile bence hayatın kahramanıdır. Hayallere ulasilmasina yonelik yazi gercekten harika. Ancak ben hayallere ulasmadan once hayal kurabilen ve bunu ısrarla surduren bir neslin gelmesini ve bunun icin yasadigimiz ortamin elverisli olmasını diliyorum.
Filiz TEMİR
Filiz TEMİR 4 yıl önce
Hüseyin bey, yine güzel bir konu seçmişsiniz. Fazlaca uzun yazılmasından kaynaklı bir miktar konudan kopsam da gündemde ve önemli bir konu. Potansiyelin ortaya çıkarılması KOÇ’luğun işi olup, KOÇ Danışanına doğru ve güçlü sorular sorarak potansiyelini performansa dönüştürmesinde yoldaşlık edendir. Kişi kendisinin Koç’u olabileceği gibi bu konuda profesyonel bir destekte alabilir. Yeter ki bunu yapmayı istesin. Her insanın eşsiz ve özel olduğuna inanıyorum yeter ki iyi yönlendirilebilsin ve kendindeki gerçek potansiyelini görerek hayatta ne yapmak istediğine ve nasıl yapacağına odaklı, üretken bir varlık olmayı seçebilsin.
Fatih..
Fatih.. 4 yıl önce
Cok sürukleyici bir yazi olmus. Bir cirpida okudum. Yureginize, kaleminize saglik.. her zaman dendigi gibi: mutlu oldugun isi yap...
Gamze Topçu
Gamze Topçu 4 yıl önce
Hüseyin bey yol gösterici olmuşsunuz Gerçekten bilginin ve bilincin yolunu bu yazınızla göstermişsiniz İnsanı geliştiren hangi yol kolay ki Tebrikler
Sevgi
Sevgi 4 yıl önce
Çok başarılı bir yazı olmuş yine , herkesin istediği sevdiği severek gittiği hayallerine işine kavuşması dileğiyle .
Mesut isen
Mesut isen 4 yıl önce
Güzel bir yazı olmuş yüreğinize sağlık (:
Nazan
Nazan 4 yıl önce
Çok güzel bir yazı olmuş.Keşke herkes yeteneklerine,hayallerine uygun bir işte çalışma şansına sahip olsa...Bugünün koşullarında bu çok zor maalesef...Herkesin hayallerine ulaşması dileğiyle....
Bilal Gökhan Kurt
Bilal Gökhan Kurt 4 yıl önce
İnsan diliyle veya bizzat mücadele ederek birde asıl önemlisi istidadi ile dua eder.Eğer diliyle veya fiilen yaptığı dua istidadi ile celisiyorsa boşa kürek çekiyor demektir.Bir insan için en önemli mesele istidadini şu üç günlük dünyada mümkün olduğunca çabuk kesfedip yola koyulmalidir.Zaten o yol onun için en kestirme ve doğru yol olacaktır.
Süleyman kocapınar
Süleyman kocapınar 4 yıl önce
Keyifle okudum kaleminize sağlık.
FİKRET GÜNEŞ
FİKRET GÜNEŞ 4 yıl önce
Benimde en büyük amacım karşılıksız insanlara yardımcı olabilmek onları mutlu edebilmek inş. Bir gün dileğiyle
Veysel EKİNCİ
Veysel EKİNCİ 4 yıl önce
Güzel bir çalışma olmuş yine.Elinize sağlık. Yazı ana hatları ile 4 ana konuyu içeriyor: 1-Hz Ali'nin düşman karşısında zora düştüğü bir anda, 40 kişinin kaldırabileceği Hayber Kalesi'nin kapısını tek başına kaldırıp kalkan olarak kullandığı tarihi bir vaka olarak rivayet edilir.Uzmanlar da kişi mecbur kaldığında güç kapasitesinden daha fazlasını kaldırma potansiyeline sahiptir derler. 2-Her birey farklı alanlarda farklı yeteneklere ve yapabilme kapasitesine sahiptir. Çocuk yaşlarda bu yetenek ve kapasiteler tespit edilip, o yönlere kanalize edilmelidir. Dayatmalar işi sevmemeyi ve başarısızlığı getirir ve bir ömür heba olur. Bu durum iş hayatında olduğu gibi, evlilik hayatında da geçersizdir. Zoraki devam ettirilen bir evlilik; dünya ve ahiret pişmanlığı getirir. Her iki tarafın olduğu gibi, çocukların ve toplumun huzursuz, mutsuz, başarısız olmasını doğurur. 3- yıkılması gereken : Ögüvensizlik, cesaretsizlik, karamsarlık,sevgisizlik. 4-insanlar sosyal varliktirlar. Birbirlerini farklı yetenekleri ve kabiliyetleri ile tamamlarlar. Yeteneklerin ortaya çıkması konusunda birbirlerine yardımcı olurlar. 5- En önemlisi de:"Başkası olma kendin ol" prensibidir. Güdülmeden, yönlendirilmeden kişi kendi kararını verebilmeli, sevdiği, yetenekli olduğu alanda devam etmelidir. Elbette, bilgi almak, istişare etmek gereklidir. Son sözü kişi söylemelidir.
Özkan
Özkan 4 yıl önce
Yazıyı okurken bazen bensen bahsediyor dediğim yerler oldu. Hepimizin içinde bir potansiyel var ve bunu istediğimiz yöne doğru olarak kanalize edebilmek için çaba göstermemiz çok önemli. Yazıtı çok beğendim.
Veysel EKİNCİ
Veysel EKİNCİ 4 yıl önce
Güzel bir çalışma olmuş yine.Elinize sağlık. Yazı ana hatları ile 4 ana konuyu içeriyor: 1-Hz Ali'nin düşman karşısında zora düştüğünde 40 kişinin kaldırabileceği Hayber Kalesinin
Selma Köroğlu
Selma Köroğlu 4 yıl önce
Yine çok keyif alarak okuduğum bir yazı olmuş teşekkürler Hüseyin bey ????????????????????????
Ozgur Arabaci
Ozgur Arabaci 4 yıl önce
Bu güzel yazı için teşekkürler, yine ahh be keşke, evet ya çok doğru, hmm neden olması ki diye diye okuduğum bir yazı oldu ama günün sonunda öğrenilmiş çaresizlik yakamı bırakmıyor. 1 milyonluk soruya gelince , soru sorulduğunda evli mi yoksa bekar mı olduğuma göre cevap değişir. Malum coğrafya kaderindir! tek başına kararlar alamıyorsunuz istesenizde.
Nurullah
Nurullah 4 yıl önce
Gerçekten amacıyla isteği denk gelmeyen milyonlarca hayat heba olup, ortaya çıkmadan gidiyor. Hayat dediğimiz şey onu nasıl yaşadığımız değil nasıl baktığımızla anlam kazanıyor. Ve bakış açımızla iyi veya kötü insan, kul oluyoruz. Onun için aslında bir ömür ulvi bir amaç ve çabayla değerli ve unutulmaz oluyor. Elinize sağlık gönüle dokunan yazılarınızın devamını dilerim. Selamlar.
Cumhur Karasu
Cumhur Karasu 4 yıl önce
Bana bi milyon lazım. 1.000.000 dolar.
Özlem KALAY
Özlem KALAY 4 yıl önce
İstersek her şeyi başarabileceğimiz bizlere çocukluğumuzdan beri söyleniyor. Bazen başarmak için bir şeyin bizi uyarması gerekir. Bu yazı tamda öyle bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık????
Yasemin
Yasemin 4 yıl önce
Hüseyin Bey çok güzel bir yazı
Yıldıray Yıldız
Yıldıray Yıldız 4 yıl önce
Hayattan kesitlerle bizi şaşırtmaya devam ediyorsunuz, gerçek dünya ve hayal dünyamız her ne kadar birbirinden farklı olsada insanoğlu geçim sıkıntısı yaşamama adına kendi potansiyelinin farkında olmadan bir ömür sürdürmektedir.Çocuk yaştan beri bize öğretilen tek şey “”oku oku adam baban gibi ..... ” olduğu için kalıpları kırmamız çok zordur. Kaleminize sağlık HÜSEYİN bey
Canca
Canca 4 yıl önce
Felsefenin kendini tanı söylemi budur. Kişinin kendi kişiliğinin özelliklerini ortaya çıkarmak... Kendini tanımak ve bilmektir. Sayın yazar Önemli bir konuya değindiniz . Tebrikler...
Nigar Özel
Nigar Özel 4 yıl önce
Yazının içeriği insanı harekete geçirecek nitelikte gerçekten yazıdaki kitap ve filmde ilk fırsatta takip edilecekler listeme alınmıştır tavsiyeniz için teşekküroer
Ayla karasu
Ayla karasu 4 yıl önce
Evet amacımızı bilmek için kendimize sorular sormaya başlsyabiliriz.Farklılıklarımız bizim güzelliklerimizdir.Yazdıklarınızı beğenerek takip ediyorum kaleminize sağlık.
Gökhan İN
Gökhan İN 4 yıl önce
Kalemine yüreğine sağlık,Güzel bir konuya değinmişsiniz..
Nuh
Nuh 4 yıl önce
Bir kamyon arkası sözünde der ki; bizim de çiçeklerimiz açacaktı ama yanlış toprağa dikildik. Önemli olan doğru çiçeği doğru toprakla buluşturmaktır.
Selda erkan
Selda erkan 4 yıl önce
Bu hafta bizi beklettiniz ama yine güzel bir yazı ile bizi bilgilendiriniz Hüseyin bey.cok teşekkür ederiz
Mehmet Zeki AKTAŞ
Mehmet Zeki AKTAŞ 4 yıl önce
Değerli olan hayat değil hayatın amacıdır! Güzel başlık ama eksik olduğunu düşünüyorum para bu denkleme oturmuyor hocam emeğinize sağlık