Yakın zamanda sosyal medyada Hindistan’da 10 yaşında tecavüze uğrayan bir çocuğun videosu düştü.
Süreci takip ettim.
Hindu bir çete tarafından sadece Müslüman olduğu için cinsel şiddete maruz kalan bu yavrucağa bunu yapan sapıkları, devlet serbest bıraktı.
İnsanın zihnini düğümleyecek kadar korkunç bu olayın ilk olmadığını yazmak benim için de çok zor.
Hindistan’da çoğunluğu oluşturan Hinduların arasında dünya kamuoyunun “Hindutva” olarak bildiği sapkın bir grup bulunuyor.
Bu gruptakiler, özellikle Müslümanların evlerini yakmak, linç etmek, tecavüz gibi onlarca suçu rahatlıkla işliyorlar.
Bu çetenin “dini” liderleri, Hindu halkı, özellikle tecavüz suçunu işlemeleri için teşvik ediyor, Müslümanların en acı biçimde katlini salık veren çağrılar yapıyorlar.
Resmi devlet görevlileri de bu suçlara katılıyor, insanların evlerini yıkıyor, linçleri cezasız bırakıyorlar.
Küresel anlamda bu sapık liderlerin dünya üzerinde her yere girişinin yasaklanması ve kırmızı bültenle aranması gerekirken Hindutva, İngiltere’de hızla örgütleniyor.
Ve hak savunucusu örgütlerin raporları dışında henüz ortada herhangi bir aktivizm yok gibi görünüyor.
Erdem, ahlak, insanlık, vicdan vesaire hiçbirşey anlatmayacağım.
Bu bir gerçek ve hepimiz neyin ne olduğunu tartabilecek zekaya da vicdana da sahibiz.
Ben, yapılacaklar hakkında yazmak istiyorum çünkü maşallah sosyal medyanın ruh yiyicileri, video atıp üzüntü belirtmekten öteye gitmiyorlar.
Allah ıslah etsin, bu bir aktivizm değildir.
Vicdanımız bize yol gösteren öncüdür.
İlk yapmamız ve ısrarla sürdürmemiz gereken, sosyal medyada bu duruma tepki veren insanlara katılmalıyız.
Eğer güçlü bir şekilde muhatabına sorarsak, en azından bir rahatsızlık olduğu fark edilecektir. Muhatabına maille, telefonla, CİMER üzerinden ulaşmalıyız.
Yasal bir biçimde neden bu vahşetin durdurulmadığını sormalıyız.
Sormalıyız, cevap alabilmek için. Hindu dizilerini yayınlayan kanalların izleyici temsilcilerine mailler göndermeli, bu dizi filmlerin yayınlanmasını yani satın alınmasını engellemeliyiz.
Masum insanlara zulmeden bir inanca finansörlük yapmak, zulme ortak olmaktır.
İzlemeyi bırakmalıyız her şeyden önce.
TV karşısında bu dizileri izleyen teyzelere, durumun ne olduğunu, aslında izlediği insanların inancını, kadınlara, çocuklara nasıl davranıldığını anlatmalı, aktivizmi evden başlatmalıyız.
Hint kültürü özellikle yoga ile hayatımıza girdi.
Sadece Budizmde değil, Hinduizmde de yoga var. Eğer bir yoga salonu üyeliğimiz varsa, bu şiddeti protesto ettiğimizi belirterek kaydımızı sildirmeliyiz, sildiremiyorsak bile, oradaki insanların bilinçlenmesini sağlamak için öğretilen yoga felsefesiyle, yaşanan arasındaki ciddi farkı dile getirmeliyiz.
Herhangi bir şekilde, bu kültürün popülerliğine katkımız varsa, bu masumların yangınına bir damla su taşıyabilmek için elimizden gelen her şeyi yapmalı, katkımızı geri çekmeliyiz.
Çocuğa ırkı, dini sorulmaz.
Bir çocuğu ırkı, dini sebebiyle öldürmek, yeryüzünde işlenebilecek en büyük insanlık suçudur.
Bir çocuğun katlini, tecavüzünü görmezden gelmek, dünyanın bütün çocuklarının öldürülmesini kolaylaştırmaktır.
Bugün değilse yarın, kötülük iyilerin sessizliğinde büyür…
Sadece ağlamakla yetinmeyin.
Ağlayarak mücadele edenler olarak birleşin.
Güzel günlerde…
.
Ülkü Menşure Solak, dikGAZETE.com