Uzun süredir veliaht prensin cafcaflı dış gezilerine rağmen Suudi Arabistan’da işlerin yolunda gitmediğini az çok bilenlerdenim.
Ne yalan söyleyeyim bu ülkedeki yerleşik bir demokrasi geleneğinin olmaması, güçler dengesindeki orantısız durumdan dolayı darbe beklentim vardı ve şimdiye kadar nasıl gerçekleşmedi anlayamadım doğrusu.
11 Nisan 2018’de “Esat yolcu Veliaht Prens Salman üç ay sonra Suud kralı mı?” sorusuna cevap aramıştım.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ilginç çıkışlar yaptı; ılımlı İslam’a geçmekten söz etti, bazı sosyal ve ekonomik ve idari reformlar gerçekleştirdi. Yolsuzlukla mücadele adı altında kendisine muhalif milyar dolarlara hükmeden Suudi hanedanına mensup prenslerin mal varlığına el koydu.
Böylelikle 79 milyar doları bulan bütçe açığını kapatmanın yolunu buldu. Yolsuzluk operasyonuyla başlayan iktidar yürüyüşünün son adımı tahta geçmek.
Veliaht Prensin yurt dışı gezilerine bu perspektiften bakılabilir. Muhammed bin Salman; ABD’den sonra Avrupa temaslarını sürdürdü. ABD’de oldukça uzun süre kaldı. Eski başkanlar ve şirket ceolarıyla görüştü. Ardından İngiltere’ye geçti ve Kraliçenin huzuruna çıktı. Daha sonra Paris’te fistanını havalandırdı.
Bu gezilerinde vermek istediği mesaj; "Suudi Arabistan’da kral arıyorsanız o benim…"
ABD’de uzun süreli kalması dikkatimi çekmişti. Görücüye çıkmış genç kız gibi kendisini güç ve finans merkezlerinde göstermesinin beyhude bir çaba olmadığı kanaatindeydim. Çünkü babası oldukça yaşlı ve ciddi sağlık sorunları yaşıyor.
Suudi Arabistan Kral Selman, siyasi yetkilerini 32 yaşındaki oğlu Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a bırakmaya niyetli.
Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın İran’a husumeti malûm. İşte bu nedenle ABD, bir an önce tahta çıkmasından yana ve gerekli ortamı hazırlıyor.
Kamuoyunda temasları ile karizması yükseltiliyor. İngilizler Washington’daki güç merkezinin bu tasarrufunu takından takipte.
"Suudilerin Fuat Avni’si" veya "Julian Assange’ı" Mujtahidd, veliaht prensin tahta geçmek için gün saydığını yazdı…
2 milyonun üzerinde takipçisiyle Twitter’de Suudilerin Julian Assange’ı olarak nam salan Mujtahidd, Ocak 2018’deki paylaşımında, veliaht Prens’in üç ay içinde taht için hazırlanabileceğini öne sürmüş, “Muhammed bin Selman’a yakın çevreler onun Trump ve Jared Kushner ile işbirliği yaparak Kral Selman’ın yerine geçmek üzere 4 Temmuz’da tahttan indirebileceğini açığa vurdu”ğu bilgisini servis etmişti.
“@Mujtahidd” hesabı İngiliz istihbaratının…
Suudi Arabistan’ın ‘Fuat Avni’si “@Mujtahidd” hesabının kullanıcısına şimdiye kadar tek ulaşabilen BBC.
Bu nedenle söz konusu hesabın İngiliz gizli servisince kurgulandığı ve istihbarat birimlerine gelen bilgilerin işlenerek ince ayar verilerek paylaşıldığı söylenebilir.
Her ne kadar @Mujtahidd kendisi ile yapılan söyleşide, kendisinin kraliyet ailesinin içinden, istihbarat, askeriye ve din otoriteleri çevresinden kaynakları olduğunu adaletsizlik, yolsuzluk ve ikiyüzlülüğü açığa vurmayı misyon edindiğini ifade etse de hiç şüphesiz o hesap İngiliz gizli servisinin programı.
Şubat 2018’de Suudi ordusu depreme yakalandı!
Şubat 2018’de Kraliyet kararnamesiyle Genelkurmay Başkanı Orgeneral Abdurrahman bin Salih el-Bunyan ve Hava Kuvvetleri Komutanı Muhammed bin Avad Suhaym emekliye sevk edildi.
Genelkurmay Başkanlığına Feyyaz er-Ruveyli getirilirken, orgeneral rütbesine terfi ettirilen Fehd el-Matir Kara Kuvvetleri Komutanlığına, yine orgeneralliğe yükselen Turki bin Bender bin Abdülaziz Hava Kuvvetleri Komutanlığına atandı.
Orduda huzursuzluğa yol açan bu görevden almaların kokusu çıkmakta gecikmedi.
Başkent Riyad’da Kraliyet Sarayına saldırıldı çatışma çıktı…
21 Nisan 2018’de ‘Suudi Arabistan’da darbe!’yi ele aldım. Suudi Arabistan Kraliyet Sarayı çevresinde çok şiddetli çatışmalar yaşanmış, Suudi kaynaklar çatışmaları doğrulamış, saldırı bir drone ile gerçekleştirilmişti.
Saldırı sırasında Suudi Kralı Selman bin Abdülaziz apar topar askeri bir hava üssündeki sığınağa götürülmüştü.
Başkent Riyad’da bulunan Başkanlık Sarayı çevresinde yoğunlaşan çatışma nedeniyle saray içi bir darbe girişiminden söz edilmişti.
Bazı Arap kaynaklar, ağır silahlı unsurların saraya girdiğini, bunların asker olup olmadığının bilinmediğini ancak saray etrafında askeri hareketlilik olduğunu aktarmış, Amerikan medyasında yer alan haberlerde, Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Alukas Nepils’in {?} başını çektiği bir grubun darbe girişimi olduğu öne sürülmüştü.
Ancak şimdiye kadar Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Alukas Nepils’in gerçek kimliği ortaya çıkmadı çünkü Suudi Arabistan Kraliyet ordusu Kara Kuvvetlerinde bu isimde kimse yok.
ABD ve Avrupa basınında İngilizce karakterde Alukas Nepils diye yer alan ismin Al Ukaz Nebil veya El Ukaz Nubelaa olabileceği belirtiliyor.
Ancak yerel kaynaklar, Al Ukaz Nebil’in Sakıf Kabilesi mensubu olduğunda ısrarlı.
Riyad kentinde kurulu Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın MUC Al Kharj Al-Kharj Bakım-Modernizasyon tesislerinde görevli üst düzey bir subay olması söz konusu.
Ne önemi var bilmiyorum ama 2009’da MUC Al Kharj Al-Kharj Bakım-Modernizasyon tesislerini Nurol Holding inşa etmişti.
Veliaht Prensin tahta geçme hırsını Avrupa ve ABD gizli servisleri zaaf görüyor…
1945’ten beri Washington’ın Ortadoğu’daki önemli bir işbirlikçisi pozisyonunu gocunmadan benimseyen Riyad yönetimi, jeopolitik konumunun zayıfladığı biliyor ve bu nedenle daha bir endişeli.
İslam dünyasına yönelik gözlemleri ve kitapları ile tanınan Brookings İstihbarat Projesi Direktörü ve 30 yıl CIA'de çalışmış bir isim olan Bruce Riedel, Suudi Hanedanındaki anlaşmazlıkları, iktidar mücadelesini belki de en iyi analiz edenlerden.
Ona göre, “Aile içinde perde arkasından çok fazla huzursuzluk olacak ve Krallık istikrarsızlığa davetiye çıkarıyor.”
30 yıl CIA'de çalışmış Bruce Riedel Kim?
Bruce Rıedel, ABD’nin önde gelen güvenlik, anti-terör ve dış politika uzmanı.
Riedel, halen Brookings Institute İstihbarat Projesi Direktörü ve Dış Politika, Ortadoğu Politika Merkezi ve 21. Yüzyıl Güvenlik ve İstihbarat Merkezi üyeliği yapıyor. Bruce Riedel; 30 yıl CIA’e hizmet ettikten sonra 2006’da emekli oldu.
Son dört ABD Başkanı’nın Güney Asya ve Ortadoğu konularında danışmanlığını yapan Riedel, Pentagon ve NATO’nun Brüksel karargâhında da çeşitli görevler üstlendi.
ABD eski başkanlarından Bill Clinton’ın Ortadoğu barış süreci ekibinde yer alan ve Camp David’deki Arap-İsrail görüşmelerine de katılan Riedel’in, aralarında “El Kaide’yi Tanımak: Liderlik, İdeoloji ve Gelecek”’in de bulunduğu, bölgeyle ilgili çok sayıda kitabı bulunuyor.
Riedel, Bill Clinton’un Başkanlığı döneminde Camp David ve diğer Arap-İsrail zirvelerinde barış süreci ekibinde müzakereci olarak yer aldı ve Clinton’un Hindistan ziyaretini organize etti.
2009 yılında Obama, Riedel’e ABD’nin Afganistan ve Pakistan’a yönelik politikasını gözden geçirmeyle görevlendirdi. Aralık 2011’de İngiliz Başbakanı David Cameron’un davetiyle İngiliz Ulusal Güvenlik Konseyi’nde Pakistan hakkında brifing verdi.
Bruce Rıedel’a göre; "Türk Erdoğan, Veliaht Prensle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor!.."
Brooking Enstitüsü’nün İstihbarat Projesi Direktörü Bruce Riedel geçtiğimiz yıl; Woodrow Wilson Merkezi’nin “Cemal Kaşıkçı ve ABD-Suudi Arabistan İlişkilerinin Geleceği” konulu düzenlediği panelde, Kral Selman’ın daha önce tahta geçiş sırasını değiştirdiğini ancak bunu kendi inisiyatifiyle yapma ihtimalinin olmadığını belirtmişti.
Hatta ona göre, Obama, Suudilere Trump'tan çok daha fazla silah satmıştı.
Bruce Riedel; Suudi hanedanında yaşanan taht kavgalarının şiddetli geçtiğinden, Muhammed Bin Selman başka bir prensin kendisini veliaht prenslikten etmesini kabullenmeyeceğinden oldukça emin. Çünkü Kral Selman daha önce tahta geçiş sırasını değiştirdiğinden bir kez daha böyle bir şeye yeltenmeyecektir. Zaten kendi iradesi ile hareket etmemektedir. Ayrıca sağlığı yerinde değil.
Ama Kraliyet ailesi içinde Kral’ın kulağına çok sayıda üst düzey prensin Muhammed Bin Selman’ın artık kenara alınması gerektiğini fısıldadığını düşünüyor.
Cemal Kaşıkcı konusunda Türk hükümetinin bu konuyu gündemden düşürmeyecek olduğu yönünde bir izlenim verdiğini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir anlamda kedinin fareyle oynadığı gibi oynadığını, oyunun tadını çıkardığını söylemişti.
İngilizler devrede, Amerikancı Veliaht Prens'in altını oyuyorlar!
30 Ekim 2018’de sıra dışı bir gelişme oldu.
İngiltere’nin başkenti Londra’da sürgün hayatı yaşayan Kral Selman bin Abdulaziz’in üvey kardeşi Prens Ahmed bin Abdulaziz’in ülkesine geri döndüğü bizzat Suudi Arabistan resmi kaynaklarınca BBC üzerinden açıklandı.
Prens Ahmed, hanedan içindeki konumu nedeniyle Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın yerine geçebilecek bir kişi olarak kabul ediliyor.
Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim’de İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda öldürülmesinin ardından uluslararası kamuoyunun eleştiri oklarının hedefiydi.
Prens Ahmed, 2012’de İçişleri Bakanı olmuş, 5 ay sonra yerine yeğeni Muhammed bin Nayif atanmıştı. Prens Ahmed’in “kendi isteğiyle görevi bıraktığı” açıklanmıştı.
Ancak geçtiğimiz aylarda Suudi Arabistan, darbe girişimi iddialarıyla çalkalanırken muhalif Prens Halid bin Ferhan’ın kurucu kralın iki oğluna; Prens Ahmed bin Abdülaziz ile Prens Mukrin bin Abdülaziz’e yönetimi devirmeleri çağrısı yapmış,
”Selman’ın akıldışı, dengesiz ve ahmak yönetimi geri dönüşü olmayan noktayı da geçti. Darbe yapıp kraliyeti kurtarın.” demişti.
Ahmed ile Mukrin’in saflarını birleştirmeleri halinde kraliyet ailesi, güvenlik servisleri ve ordu üyelerinin yüzde 99’unun onların arkasında duracağını savunmuştu.
Londra’dan dönen Suudi Arabistan Kralı Selman’ın kardeşi, Prens Ahmed bin Abdülaziz es-Suud, Yemen’deki savaşın sorumlusu olarak ağabeyi ve yeğenini gösteriyor.
Bununla birlikte İngiltere’nin Suudi Arabistan’a silah ihracatının 2015’den bu yana 4 milyar sterline ulaşmasına, hatta İngiliz subayların Suudi Arabistan’ın Yemen’deki harekâtına fiilen katılmasına, Suudi ordusuna danışmanlık hizmeti vermesine rağmen sürgünde yaşadığı İngiltere’ye bir eleştirisi yok.
Kasım 2017’de Riyad’dan ayrılmadan önce ülkenin veliahdını belirleyen kurum olarak bilinen Biat Heyeti’nin en güçlü üç isminden biri olan Prens Ahmed Bin Abdulaziz’in, geçtiğimiz yıl Haziran ayında Muhammed Bin Nayif’in azledildiği toplantıda Muhammed Bin Selman’ın Veliaht olmasına karşı çıkmıştı.
Prens Ahmed Bİn Abdulaziz’in, Riyad’da olduğu dönemde kardeşi Kral Selman tarafından davet edildiği resepsiyonlara da katılmayı reddetmişti.
Yurt dışına çıktığında özgürlüğün getirdiği güven duygusuyla “Yemen’deki durumun sorumlusu Suudi Arabistan değil, sorumlu Prens Muhammed bin Selman’dır” demişti.
Bu tenkidinin ardından sosyal medyada “Kral olarak Ahmed bin Abdulaziz’e biat ediyoruz” mesajları yayınlanmıştı. Kaşıkçı cinayeti, mevcut Suudi rejimini, kral ve mankurt oğlunu uluslararası platformlarda oldukça zor durumda bıraktı.
Ancak Rus gazeteci Vladimir Solovyov’ın iddia ettiği gibi İngiliz istihbarat servislerinin cinayeti önceden biliyor olması ve göz yumması, neyin hazırlığı olabilirdi?
Suudi Arabistan’da taht kavgalarını körükleyerek şartların olgunlaşmasına katkı sundukları bir gerçek.
Küresel kraliyetçiler ve emperyalist odakların, enerji kaynaklarındaki denetimlerini kaybetmemek adına Suudi rejimine can suyu arayışlarında varılan uzlaşma neticesinde Londra’da yaşayan Prens Ahmed Bin Abdulaziz, Riyad’a gönderildi.
Düşünülen çözüm, Sudayri Yedilisi’nin gücü yeniden elde etmesini sağlamak. Can alıcı soru Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın tartışmalı hamleleri sonrası Suudi Arabistan Kralı Selman daha kıdemli bir kişiyi denetimci görevine getirebilir mi?
Kral Selman bin Abdulaziz’in Mısır dönüşü karşılanması merasiminde Veliaht Prens yoktu!
İngilizler sorunları köpürtmeyi sever.
Nitekim Guardian gazetesi, Suudi Arabistan'da son dönemde Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman arasında, önemli siyasi konularda görüş ayrılığı olduğuna dair işaretlerin arttığını yazdı.
Baba ve oğul arasındaki gerilim, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Türkiye'de öldürülmesiyle başladı.
Gerilimin 83 yaşındaki Kral Selman bin Abdulaziz'in geçen ay Mısır'a yaptığı ziyaret sırasında, danışmanları tarafından kendisine karşı potansiyel bir girişim riski konusunda uyarılmasıyla arttığı belirtiliyor.
Gazeteye göre, Kral Selman'ın yanındaki heyet o kadar kaygılandı ki, Mısır'daki mevcut güvenlik ekibi, Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı tarafından özel olarak seçilen 30 sadık adamla değiştirildi.
Kral Selman'ın danışmanları, Mısırlı güvenlik ekibini de gönderdi.
Aynı kaynak, gerilimin özellikle Veliaht Prens'in ziyaret dönüşü Kral Selman'ı karşılayan heyette yer almamasıyla gün yüzüne çıktığını söylüyor.
Riyad Havaalanı'nda kralı karşılamaya gelenlerin bulunduğu resmi isim listesinde, Veliaht Prens'in adı yer almıyor.
Kral Selman, Mısır gezindeyken "Kral Vekili" görevini yapan Prens Muhammed bin Selman, babası ülke dışındayken iki büyük atamaya da imza attı.
Bunlar arasında, Prenses Reema bin Bandar bin Sultan'ın ABD Büyükelçiliğine, öz kardeşi Halid bin Salman'ın da savunma bakanlığına atanması bulunuyor.
Washington'a atanan Prenses Rima bint Bender Al Suud, Suudi Arabistan'ın büyükelçilik görevi verdiği ilk kadın oldu.
Prenses Rima, babası Bender bin Sultan bin Abdülaziz'den 14 yıl sonra aynı göreve getirildi.
Brookings İstihbarat Projesi Direktörü ve 30 yıl CIA'de çalışmış bir isim olan Bruce Riedel, "Bunlar, kraliyet sarayında bir şeylerin ters gittiğini gösteren üstü kapalı ama önemli sinyaller" diyor.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete
Necdet Çelikdönmez 6 yıl önce
asyanın miftahı 6 yıl önce